BATMAN - 15 yaşından bu yana şiir yazan ve geçimini inşaatlarda çalışarak kazanan 19 yaşındaki Ferhat Eripek, ikinci kitabın hazırlığını yapıyor. Eripek, Kürt dili üzerindeki baskılardan kaynaklı son iki yıldır şiirlerini Kürtçe yazıyor.
Batman’da yaşayan Ferhat Eripek (19) on beş yaşından bu yana yazdığı şiirlerden ikinci kitabını çıkarmaya hazırlanıyor. İlk şiirlerini Mavi Sürgün adlı kitapta toplayarak kendi imkanlarıyla bastı. İlk şiirlerini Türkçe yazan Eripek son iki yıldır ise Kürtçe yazıyor. Kürt dili üzerindeki baskılar nedeni ile Kürtçe yazı dilini kurslara giderek geliştiren Eripek, yeni kitabın hazırlıklarına başladı. Yedi kardeş olan Eripek, bir yandan da geçimini sürdürmek için inşaatlarda fayans ustalığı yapıyor. Çalışırken not defterini de yanından ayırmayan Eripek, şiirlerini gece yazdığını söyledi.
'NASIL YAZMAYA BAŞLADIM HATIRLAYAMIYORUM’
Aralık 2017'de ilk şiir kitabı basılıncaya kadar şiir yazdığından kimsenin haberi olmadığını belirten Eripek, "On beş yaşından bu yana şiir yazıyorum. Nasıl yazmaya başladım şimdi hatırlamıyorum ama şiir benim için bir tutku ve yaşam biçimi oldu. İlk şiirlerimi Türkçe yazdım. Hangi dilde yazdığımın bir önemi yok. Ama Kürt dili üzerindeki baskıları fark ettikçe Kürtçe yazı dilini daha çok önemsedim. Kurslara gidip öğrendim. Yetmedi kendi imkanlarım ile çalışmalarımı sürdürdüm. Ve son iki yıldır da Kürtçe yazıyorum" diye belirtti.
'GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYOR'
Demokratik Bölgeler Partisi'nde (DBP) siyasetçi olan babası tutuklanınca evin geçim yükü kendisine ve abisine kaldığını anlatan Eripek, "Babam nedensiz bir şekilde tutuklandı. Babam tutuklanınca evin geçimi ben ve abime kaldı. İnşaatlarda çalışıyorum. Gündüz fayans işi, geceleri de inşaatlarda bekçilik yapıyorum. Yoruluyoruz ama buna mecburuz. Bir yandan da okul okuyorum. Liseyi bitirdim, üniversiteye hazırlanıyorum. Gazetecilik mesleği hayallerimin arasındadır" diyerek yaşadığı zorlukları dile getirdi. Gündüzleri her zaman iş olmadığını da vurgulayan ve şiir yazmaya da vakit ayırmaya özen gösterdiğini dile getiren Eripek, şöyle devam etti: "Bunca yorgunluğun ve haksızlığın ardından şiir yazmak benim için bir umut, defterimi ve kalemimi her zaman yanımda taşırım, şuan da yanımdadır. Bazı şairler ilham perisinin olduğunu söyler, bana göre ise yüzde doksan dokuzu kelime yüzde biri ise ilhamdır. Kelimeleri dansa kaldırmak gerekir. İş üzerinde olduğum zaman emek ve ekmekten başka bir şey düşünemiyorum. Haliyle artık bunlar da şiirlerime yansımaya başladı. Ben de harç karıştırırken, kürek tutarken, fayans taşırken aklıma gelenleri gece defterime geçiriyorum. Yoruluyorum fakat umutluyum, kişiyi ayakta tutan umut değil mi?"
'ÖNCE KENDİ ZEMİNİNDEN KORKSUN'
İnşaatlarda hemen her gün bir işçinin yaşamını yitirdiğine değinen Eripek, şunları ifade etti: "Biz inşaatlarda her gün ölürken bizim sesimizi duyuran gazeteler kapatılıyor. Özellikle bugün Kürtçe bir gazete matbaa yok diye basılamıyor. Tüm bunlar bir yana bu kadar emek sömürüsü varken üstüne Kürtçe konuşmamızdan rahatsız oluyorlar. Unutulmamalıdır ki insanın dili yasaklanırsa o insan sağır ve dilsiz olur. Kendini ifade edemez, sana ihtiyaçlarını söyleyemez. Benim bu saatten sonra Kürtçe yazmamdaki sebep ise Kürt kültürüne ve sanatına katkı olması içindir. Kürt edebiyatı rafına bir eser bırakmak istiyorum. Bir şairin gözünden hayatın bakış açısına bakmak gerekirse bir kavmin dilini yasaklayan bir devlet varsa önce kendi zemininden korksun."
MA / Metin Yoksu