İZMİR - Alaçatı Ot Festivali ile birlikte turizm sezonu da açıldı. “Kuru kalabalık” şeklinde niteledikleri festivalin ekonomik olarak kendilerini etkilemediğini belirten turizmciler, bu sezonu geçen yılın altında kapatmamak için dua ediyor.
İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı beldesinde bu yıl 9’uncusu düzenlenen Alaçatı Ot Festivali ile birlikte turizm sezonu da açıldı. Günler öncesinden hazırlıklarını yapan turizmciler, Alaçatı’da bulunan restoran, otel, kafe ve hediyelik eşya dükkanların sahipleri kapılarını da açtı.
Festivalle birlikte, Ege’nin gözde turizm mekanlarından Alaçatı’da yoğun bir hareketlilik de başladı. Türkiye’nin dört bir yanından Alaçatı’ya ziyaretçiler akın etse de, turizmciler; basında yer alan “Festival Alaçatı’ya yüz milyon dolar kazandıracak” haberlerinin gerçeği yansıtmadığı görüşünde. Öyle ki, festivali “kuru kalabalık” olarak niteleyen turizmciler ve işletme sahipleri, Alaçatı’da her yıl düzenli olarak insanların alım gücünün azalmasından yakınıyor. Özellikle; dolar ve euronun artmasının işlerini etkilediğini belirten turizmciler, otellerin boş olduğunu söyleyerek, bu sezonu geçen yılın altında kapatmamaları için dua ediyor.
‘FESTİVALDEN ÇOK BÜYÜK BEKLENTİMİZ YOK’
10 yıldır Alaçatı Çarşısı’nda esnaf olan Füsun Bulur, festivalle birlikte dükkanını açtığını söyledi. Festivale gelen ziyaretçilerin günü birlik ucuz turlarla otları görmek ve gelmişken Alaçatı evlerini gezmeyi amaçladıklarını belirten Bulur, kendilerinin bu durumdan ekonomik anlamda etkilenmediğini kaydetti. Bulur, “Ziyaretçiler, öyle çok da alışveriş yapma modunda değiller. Festivalden çok büyük bir beklentimiz yok. Bugün satış patlaması yaşanmasını beklemiyoruz zaten. Gelen müşteriler tek tek bakarlar, ondan sonra almazlar. Biz de sadece, ‘burada varız’ demek ve ürünlerimizi tanıtmak için açtım. Bu kalabalığı gören insanlar ‘ne biçim satışlar yapıyordur’ diye düşünüyor; ama öyle bir şey yok. Sezonumun en kötü günü bile böyle değil” dedi.
‘DOLARIN ARTMASI GÜMRÜK VERGİLERİNİ ARTTIRDI’
İthal ürünler sattığı için doların artışından kendisinin de etkilendiğini dile getiren Bulur, “Dolar artışıyla gümrük vergileri arttı. Bu da bizim ürünlere yansıyor. Örneğin, ürünlerimizi geçen seneki fiyatla satmaya başladık. Ancak, bu bize zarar. Ama artırdığımız an müşteri ‘bu fiyat bize çok’ diyor. Müşteri bizim ödediğimiz gümrük vergisini bilmiyor. Sadece, ‘bu pahalıymış’ diyor” ifadelerini kullandı.
‘ALAÇATI HER SENE DAHA DA KÖTÜYE GİDİYOR’
Her yıl Alaçatı’da birçok mağazanın açıldığını; ancak sezon sonunda kapandıklarını dile getiren Bulur’a göre bunun nedeni ise Alaçatı’da her sene turizmin daha da kötüye gidiyor olması. Bulur, Alaçatı’ya turist akışı çok olsa da alım güçlerinin azaldığını söyledi. Bulur, “Son 3-4 yıldır Alaçatı inanılmaz kalabalık; ama işlerimiz her sene daha da kötüye gidiyor. Bütün endişem geçen senenin altına düşmemek ki geçen seneyle aynı kapatmak bile zarardır” dedi.
‘İŞ YOK’
Alaçatı’nın pahalı bir yer olmasına rağmen insanların bu kadar ilgi göstermesine ilişkin de Bulur, “Evet, her bakımdan pahalı bir yer. Buna rağmen bu kadar insan seli… Ama para harcamıyorlar. Ucuz turlarla günü birlik geliyor insanlar. Bizim için bugün en kötü gün, bu kalabalıkta, asla iş yok” dedi.
‘OTELLERİN ÇOĞU BOŞ’
Alaçatı’da otel işleten Fikret Sezgin de 15 yıllık bir turizmci. Sezgin’e göre, Alaçatı’daki turizmcilerin durumu önceki yıllara nazaran çok kötü. Bunun sebebi olarak günü birlik turları gösteren Sezgin, “Günü birlik turlar da burayı öldürüyor. Burası için bir de fiyatlar yüksek diyorlar. Gerçekten de yüksek. Ancak, bunun yüksek olmasının sebebi de otelciler değil. Buranın mal sahiplerinde. Kiraları yüksek tutuyorlar, bizler de yüksek kiraladığımız vakitler bu parayı çıkarabilmek için oda fiyatlarını da yüksek tutmak mecburiyetinde kalıyoruz. Yüksek olduğu vakit de kültür turları ucuz müşteri taşıdıkları için buralara yönelmiyor. Alaçatı’da şu anda otellerin çoğu boş, restoranlarda hiç kimseler yok. Sadece kalabalık… Hani halk tabirinde kuru kalabalık derler ya.. Kuru kalabalık işte. Gelen bir çay ya da kahve içerse onun hesabını yapar” diye konuştu.
‘GİDİŞAT İYİ DEĞİL’
Sezgin, yerli ve yabancı turistlerin artık Alaçatı’yı değil, Yunan Adalarını tercih ettiklerini dile getirdi. Türkiye’de turizmde gidişatı çok iyi görmediğini belirten Sezgin, dolar ve euronun artmasının da bunda etkili olduğunu söyledi. Sezgin, “Dolar ve euronun yükselmesi bizi de etkiliyor. Geçen sene 22 liraya aldığım tereyağını bu sene 32 liraya alıyorum. Geçen sene 16 liraya aldığım peyniri, bu sene 25 liraya alıyorum. Dolar yükseldiği vakit petrol yükseliyor, petrol yükseldiği vakit nakliye yükseliyor. Ama yukarıdakiler doların bizimle ne alakası var diyor” diye konuştu.
‘HAREKETLİLİK YOK’
Kafe işletmecisi Levent Yoncacılar da, “Sezon yeni başladı ve daha pek bir hareketlilik yok. Misafirlerimiz güzel ama 100 milyon dolar gibi bir rakam söz konusu değil” dedi. Boş sandalyeleri kast ederek ironi yapan Yoncacılar, “Misafirler oturacak yer bulamadıkları için telaşla açmaya çalışıyoruz” dedi. Sezon yeni başladığı için durumlarının şu an ne olacağının belli olmadığını belirten Yoncacılar, iyi bir sezon geçirmeyi ümit etti.
‘SATIŞLARIMIZ GİTTİKÇE DÜŞÜYOR’
Kendi diktiği yöresel elbiseleri satışa sunan Lütfiye Nermin Ketenci de, “Çok fazla satış yapamıyoruz, gittikçe satışlarımız düşüyor” diyerek, kalabalıklarda iş yapamadıklarını söyledi. Festivallerin sadece o yörenin insanlarına açık olması gerektiğini düşünen Ketenci, “Bu kadar yoğun bir kalabalık olduğunda insanlar sokağa zaten giremiyor. Dolayısıyla alışverişleri etkiliyor. Yoğun olduğundan insanlar sokaklara giremiyor, alışveriş yapamıyor. Bir an önce o kalabalıktan çıkmak istiyorlar. Dolayısıyla alışveriş yapamadıklarından biz de ürünlerimizi satamıyoruz” dedi.
MA / Zuhal Atlan – Ruken Demir