'Yeni yaşama yönelik AKP eliyle yapılan bir sistem saldırısı var'

img

ANKARA - DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Efrin’e yönelik saldırının Rojava’da inşa edilen yeni yaşama yönelik AKP eliyle gerçekleştirilen bir sistem saldırısı olduğunu ifade etti.

 
Türkiye’nin Efrin’e yönelik giriştiği saldırılara ilişkin itirazlar ve tartışmalar sürüyor. Hükümetin oluşturduğu baskıya ve bu yönlü gelen eleştirileri bile yargı eliyle bastırma çabalarına rağmen konuya ilişkin yapılan değerlendirmelerde, Efrin harekatının Türkiye’nin geleceği açısından yarattığı tehlike ve handikaplara dikkat çekiliyor.
 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan da, Efrin’e yönelik saldırının sadece bir AKP saldırısından ibaret olmadığı görüşünde.
 
‘TAŞERONLUĞU TÜRKİYE’YE VERİLEN BİR İŞGAL SALDIRISI’ 
 
Bugün AKP ve ittifak yaptığı kimi güçlerin Efrin’e yönelik yaptığı saldırının sadece Türkiye ile ya da AKP ile sınırlandırılamayacağını söyleyen Arslan, bunun Efrin’de yaşanan işgal çabalarının ve sivil katliamların sadece bir parçasını göstermek anlamına geleceğini vurguladı.
 
Efrin’e yönelik saldırının en önemli nedeninin, Kürtlerin Ortadoğu’da yaşanan krize alternatif bir yaşam yarabilme kapasiteleri olduğunu belirten Aslan, “Bugün ABD’nin de Rusya’nın da içinde olduğu ve taşeronluğunu Türkiye’ye verdikleri bir işgal saldırısı söz konusu. Kuşkusuz AKP’nin işgal girişimini meşrulaştırdığı ‘Güvenlik sınırlarımı tehdit eden terör unsurlarına karşı savaş yürütüyorum’ dese de, biz ve kamuoyu biliyor ki bu iş böyle değil. Efrin’den Rojava’dan Türkiye’ye dönük bir saldırı söz konusu olmamıştır. Özellikle Kürtlerin Ortadoğu’daki alternatif çözüm çabasına tüm Ortadoğu halklarına umut kaynağı olmasından kaynaklı uluslararası güçler Ortadoğu’daki planlarını çok sürdüremeyeceklerini görmüş olmalarından kaynaklı Efrin ve Rojava’ya yönelik bir saldırı durumu söz konusudur. AKP’nin ifade ettiği gibi çok düzenli ordulardan ziyade, halkın içinden çıkmış kendi kendini savunan bir halk gücü var. Ve bu operasyonlarda yaşamını yitirenlere baktığımızda çoğu yaşlı, çocuk ve kadınlar oluşuyor. 
 
‘KÜRTLERİN KURDUĞU SİSTEME MÜDAHALEDİR’
 
Yani bu aslında Kürtler üzerinde gelişen sisteme bir müdahaledir. AKP eli ile yapılıyor fakat aslında kapitalist emperyalist devletlerin, Kürtlerin geliştirmiş olduğu alternatif yaşam modeline karşı yürüttüğü bir savaştır. Çünkü Ortadoğu’da hiçbir devlet, Baas rejimi kendini ayakta tutamıyor, toplumun ihtiyaçlarına karşılık veremiyor. Irak krizinden tutalım Suriye savaşına kadar birçok Arap ülkesinde eylemler gelişti. Kuşkusuz Mısır’da, Libya’da bu devrimler gerçekleşti ancak bu kapitalist sistemler bu devrimleri kendi içinde boğmaya çalıştı. Rojava için bu durum biraz farklı gelişti. Halkın kendi kendilerini yönetebildiği kendini ifade ettiği bir yönetim biçimi ortaya çıkmış olmasından kaynaklı, başta Ortadoğu’nun gerici devletleri olmak üzere tüm kapitalist devletlerin hedefi haline geldi bu sistem” dedi. 
 
‘KENDİNİ YÖNETMEK İSTEYEN KÜRDE YÖNELİK’
 
AKP’nin iç ve dış politikada yaşadığı tıkanmayı aşmak için Efrin’e saldırı düzenlendiğini, ama aslında AKP’nin de bu savaşa itildiğini dile getiren Arslan, Kürtler ile Türkiye’nin çatıştırılarak Türkiye’nin gücünün kırılması ve denetim altına alınmak istenmesinin hesaplandığını söyledi. 
 
Bu nedenle de bu müdahaleyi, “kendi kendini yönetmek isteyen Kürdün iradesine yönelik” olarak tanımladıklarını paylaşan Arslan, “Bu savaşın halkların savaşı olmadığı, kirli iktidarların kendi iktidarlarını sürdürmek için devam ettirdiği bir savaş olarak tanımlıyoruz” ifadelerini kullandı. Barış isteyenlere yönelik yürütülen baskıyı da eleştiren Arslan, “Bu savaş, Türkiye halklarının savaşı değildir, Türkiye halkları bu savaşa karşı çıkıyor, AKP de bu savaşa karşı sesini yükseltmeye çalışanlara yargı eli ile polis eli ile büyük bir sindirme operasyonu sürdürerek, aslında Efrin’e sahip çıkmak isteyen halkların sesleri kısıyor” diye konuştu. 
 
‘KÜRTLERİN BAŞARISINI KABULLENMEK İSTEMİYORLAR’
 
Arslan, Türkiye’nin geleceğini yabancılara teslim etmek isteyemeyen herkesin Efrin’e yönelik bu saldırılara karşı çıkması gerektiğini de vurguladı. 
 
ABD ve Rusya gibi güçlerin ise, Kürtlerin 2011 yılında başlayan iç savaştan dolayı sürekli başarı sağlamış olmasından dolayı rahatsız olduklarını sözlerine ekleyen Arslan, Kürtlerin mevcut sorun yaratan sisteme mecbur bırakılmak istendiğini kaydetti.
 
'EFRİN HALKI YANLIZ DEĞİLDİR'
 
Arslan, Efrin’e yönelik saldırının yine Suriye’deki savaşı kalıcılaştırma riski taşıdığını da söyledi. Ancak Kürtlerin bu saldırıları kabul etmediklerinin altını çizen Arslan, şunları söyledi: “Bugün Türkiye’de, özellikle Kuzey Kürdistan’da Efrin’e yönelik bu saldırıya karşı çok ciddi bir öfke, büyük bir tepki içerisinde insanlar. Bugün belki AKP, bütün yargı siyasal yargı polis asker gücü ile toplumun Efrin’i sahiplenme eylemlerini engelleyebilir, ancak şu iyi bilinmelidir ki, tüm dünyada ve Kürdistan’da insanlar Efrin’e yönelik bu saldırıyı kabullenmeyecektir ve sessiz kalmayacaktır. Biz oradaki halkın kendi öz iradesi ile nasıl ayakta kaldıysa bundan sonra da kanının son damlasına kadar bu çağın direnişi hamlesini buradan destekliyoruz ve Efrin halkının yalnız olmadığını her fırsatta tekrarlayacağımızı bir kez daha söylüyoruz.”
 
MA / Kenan Kırkaya