Feqiyê Teyran’ın seveni çok sahip çıkanı yok

img

VAN - Değeri ve bilinirliği arasında uçurum olan Feqiyê Teyran’ın bahçesi, türbesi ve evi, sahipsiz ve korunaksız olmasına rağmen tüm güzelliğiyle ayakta duruyor.

 
Kürt Tasavvufi Halk Edebiyatı’nın ilk temsilcilerinden olarak bilinir Feqiyê Teyran. Kürtçe’de “feqî” öğrenci, “teyr” ise kuş anlamına gelir, yani “Kuşların Öğrencisi” ya da “Kuşların Talebesi”. Doğumuyla ilgili her ne kadar çok farklı görüş olsa da, “Mîm û Hê heftê felek çûn, Ji hîcretê dewran gelek çûn, Sal 1041 çûn, Ev xezel anî diyar e. (Mim ve Hê’yi 70 yıl geçti, Hicretten çokça zaman geçti, Yıl bin kırk bir geçti, O, bu şiiri yazdı)” şiirine göre, Teyran’ın 1560’lı yıllarda dünyaya geldiği ve 70 yaşında yaşamını yitirdiği kabul edilir. 
 
Asıl adı "Mihemed" olan Teyran, Van’ın Bahçesaray (Mîks) ilçesinde dünyaya gelir. Medrese eğitimi alan Teyran, eserlerinde toplumsal ve tarihi olayların yanı sıra sevgiyi ve doğayı işler. Güçlü edebi dili ve sadeliğiyle dikkat çeker ve eserlerindeki anlaşılırlık O’nu halk arasında daha da sevilir kılar. Teyran, Arapça ve Farsça’yı çok iyi bilmesine rağmen eserlerini Kürtçe kaleme alır.  
 
DEĞERİ VE BİLİNİRLİĞİ ARASINDAKİ UÇURUM 
 
Yazar Yaşar Kemal’in sık kullandığı bir ifadeyle, binbir çiçekli bahçenin nadide değerlerinden biridir Teyran. Ancak, değeriyle bilinirliği arasında bir uçurum bulunuyor. Van’a yolunuz düştüğünde söz konusu durumu daha da iyi anlıyorsunuz. Bahçesaray’da bulunan bahçesi, evi ve türbesinin hali bu durumu gözler önüne seriyor.  
 
‘SAHİPSİZ’ BIRAKILAN MEKAN
 
Bahçesinin kapısından içeri girer girmez “kimsesizlik” ve bakımsızlık göze çarpıyor. Kurumuş odun parçalarıyla dolu olan bahçenin merdivenleri de bahçe gibi bakımsız. Merdivenlerden aşağı indikten sonra sizi Teyran’ın türbesi karşılıyor. Ancak, burada bekleyen ve ziyaretçilere Teyran’ı ve eserlerini anlatacak kimseyi bulamıyorsunuz. Türbenin kapısının kilitli olması ise, ayrı bir acı veriyor; Bu durum sizi türbeyi yakından ziyaret etmenize engel oluyor. Türbede bulunan musluk bile akmıyor. Ancak, her şeye rağmen bahçenin güzelliği kendisini koruyor. 
 
EVİ DE BAHÇESİ GİBİ KORUNAKSIZ
 
Bahçesinin içerisine şiirlerinden mısralar yazılan yoldan Teyran’ın evine doğru yürüyoruz. Türbesinden birkaç kilometre uzak olan evin durumu da bahçeden farksız görünmüyor. Türbe ve bahçesi gibi evini de koruyacak kimse yok. İki kattan oluşan evinin alt katı “çilehanesi” olarak tanımlanırken, burada bulunan kitapları ve birkaç parça eşyası ise ortada korunaksız bir şekilde duruyor. Bazı kitaplar cam bir fanosun içerisinde korunurken, bazıları ise korunaksız bir şekilde ortalığa atılmış durumda. Teyran’ın abdest aldığı ve su içtiği belirtilen eşyaları da kitapları gibi kaybedilmeye yüz yüze bırakılmış. 
 
MA / Sadiye Eser - Erdoğan Alayumat