‘Efrin demek Gazze demektir'

img

DİYARBAKIR - Ulusal birliğin bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Azadi Hareketi üyesi avukat Sıdkı Zilan, "Efrin şimdi yüzde 100 Gazze’dir" derken, DTK Diyarbakır Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin ise, "Geç kalmak demek Kürde katliam, kazanımları bir bütün kaybetmek demek" uyarısı yaptı.

Federe Kürdistan Parlamentosu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin’e yönelik saldırısı üzerine 31 Ocak’ta yaptığı ulusal kongrenin toplanması çağrısına Kürt çevrelerden destek gelmeye devam ediyor. Kürdistan Özgürlük Partisi (Partiya Azadiya Kurdistanê - PAK) Merkez Yürütme Kurulu üyesi Vahit Aba, ulusal birliğin anlamının ulusal konularda hemfikir olma anlamı taşıdığını vurguladı. Ulusal birlik olduğunda ulusal refleksin de kendiliğinden ortaya çıkacağına işaret eden Aba, Kürt düşmanları ve sömürgecilerin Kürtlere karşı birlik içerisinde olduğunu belirterek, Kürtlerin de aynı şekilde birlik sergilemeleri gerektiğinin altını çizdi. 
 
Aba, ulusal birlik olmadan kalıcı ulusal kazanım olamayacağına işaret ederek, “Bugün de bir parça Kürdistan’da sömürge güçler Kürt ve Kürdistan kazanımlarını yok etmeye çalışıyor. Burası da Efrin’dir. Dört parça Kürdistan’da bu saldırıya karşı Kürtler tepkilerini ve yapılan saldırıları kınadıklarını dile getiriyor. Efrin’e yapılan saldırıları kınıyor" dedi. 
 
'ULUSAL BİRLİK OLMADAN KÜRTLER KAZANAMAZ'
 
Efrin’e yönelik saldırıların tüm kesimler tarafından tepkiyle karşılanması gerektiğini vurgulayan Aba, bunun yanı sıra tüm Kürtlerin birlik olarak bu saldırılara karşı ortak tepki göstermesi gerektiğini kaydetti. Ulusal birliğin Kürtlerin 100 yıllık sorunu olduğuna dikkat çeken Aba, "Kürtler Kürt ve Kürdistani duygularla bir araya gelmeli. Kürdistan için bir araya gelmeliyiz. Sadece bir parça Kürdistan için değil dört parça Kürdistan için bir araya gelmeliyiz ve herkes kendi tarafından adım atmalı” ifadelerinde bulundu. 
 
'TÜRKİYE'DE ULUSAL KONGRE ŞART'
 
Azadi Hareketi üyesi Avukat Sıdkı Zilan ise, Federe Kürdistan Parlamentosu’nun aldığı kararların yerinde olduğunu söyleyerek, diğer parçalarda da milli ittifakın gerekli olduğunu belirtti. Ulusal bir temsilin olması gerektiğine dikkat çeken Zilan, “Dünyada değişim her gün ya da her yıl olmaz. Büyük fırsatlar her zaman ele geçmez. Geçtiğimiz 100 yılda Birinci Dünya Savaşı'nda Kürtlerin elinde altın bir fırsat vardı ancak Kürtler birlik olmadığı için kandırıldı. Türkiye o zaman Kürtlere 'birlikte devlet kuralım' dedi ama sonrasında ise Kürtleri inkar etti. İnkar ardından Şeyh Sait, Dersim, Piran olaylarını da biliyorsunuz. Sistemler adil değil" dedi. 
 
'EFRİN BUGÜN GAZZE'DİR'
 
“Rojava ve Efrin bizi alakadar eder ve bizim evimizdir” vurgusu yapan Zilan, Efrin’e dönük saldırılar hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Biz herkesin haklarını savunuyoruz, ama kendi haklarımızı da savunmamız gerekiyor. Efrin, Diyarbakır, Kerkük bizim evimizdir. Oraya yapılanlar bizi iki kat ilgilendirir. Filistin için nasıl üzülüyorsak oralar için de üzülüyoruz. Türkiye halkları Filistin için üzülmüyor mu, onlardan önce Kürtler üzülmüş. İslami devletler ne zamandan beri Filistin’i düşünüyor, Kürtler Hamas’tan önce de Filistin halkının yanındaydı, onlarla omuz omuza mücadele ettiler. Şimdi Rojava ikinci Gazze’dir. Hatta Efrin şimdi yüzde 100 Gazze’dir. Çünkü 3 tarafı tutulmuş. Büyük bir devlet NATO’da askeri anlamda ikinci olduğunu söylüyor ve diyor ‘Efrin’de savaşıyoruz.’ Efrin bir ilçedir. Diyarbakır’ın bir ilçesi ondan büyüktür." 
 
'KÜRTLER ONURLU BİR BARIŞ İSTİYOR'
 
Kürtlerin hep bir ağızdan barış istediğinin altını çizen Zilan, bu barış çağrılarının baskılanmak istendiğini dile getirdi. Zilan, "Artık korkunun dönemi kalmadı. Kürtler yaşamına devam ediyor onu da Allah veriyor o alır. Direnecekler. Onurlu bir barış ancak olursa olur. Hiçbir halk onursuz bir barışı kabul etmez. Dersim, Koçgiri, Piran, Rojava oldu. Bunlardan ders çıkarmalıyız. Bize kimsenin dini lazım değil, bize adalet ve hukuk lazım. PKK deyip saldırıyorlar, Barzani size yakındı, babası Mele idi neden Kerkük’ü sattınız. Onun davası Kürtlerin statü sahibi olmaması. Yoksa mesele ne Barzani, ne PKK, ne benim. Kürtler hem kendi hakları için hem İslamiyet için bedel ödemişler, yine biz ‘hain, gayri Müslim’ oluyoruz. Referandumdan sonra Rojava için ‘İkinci İsrail’ dedi. Önceden Ermenistan diyordu şimdi Rojava’da Ermenistan oluşmayacağı için öyle diyor kendince. Sen ikinci İsrail’e mi karşısın? Birinci İsrail karşında ona dur de. Onların tek derdi Kürtler. Artık Kürtleri uyandırarak, bunların barış istemediği teşhir edilmeli. Aynı anda Türkiye halklarını da uyandırmalıyız" dedi. 
 
'KAZANIMLARIN SAHİPLENİLMESİ GEREKİYOR’
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Diyarbakır Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin, Kürt ulusal birliğinin sağlanmasıyla uluslararası arenada söz sahibi olunacağını vurguladı. Bilgin, “Bunun da uluslararası arenada ciddi etkisi söz konusu. Kürt parlamentosundan bu yönlü bir karar çıkması çok anlamlı ve önemli olduğu kadar sürece yön verecek bir pozisyonda. Çağrıyla birlikte uluslararası güçleri savaş arenasına çekecek bir öneme sahip. Bugün Rojava'da kazanımların yok edilmesine yönelik ciddi saldırılar söz konusu. Bu kazanımların kaybedilmemesi için çok acil bir ulusal birlik lazım. Ulusal bağlılık çizgisi ekseninde bir araya gelip, kazanımların sahiplenilmesi gerekiyor. Eğer bu kazanımlar bu dönemde sahiplenilmezse, savaş gittikçe tırmanacak ve Kürtleri tarihten silmeye, yok etmeye sadece bir sömürge olarak görmeye devam edecek tüm güçler" diye konuştu. 
 
‘GEÇ KALMAK ÖLÜM, KATLİAM DEMEK'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ulusal birlik çağrılarını hatırlatan Bilgin, "Kürtlerin ulusal birlik çerçevesinde toplanmasının en büyük nedeni aslında uluslararası komplo. Bu komplo bize şunu göstermiştir. Kürtler Ortadoğu'nun Mezopotamya'nın en kadim halklarından biridir ve uluslararası güçler, Kürtleri böl, parçala yönet sistemiyle sömürge haline getirmişler. Bunu yıkmak için de Kürt ulusal birliği şart. Öyle ki sömürgeci güç asimilasyon politikalarıyla halkları sadece kendine hizmet edecek bir hale dönüştürüyor. Sayın Öcalan her zaman Kürtlerin ulusal birlik etrafında kenetlenmesini gerektiğine işaret ediyor. Eğer Kürtler ulusal birliğini oluşturmazsa kazanımları ne olursa olsun her zaman saldırı altında olacak. Rojava bölgesinde yapılan saldırılarda ne demek olduğunu daha iyi anlıyoruz ve geç kaldık diyoruz. Biraz daha geç kalmak demek Kürde ölüm demek, katliam demek, kazanımları bir bütün kaybetmek demek. Sistem tüm gücüyle saldırıyor ve Kürde tahammülsüzlük söz konusu. Bu çerçevede bir araya gelmek gerekiyor" vurgusu yaptı. 
 
MA / Berivan Altan