Taşdemir: Zana kararı AKP siyasetinin iflası anlamındadır

img

ANKARA - Leyla Zana'nın vekilliğinin düşürülmesinin tarihsel bir mesele olduğunu dile getiren HDP'li Dilan Dirayet Taşdemir, “Zana kararı, AKP siyasetinin iflası anlamındadır. Bu kararla AKP'nin demokrasicilik maskesi düşmüştür" dedi.  

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Leyla Zana'nın vekilliği, "devamsızlık" gerekçesiyle düşürüldü. Böylece HDP'li 5'i kadın olmak üzere toplam 6 milletvekilinin vekilliği düşürülmüş oldu. Partilerine yönelik son 2 yılda "saldırı konseptinin"  olduğunu ve bu konseptte kadınlara yönelik özgün bir tutum olduğunu dile getiren HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Zana'nın vekilliğinin düşürülmesi yönünde verilen kararı değerlendirdi.
 
Taşdemir, kararın 2014 yılından itibaren hayata geçirilmek istenen "Çökertme Planı”nın bir ayağı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Taşdemir, "Siyasi soykırımla sürdürülen bu planın bir ayağı da demokratik siyasetin tasfiye edilmesidir. Yüz yıldır devam eden Kürt sorununun açığa çıkardığı sorunlar karşısında ilk defa bütün farklılıklar bir arada. Saldırılar bu farklılıkların tekçi, faşizan, inkarcı sistem karşısında bir direniş zemini yaratan HDP'ye ve tüm demokratik mücadele alanlarına yöneliktir" diye konuştu.
 
‘ZANA'YA TUTUM TARHİSEL HAFIZAYA TEKABÜL EDİYOR'
 
Leyla Zana'nın vekilliğinin düşürülmesinin tarihsel bir hafızaya tekabül ettiğini belirten Taşdemir, parlamentonun işlevini yitirdiğini ve "Çökertme Planı”nı meşrulaştıran bir hale getirdiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Bu saldırı konsepti içerisinde kadınlara yönelik özgün bir tutum söz konusu. Eşbaşkanımız şahsında kadın vekillere yönelik tutuklama, kadın mücadelesine yönelik saldırılar ve kadın parlamenterlerin vekilliğinin düşürülmesi de bu planın bir parçası halinde sürdürülüyor. Ama tabi ki bizler açısından Leyla Zana'ya yönelik bu tutum, tarihsel bir hafızaya tekabül ediyor. Özellikle Kürt demokratik mücadelesine 90'lardan itibaren devlet aklının nasıl bir konseptle yaklaştığını bizler iyi biliyoruz. Yüz yıldır Kürt sorununun demokratik çözümünde şiddetin dışında başka argümanların devreye girmediğini Leyla Zana şahsında bir kez daha gördük. Çünkü, 90'larda Kürt demokratik siyaseti ve Kürt muhalefeti bu zeminde güçlenerek, diline, kültürüne sahip çıkarak bu mücadeleyi yürüttü."
 
'ZANA KARARI AKP'NİN İFLASI ANLAMINDADIR'
 
AKP'li vekillerin aylarca Meclis'e gelmediğini ve “devamsızlık” gerekçesinin sadece teknik olduğunu belirten Taşdemir, Zana'nın vekilliğinin düşürülmesinin özünün iktidarın Kürt sorununa yaklaşımı olduğunu ifade etti. Taşdemir, "AKP-MHP ittifakının bir kez daha Kürt sorununa yaklaşımını Leyla Zana şahsında gördük. Leyla Zana, anadilinde bir söz kullandığı için Türkiye'de Kürt halkından söz ettiği için daha öncede vekilliği düşürüldü ve 10 yıl cezaevinde kaldı. Bugün baktığımızda da benzer aklın iktidarda olduğunu gördük. Yüzyıllık inkarcı zihniyetin AKP şahsında bir kez daha hayata geçirildiğine tanıklık ettik. Leyla Zana, Meclis'te sadece ırkçı bir metini okumak istemedi. Türk halkı yerine Türkiye halkları kavramını kullandığı için aslında cezalandırıldı. Leyla Zana kararı, AKP siyasetinin iflası anlamındadır. Bu kararla AKP'nin demokrasicilik maskesi düşmüştür" diye konuştu.
 
'AKP'NİN REJİMİNDE KADINLARIN ADI YOK'
 
AKP'nin 15 yıllık iktidarı boyunca kadın mücadelesine yönelik dışlayıcı, saldırgan bir tutum aldığını dile getiren Taşdemir, şöyle devam etti: "Kadınların gülme meselesinden, başörtüsü tartışma biçiminden, müftülük yasası, boşanmayı önleme komisyonlarının kurulmasından, 9 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesi yönünde fetva veren ideolojik yaklaşımlarla kadın düşmanı politikaların zirveleştiğini gösteriyor. AKP'nin bu tutumu karşısında direnebilen, bunun mücadelesini yürütebilen, toplumda farkındalık yaratabilecek bütün dinamiklere ve kadın mücadelesine bir saldırı söz konusu. Tüm bu saldırılara baktığımızda aslında bir rejim inşa edilmeye çalışılıyor. Ve bu rejimde de kadınların adı yok. Bu rejimin başarısı, aynı zamanda kadınların cehennem yaşaması demek.”
 
'KADINLAR KAZANACAK' 
 
Yaşam alanlarına yönelik doğrudan saldırılar ve kadın parlamenterlerin tutuklanmasıyla vekilliklerinin düşürülmesi karşısında kadınların kendi özgürlük alanlarını savunması gerektiğinin altını çizen Taşdemir, "Ama bu saldırı ve tasfiye konsepti tekçi, faşizan yaklaşımlar karşısında demokratik ve kadın mücadelesi hiçbir zaman geri adım atmadı. Bu tutumun kendisi direnişi ve mücadeleyi bir o kadar daha güçlü kılıyor. Bu yüzden cezalandırmalar, vekilliklerin düşürülmesi bu mücadeleyi zayıflatmayacaktır. Bizler tüm farklılıklarımızla birlikte kendi özgürlüğümüzü savunmak zorundayız. Kadının örgütlü mücadelesiyle tek adam rejiminin boşa çıkarılacağına inanıyoruz. Kadının kazanacağını da biliyoruz" dedi.