Arslan: Şırnak halkı asıl temsilcilerinin kim olduğunu gösterdi

img

ŞIRNAK / HAKKARİ - Partisinin Şırnak kongresinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Erdoğan’ın Şırnak'taki konuşmasına dikkat çekerek, “Şırnak halkı, kentin asıl temsilcilerinin kim olduğunu bir kez daha gösterdi” dedi.   

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’ın katılımıyla, Şırnak İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan Kongresi gerçekleştirildi. HDP il binasında bulunan Mehmet Tunç ve Asya Yüksel Konferans Salonu’nda gerçekleşen kongreye, savaş uçakları bombardımanı sonucu 34 yakının kaybeden Roboskili aileler, Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, sivil toplum örgütü temsilcileriyle yüzlerce kişi katıldı.
 
KONGRE SALONU DOLDU TAŞTI
 
Yoğun katılımdan dolayı çok sayıda kişi, konferans salonu dışında kongreyi izlemek zorunda kaldı.  Kongre, divanının oluşturulmasının ardından yapılan saygı duruşunun ardından başladı. Kongrede konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, 2017 yılında Kürtlerin hiçbir haklarının tanınmadığını belirtti. Kürtlere karşı imha ve inkar politikalarının devam ettiğini kaydeden İrmez, Bitlis’te bulunan Garzan Mezarlığı’ndaki cenazelerin çıkarılmasına tepki gösterdi.
 
ARSLAN: ŞIRNAK HALKI KÜRT SİYASETÇİLERİNE SÖZÜ BIRAKMADI
 
Daha sonra konuşan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde partisinin Şırnak kongresinde yaptığı konuşmaya değindi. Arslan, “Erdoğan, partimizi ‘faşist’ olarak nitelendirip sandığa gömmekten bahsetti. Şırnak halkı hiçbir Kürt siyasetçisine sözü bırakmayarak, tüm yıkım ve katliamlara rağmen AKP faşizmine, kendi yarattığı kaosta boğulmanın sözünü verdi. Kentin asıl temsilcilerinin kim olduğunu bir kez daha gösterdi”  dedi.   
 
‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNE BAĞLI KALACAĞIZ’
 
Kürt halkının çok acı yaşadığını ve katliamlara maruz kaldığını belirten Arslan, “Cumhuriyet tarihi Kürt halkı açısından katliamlar tarihidir. Şex Said isyanından  günümüze kadar Kürdistan topraklarında bizler devleti sadece zor, baskı ve katliam ile tanıdık. Tüm bunlara rağmen ismi dahi bu topraklarda yasaklanan Kürt halkı canları pahasına kendini dünyaya tanıttı. Bundan kaynaklı başta özyönetim direniş şehitleri başta olmak üzere tüm Kürdistan şehitlerini minnetle anıyoruz. Onların bize açmış olduğu bu özgürlük yolu neye mal olursa olsun, canımızda son damla kan kalsa da onların özgürlük mücadelelerini bağlı kalacağımız belirtiyoruz” diye konuştu.
 
Kürt halkının kimliklerini ve statüsünü talep ettiğini dile getiren Arslan, bunun kolay olmadığını ve ağır bedeller ödemek zorunda kaldıklarını söyledi. “Davamızda haklı olduğumuz için mücadelemiz devam ediyor” diyen Arslan, “Kürtleri yok etmek için iktidara gelen hükümetler tarihin çöp sepetine gitti ve onlar lanetli bir şekilde anılmaktadır. Demek ki güçlüyüz” dedi.
 
‘AKP İKTİDARINI SÜRDÜREMEYECEK NOKTAYA GELDİ’
 
Kürtlerin tüm saldırılar karşısında kendi değerlerine sahip çıktığını ifade eden Arslan, “Düşman politikalarını Kürtleri dayattığı katliamlardan değil, bu kahramanları yaratan halkın kahramanlığında ve mücadelelerinden bahsetmek bizim için daha anlamlıdır. Şırnak kentini yıkmak isteyen ve iradesini teslim alarak önderliğinden vazgeçirmeye çalışan anlayışlara karşı insanlar toprağa düştü. Ama bu halk önderliğinden vazgeçmeyeceğini gösterdi” ifadelerini kullandı. AKP’nin tüm devlet kurumlarını kendi bünyesine almasına rağmen kendi iktidarını sürdüremeyecek noktaya geldiğini kaydeden Arslan, “Bu, Kürt halkının ve Şırnaklıların direnişi sayesinde oluştu. Bundan kaynaklı biz kendi gücümüzü önemsemeliyiz” dedi.
 
‘KÜRTLERE KARŞI KİRLİ İTTİFAKLAR KURULUYOR’
 
Birçok devletin kirli ittifaklar yaparak Kürtlerin özgürlük mücadelelerini boğmak için uğraştığını söyleyen Arslan, AKP’nin Kuzey Suriye Federasyonu’na karşı yürüttüğü politikalarını eleştirerek şöyle devam etti: Ortadoğu’da ne kadar IŞİD benzeri çete varsa hepsi örgütlenerek Kürtleri mahkum almaya ve katletmeye çalışmaktadır. Mücadelemize olan inancımızla birlikte, koşullar her ne kadar ağır olursa olsun Kürt halkı bu faşist zihniyete karşı direnmiştir. Ama bu direniş kirli ittifaklarla boğulmak istenmektedir. Kürtlerin kazanımları engellenmeye çalışılıyor. Kuşkusuz bu süreç, bizim açımızdan kolay olmayacak. Kürdistan’ın 4 parçasında Kürtler statü sahibi olmasın diye kirli ittifaklar yapılarak özgürlük mücadelesi boğulmak istenmektedir. Eğer Kürt halkı ağır bedeller verip, en kıymetli canlarını kurban vermişse, bu bedeli verenlerin hayali olan Kürdistan’ın özgürlüğünü ve Kürt halkının statüsünü kazanmak zorundayız. Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte, AKP tüm kirli ittifakları yaparak Kürtlerin statü sahibi olmasını engellemeye çalışmakta. AKP’nin çeteci işbirlikçileri ile bu devrim boğulmak istenmekte. Erdoğan, tüm dünyayı gezerek Kürtlerin statü sahibi olmamasını talep ediyor.”
 
‘ULUSAL BİRLİK SAĞLANMALI’
 
Erdoğan’ın Kürdistan Federe Bölgesi’nde yapılan bağımsızlık referandumu karşısında aldığı tavra da değinen Arslan, 21’inci yüzyılda Kürtlerin ulusal birliğini sağlaması gerektiğine dikkat çekti. Ulusal birliğin sağlanmaması sonucu bu saldırıların devam edeceğine vurgu yapan Arslan, “4 parça Kürdistan özgürleşmeden hiçbir parçanın güvende olmadığını ne yazık ki gördük” dedi.
 
Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmediği müddetçe gerilim ve çatışmaların devam edeceğine vurgu yapan Arslan, çatışmalı ortamda sadece Kürtlerin değil, tüm halkların acı çektiğini ifade etti. Kürt sorununun çözülmemesinden kaynaklı AKP’nin kendi halkıyla kavga eder hale geldiğinin altını çizen Arslan, bir an önce barış ve kardeşliğin bu topraklara gelmesi gerektiğine işaret etti.
 
‘PARAMİLİTER GÜÇLER HALKIN BAŞINA BELA EDİLECEK’
 
OHAL’e dayandırılarak çıkarılan son 2 Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) de değinen Arslan, ülkenin KHK’lerle yönetilmeye başlandığını belirtti. KHK’lerdeki tek tip kıyafet uygulaması ve silahlı sivillere yargı zırhı düzenlemesinin tehlikeli olduğunu dile getiren Arslan, “Bu düzenleme; çeteci paramiliter güçler örgütlenerek, Kürdistan’da Kürt halkının başına, batıda demokrat, aydın ve ne kadar iktidar muhalifi varsa onları katletmeye dönüktür. Bu yaklaşımdan vazgeçilmezse toplumsal anlamda ciddi sorunların yaşanacağını biliyoruz. Yarın bu maddeye dayanarak ‘Bu ‘FETÖ’cüdür, bu ‘PKK’lidir’ deyip kendilerini kurtaracaklar” diye konuştu.
 
‘ONURLARI KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’
 
KHK’de yer alan tek tip kıyafet düzenlemesine de tepki gösteren Arslan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tek tip kıyafetle  tutuklayıp, teslim altına almaya çalıştığı siyasetçilerin iradelerini cezaevlerinde de teslim almaya ve onurlarını kırmaya çalışıyorlar. Başta eş genel başkanımız Sebahat Tuncel olmak üzere, milletvekillerimiz ve yurtsever halkımız, nasıl ki AKP’nin dışarıdaki zulüm politikalarını kabul etmeyerek cezaevlerini göze aldıysa bu uygulamaya karşı da en onurlu direnişi gösterecektir. Kabul etmeyecektir. Bu durum karşısında halkımız sessiz kalmamalı. Yoldaşlarımızın cezaevlerindeki iradelerini kırma çabasına karşı verdiği mücadelede onları yalnız bırakmamalıyız.”
 
‘SORUNLARIN KAYNAĞI TECRİTTİR’
 
Türkiye’de bu sorunların yaşanmasının önemli kaynağının PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecrit politikası olduğunu belirten Arslan, “Sorunlar, demokratik yöntemlerle Kürtlerin önderlerini muhatap alarak, demokratik siyasete zemin açarak çözülebilir. Öncelikli olarak Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı” çağrısında bulundu.
 
DBP HAKKARİ'DE KONGRE YAPTI 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Hakkari Merkez İlçe Örgütü de 4. Olağan Kongresi'ni parti il binasında gerçekleştirdi. Kongreye, HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, DBP ve HDP PM üyeleri, parti yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı. "Aydınlanan toplumla özgür geleceğe" pankartının asıldığı kongre, saygı duruşuyla başladı. DBP’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve tutuklu Hakkari Belediye Başkanı Dilek Hatipoğlu’nun mesajlarının okunması ardından konuşmalara geçildi.
 
HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, cezaevindeki milletvekillerin yeni yılını kutlayarak başladığı konuşmasında, "Bu bölgede 26 yıldır yaylalar devlet tarafından yasaklanıyor. Bunun 15 yılını da bu hükümet uyguladı. Şimdi kalkıp yayla yasaklarını kaldırmayı bir müjde olarak vermesinin bu halk tarafında bir karşılığı olmayacaktır. Tarihte sırf Hakkari Mir'inin halka karşı yaptığı bir saygısızlık nedeniyle halk Mir'e tepki amaçlı halaylarının yönünü dahi inadına değiştirmiştir. Bu halk onurludur ve her şeyi biliyor” dedi. 
 
Konuşmaların ardından ardından tek liste ile girilen kongrede, DBP Merkez İlçe Başkanlığı'na Aziz Özen ve Saime Mavigöz seçildi.