'İktidarın saldırılarına karşı ortaklaşılmalı'

img

İSTANBUL - İstanbul’daki temaslarını sürdüren DTK, DBP ve HDK eşbaşkanları TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası’nı ziyaret etti. Yapılan sohbette tüm toplumsal kesimleri hedef alan saldırılara karşı ortaklaşma ihtiyacı üzerinde duruldu. 

 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çalışmalarını sürdürdüğü “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında İstanbul’daki temaslarını sürdüren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası’nı ziyaret etti.
 
Güven ve Bayındır’a HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, HDK İstanbul Eş Sözcüsü Gurbet Aydoğan ve HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı eşlik etti. Heyeti, ziyaretlerinde TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik  karşıladı.
 
Karşılıklı hal hatır sorulmasının ardından ziyaretlerine ilişkin konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye’nin kritik süreçten geçtiğini dile getirip, ekonominin durumu üzerinde durdu.
 
‘BİR ARAYA GELİP HALKI SAVUNMAK ZORUNDAYIZ’
 
Ekonomik krizin yol açtığı işsizlik ve yoksulluğun bütün insanların hayatlarını etkilediğini dile getiren Güven, “Bizler de bu kriz içerinde bir ışık yakalamaya çalışıyoruz. Faşizmin olduğu bir yerde niye bu kadar yönelim oluyor demek yanlış olur. Onların amacı zaten toplumu ayrıştırmak ve bunun üzerinden toplumu yönetmektir. Şimdi bunlar da bunu yapıyor. Halklar bugün bizlere, sizlere, neye mal olursa olsun sözünü esirgemeyen kişilere ihtiyaç duyuyor. O yüzden ötekileştirmeye çalışan anlayışa karşı birleşmek zorundayız. Elbette ki toplumsal farklılıklarımız olacak. Bunlar zenginliktir. Türkiye toplumu çok acılar yaşadı. Bunun nedeni sisteme yönelmek yerine birbirimize yönelmemizdir. Şimdi ortada ayan beyan bir durum var. Bizler bunlar karşısında bir araya gelmek, halkı savunmak zorundayız” dedi.
 
BAYINDIR: MÜCADELEYİ ORTAKLAŞTIRMAK DURUMUNDAYIZ
 
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, hükümetin son 5 yılda Kürt düşmanlığı üzerinden yeni bir rejim inşa etmeye çalıştığını ifade etti.
 
İktidarların daha önceki yıllardaki yönelimleri lokal düzeyde kalırken, son dönemde AKP-MHP iktidarının izlediği politikaların herkesi kapsadığını söyleyen Bayındır, “Bu politikalardan nasibini almamış kimse kalmadı neredeyse. Hem Türkiye hem de Kürdistan’da halklara yönelik bu saldırılara karşı ortaklaşma ihtiyacı duyuyoruz. Kendi özgünlüklerimiz çerçevesinde mücadeleyi ortaklaştırılmanın ihtiyacını hissediyoruz. Bugün yaşanan saldırılardan etkilenmeyen hiçbir kurum kalmamış durumda. Bu iktidar deyim yerindeyse bağırsak temizliğine gidiyor. Kuruluş aşamasında en asgari değerleri ön plana çıkaran iktidar bugün bunları bertaraf etmeye, temizlemeye çalışıyor. İşte İstanbul Sözleşmesi bunun örneği. Bu kadar kendisini kurumsallaştıran iktidara karşı mücadelemizi daha çok ortaklaştırmak durumundayız” diye konuştu.
 
UĞURLU: FAŞİZME GERİ ADIM ATTIRABİLİRİZ
 
HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu da, DTK'ye yönelik saldırıları hatırlatarak, şunları söyledi: “Yapılan saldırıları biz de anlatabilirdik. Ama DTK ve DBP yöneticilerin bunu anlatması daha önemlidir. Bu saldırılar HDK’ye olmayacak diye bir şey yok. Faşizm, Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeler karşısında saldırıya geçti. TMMOB’a saldırıyor, barolara saldırıyor. Kendisine engel olarak gördüğü her şeye saldırıyor. Bizler şunu da paylaşmak istiyoruz. Muhalefetin bu parçalı yapısına son vermek ve asgari düzeyde bir araya gelirsek faşizme geri adım artırabiliriz. Bu konuda umudumuz tamdır.” 
 
‘ELİMİZDEN NE GELİYORSA YAPMAYA HAZIRIZ’
 
Yaşanan bütün süreci birlikte yaşadıklarını dile getiren TMMOB İstanbul İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik ise, Türkiye’de ekonomik krizin artmasıyla birlikte faşizmin de kendisini olabildiğince göstermeye başladığını dile getirdi.
Türkiye’de parçalı bir muhalefetin olduğunu belirten Akçelik, “İktidar da bunu çok iyi kullanıyor. Geçmişte yaşananlar karşısında bir araya gelemeyen muhalefet nedeniyle bizi daha karanlık günlerin beklediğini görebiliyoruz. DTK’nin kriminalize edilmesi, belediye başkanların tutuklanması, kendilerinin imzaladığı İstanbul Sözleşmesini iptal etmeye çalışmalar vs. siz de ifade ettiniz. Bugünlere gelinmesi çok acı verici. Kriz derinleştikçe AKP’nin doğal yaşam alanlarımıza saldıracağını biliyoruz. Biz bu alanlarda olduğumuz için bunları görüyoruz. Bugün Hasankeyf’teki barajın adını Hasan Eroğlu koymaları bile bir mesaj. AKP en ufak özgürlük alanlarımıza saldırırken, bizler de buna karşı ortaklaşabilmenin ve bundan çıkmanın yollarını aramalıyız. Bu süreçte artık herkes önüne bakarak birleşmenin zamanı geldi. Bundan başka çaremiz yok. Bizler de bu süreçte elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.  
 
‘KÜRTLERİN EN TEMEL HAKLARI GASP EDİLMİŞ’
 
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Erkan de, ülkenin en asgari düzeyde de olsa demokrasi ve özgürlükleri yaşatabilmenin mücadelesi içerisinde olduğunu ifade etti.
 
 Mevcut iktidarın muhalefeti bastırmak için toplumsal kesimleri birbirinden uzaklaştırmaya çalıştığını belirten Erkan, Türkiye’nin en önemli meselesinin Kürt sorunu olduğunu, ancak devletin bu sorunu ‘terörize’ ettiğini söyledi.
Erkan, “Kürtlerin en temel hakları gasp edilmiş durumdadır. Toplumdaki bazı kurum ve kuruluş dışında ses dahi çıkaramıyor. Bizler bu ülkede eşit, adil ve özgür bir şekilde yaşamanın koşullarını aramak zorundayız. Ne kadar ayrıştırılırsak ayrıştırılalım geleceğimizin birlikte olmak zorunda olduğunu biliyoruz. Kürtlere de teşekkür etmek lazım. Her şeye rağmen bu konuda mücadelesini sürdürüyor. Ama bunu bizler biliyoruz. HDP’nin, DTK’nin üzerine burada büyük bir sorumluluk daha düşüyor” diye konuştu.