Erdoğmuş: Türkiye, Suriye’de terörizmin bir parçası haline getirildi

img

DİYARBAKIR - Türkiye’nin Efrin’e yönelik saldırılarını ve doğuracağı sonuçları değerlendiren eski Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Türkiye’nin Suriye’de terörizmin bir parçası haline geldiğini belirtti.

Türkiye’nin Efrin’e yönelik başlattığı saldırılar 20’nci gününe girdi. Operasyondan önce “3 saatte Efrin”, “bir haftada temizleriz” diyen iktidar, sahada sıkıştığı durumun içeriye yansımasını engellemek için baskılarını her geçen gün arttırıyor. Efrin saldırılarına karşı olduğunu bildiren herkes iktidarın hedefi haline getiriliyor. Saldırıların son bulması için bildiri imzalayıp milletvekillerine gönderen 170 aydın, akademisyen ve yazar da Cumhurbaşkanı tarafından hedefe konulmuştu. Milletvekillerine gönderilen bildiriye imza atan ANAP Diyarbakır eski Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Türkiye’nin Efrin saldırılarını ve Cumhurbaşkanı’nın kendilerine yönelik sözlerini değerlendirdi. 
 
‘SURİYE’DE ELDE EDEMEDİĞİNİ KÜRTLER ÜZERİNDEN ELDE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’
 
Türkiye’de tedbir adı altında yapılan uygulamaların savaş sonrasında toplumda öfke patlamasına neden olabileceği uyarısında bulunan Erdoğmuş, Efrîn’e saldırının Kürtler ve Türkiye açısından tarihin dönüm noktası olduğunu dile getirdi. Haritaların yeniden çizildiği bir dönemde Kürtlerin bu coğrafyada kendilerine ait olan yeri istemelerinin en doğal hak olduğunu vurgulayan Erdoğmuş, “Suriye’nin yaşadığı bu kaosta payı olan Türkiye, hiçbir şey olmamış gibi şimdi de kendi sınırlarını korumak bahanesiyle operasyon yaptığını iddia ediyor. Öyle bir şey yok; Türkiye İdlib’te de var. Rejime karşı örgütlenen 30’u aşkın illegal örgütle işbirliği yapıyor. Bir kısmını doğrudan eğiten, silahlandıran bir ülke. Suriye’ye müdahale üzerinden elde edemediği kazanımları Kürtler üzerinden elde etmeye çalışıyor. Problem burada başlıyor” diye konuştu. 
 
‘KÜRT DÜŞMANLIĞININ ADI: TERÖRLE MÜCADELE’
 
Türkiye’nin Efrin’e saldırısının doğrudan Kürtleri hedef aldığının altını çizen Erdoğmuş, Kürtler açısından savaştan öte bir durum yaşandığına işaret etti. Efrin’e saldırının sadece Efrin’deki Kürtleri değil Türkiye’deki Kürtleri de ciddi anlamda rahatsız ettiğini belirten Erdoğmuş, “Kürtler haklı olarak ‘ne oluyor?’ diye soruyor. Türkiye, adına ÖSO denen grupla Efrin’e saldırmanın izahını nasıl yapacak? Kürt düşmanlığının adı ‘terörle mücadele’ olmuş. Eylem itibariyle tanımlarsak bugün bölgede devletler terör uyguluyor. Yüzlerce uçağın Suriye’de işlediği cinayetler terör değil midir? ABD’nin Irak’a müdahale gerekçesi ne ise Türkiye’nin Efrin’e saldırı gerekçesi de aynı. Biz bugün Türkiye’nin saldırı gerekçesini meşru görürsek ABD’nin saldırılarını da meşru görmemiz lazım” dedi. 
 
‘TÜRKİYE TERÖRİZMİN BİR PARÇASI HALİNE GELDİ’
 
Küresel güçler ve Türkiye’nin Suriye’de terör uyguladığını açıklayan Erdoğmuş, devlet terörünün örgütsel terörlerden daha büyük katliamlar getirdiğini vurguladı. İktidarın ülkeyi getirdiği noktaya dikkat çeken Erdoğmuş, “Bugün iktidar, Türkiye’yi Suriye’de terörizmin bir parçası haline getirdi. Türkiye’yi terör devletleri arasında sayılacak bir ülke konumuna getirdi. Biz bunun için savaşa hayır diyoruz. Türkiye’yi devlet olarak terör devleti haline getiren iktidar meşruiyetini yitirdiği için savaşa karşı çıkıyoruz. Niçin İsrail’e terör devleti diyoruz? Sivillere karşı insanlık dışı saldırılarda bulunduğu için. Türkiye bu duruma düşürülmemeliydi” ifadelerini kullandı. 
 
‘KÜRTLERİN BAŞKASININ TOPRAĞINDA GÖZÜ YOK’
 
Kürtlerin başkasının toprağında gözünün olmadığını aktaran Erdoğmuş, böylesi bir halka yapılan saldırıların reva olmadığını belirtti. Türkiye’nin Suriye’de kalıcı olma politikası güttüğünü ifade eden Erdoğmuş, “Başından beri Türkiye Suriye’deki gelişmelere müdahil olma çabası içerisinde olmuştur. Ortadoğu siyasetinde etkili olma şanslarını kaybettiler. Kaybettikleri bu şansı kazanabilir miyiz çabası içerisindeler. Fakat biz biliyoruz ki Suriye’de ve Ortadoğu’da etkili olabilmek için ya Rusya’nın müttefiki olacaksın ya da işgalci ABD’nin müttefiki olacaksın. Türkiye’nin ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olarak orada kalabilmesi asla mümkün değildir. Şimdi soruyorum, ‘acaba iktidar Rusya ve rejimin müttefiki olarak mı orada yer edinmek istiyor yoksa ABD’nin müttefiki olarak mı orada’ bu meçhul bir durum” şeklinde konuştu. 
 
‘KÜRT MESELESİ TÜRKİYE’NİN ZAYIF KARNI DURUMUNDADIR’
 
Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinin merkezinde Kürtlerin bulunduğunu sözlerine ekleyen Erdoğmuş, Kürt meselesinin Türkiye’nin zayıf karnı olduğunu belirtti. Türkiye, İran ve Suriye rejiminin olası bir Kürdistan’ın kurulmasından her zaman korktuklarını kaydeden Erdoğmuş, “Kürtler ve Kürdistan söz konusu olduğu zaman bu bölge devletleri farklı ittifakların içerisine girebiliyorlar. Türkiye Rusya yakınlaşmasını bu temelde okumak gerekir. 1946 Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin yıkılması bunun açık örneğidir” dedi. 
 
‘EFRİN’DEN ZAFER DEVŞİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
 
Türkiye’nin hamasi bir siyaset yürüttüğünü kaydeden Erdoğmuş, “NATO ülkesi olan Türkiye için rahatlıkla ABD müttefikidir diyemiyoruz. NATO ülkesi olan Türkiye, Rusya’nın müttefiki olmuş” sözleriyle çelişkiye işaret etti. Türkiye’nin Efrin’den bir zafer devşirmesinin mümkün olamayacağının altını çizen Erdoğmuş, “Türkiye, hangi silaha başvurursa başvursun, hangi savaş yöntemini denerse denesin oradan bir zafer devşirmesi mümkün değildir. Zafer devşirilemeyeceği gibi askeri üstünlük de sağlamayacaktır. Başkalarının topraklarında nasıl bir üstünlük sağlanabilir ki?” diye sordu. 
 
‘TOPLUMU BASKI İLE SESSİZLEŞTİRMEK TEHLİKELİDİR’
 
Türkiye’nin Efrin saldırısındaki müttefiki ÖSO’ya değinen Erdoğmuş, “ÖSO gibi devşirme bir grubun geleceği yoktur” yorumunu yaptı. Türkiye’nin terörist gruplarla işbirliği yaptığını da belirten Erdoğmuş, “Türkiye uluslararası alanda bir suçlamayla karşılaşmak istemiyorsa en yakın tarihte bu savaşa son vermeli ve ÖSO gibi gruplarla her türlü ilişkisini kesmelidir. Türkiye bunun faturasını içeride de dışarıda da ağır ödeyebilir. Bugün baskı ile sağlanan toplumun sessiz hali hayra alamet olmayacaktır. Bu susturulma hali gelecek adına kesinlikle umut veren bir hal değil” ifadelerine yer verdi. 
 
‘BARIŞ İSTEME SUÇUNU İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
 
Savaşa karşı 170 aydın ile birlikte imzaladıkları bildiri ve Cumhurbaşkanı’nın buna karşı sarf ettiği sözleri de değerlendiren Erdoğmuş, “Bir Cumhurbaşkanı’nın kullanacağı ifadeler değil bu sokak dilidir. Biz imzacılar sokak dilini kullanmadık ki buna muhatap olalım. Kaldı ki biz bu imzaları saldırı başlamadan önce atmıştık. Basına yansıtmadan verdik. Basına servis eden de Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Barışa imza atmak suçsa biz bu suçu dün işledik, bugün işliyoruz, yarın da işlemeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. 
 
MA / Rıfat Şahin – Devran Toptaş