Dersim'de uzman çavuş ağı: Görüştükleri her öğrenci için ‘Bir Kürdü daha öldürdük’ diyorlar

img

DERSİM - Dersim’de kız öğrenci yurtlarının önünde cirit atan uzman çavuşların iletişim kurduğu öğrencileri taciz ve tecavüze maruz bıraktığı ve görüştükleri her öğrenci için “Bir Kürdü daha öldürdük” dediği belirtildi.  

Dersim, kadın ve çocuklara yönelik taciz ve tecavüz vakaları ile Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybolmasıyla gündemde.  Kadın öğrencilerin kaldığı Tunceli Öğrenci Yurdu ve Ehlibeyt Öğrenci Yurdu önünde araçlarıyla sürekli bekleyen uzman çavuşların, sosyal medya üzerinden öğrencilerle iletişim kurduğu belirtildi. Sistemli ve örgütlü bir ağ halinde çalışan uzman çavuşların, düşürdükleri her öğrenci için “bir Kürdü daha öldürdük” sözlerini sarf ettiği dilendiriliyor. Uzman çavuşların taciz ve tecavüzüne maruz kalan öğrencilerin,  ya üniversiteyi bıraktığı ya kenti terk ettiği ya da intihara yöneldiği belirtiliyor. 
 
Kentte geçtiğimiz günlerde yine tecavüze maruz kalan bir öğrencinin, hastaneye kaldırıldığı ve şikayetçi olmaması için de kendisine burs bağlandığı kaydedilirken, kız öğrenci yurtlarında “kürtaj olan öğrenciler” konusunun sürekli konuşulduğu ifade ediliyor. Yaşananlara karşı tepki gösteren, hukuki başvurular yapan öğrenciler de susturulmaya çalışılarak olayların üstü örtülmeye çalışılıyor. Kadınların kentte maruz kaldığı olayların, özel bir politika olduğu dile getiriliyor. 
 
Munzur Üniversitesi öğrencilerinden Beritan Akdağ ve Hivda Tekkaynar, kentte yaşananları anlattı.
 
‘DIŞARIYA ÇIKMAYA TEDİRGİN OLUYORUZ’
 
Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3’ncü sınıf öğrencisi Beritan Akdağ, yurtlarda temizlik sorunu olduğunu ve yemeklerin hijyenik bir ortamda yapılmadığını belirterek, yurdun içine kedi ve köpeklerin girişinden rahatsız olduklarını idareye bildirdiklerini, ancak ciddiye alınmadıkları gibi tepki gördüklerini dile getirdi. Akdağ, toplu bir şekilde bir duyarlılık oluşturduktan sonra sorunlara hassasiyet gösterildiğini ve çözüldüğünü kaydetti. Bu durumların her yurtta yaşandığını ifade eden Akdağ, “Öğrenciler buraya Dersim’in doğasına, halkına güvenerek geliyor. İki yıl önce gerçekten bu kadar sorun yoktu. Fakat gün geçtikçe dışarıya çıkanlar bile tedirgin oluyor. Özellikle son zamanlarda yurdun etrafında arabalar dolaşıyor. Bu kişiler kadın arkadaşlarımızı kendi ağına düşürüyor. Düşünün arkadaşlarımız bizimle birlikte etkinliklere katıldıktan sonra akşam yine o kişilerin yanına gidiyor. Bu insanların bize hangi amaçla yaklaştığını biliyoruz. Bu insanlar dilimizi, kültürümüzü, kimliğimizi yok etmek isteyen insanlar. Bunun bilincinde olmaları gerekiyor” dedi.  
 
‘ÖZEL POLTİKA UYGULANIYOR’
 
Kürtaj olaylarının yurtlarda konuşulduğunu kaydeden Akdağ, “Bir kadın arkadaşımız uzmanla görüştüğünde, ‘bir Kürdü daha öldürdük’ söylemlerini duyduk. Herhangi bir etkinlik yaptığımızda karşımızdalar, sosyal medyadan ulaşmaya çalışıyorlar. Yaşanan olayların üstü örtülüyor. Geçtiğimiz günlerde basına bir tecavüz olayı yansıdı. Fakat üstü kapatılarak her hangi bir bilgiye ulaşılmadı. Bu durumda kadın arkadaşlarımız ya okulu bırakıyor ya da şehri terk etmek zorunda kalıyor. Şikâyetlerimizi yaptığımızda her hangi bir karşılığı olmuyor. Dersim halkına yönelik bir kaygımız yok. Buradaki halk gerçekten kimseye zarar vermiyor.  Arkadaşlarımıza, o insanların yaklaşımlarının hangi yönde olduğunu biliyoruz. Onlardan herhangi bir sevgi beklemeyin. Dersim’de olmalarının nedeni bellidir. Tamamen özel bir politika uyguluyorlar. Onlardan ileriye dönük bir şey beklemek gülünç, çünkü bu gibi durumların sonucu vahim bir hal alıyor” şeklinde konuştu.
 
‘8 MART’TA ALANLARA’
 
Kayıp Gülistan Doku olayının da bununla bağlantılı olduğunu belirten Akdağ, bunun erk sistemin kadın üzerinde uyguladığı politikanın bir parçası olduğunu dile getirdi. Doku olayında yeterince çalışmalarının yürütülmediğini ifade eden Akdağ, “Geçen yılda arkadaşımız Evin Tankaş’ın cesedi iki gün içinde bulundu. Gülistan eğer sudaysa bulunamaması imkansız. Bu kentin dağları, taşları, sokakları her saniye gözetleniyor. Birçok şeyin üzerinin örtüldüğünü düşünüyorum. Arkadaşlarımız her hangi bir etkinlik yaptığında gözaltına alınabiliniyor. Fakat bir kadından 2 aydır haber alınamıyor. Biz kadınlar, uygulanan politikayı görmemiz gerekiyor. Bu yüzden bu dünyayı değiştirmek için 8 Mart’ta alanlara çıkarak sesimizi çıkarmalıyız. Birlikte, bir arada olursak daha güçlü olacağız. 8 Mart’tan sonra da bütün kadınları birbiriyle dayanışmaya devam etmeye çağırıyorum” diye konuştu.
 
‘BİRÇOK OLAYIN ÜZERİ ÖRTÜLÜYOR’
 
Dersim’de üniversite okuyanlara büyük bir yönelimin olduğunu belirten öğrencilerden Hivda Tekkaynar ise, bu durumdan rahatsız olduklarını vurguladı. Tekkaynar, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Atatürk Mahallesi’nde çok fazla uzman çavuş var. Tek amaçları kadınlarla iletişim kurup kentin dokusunu bozmak. Kadınlar ne yazık ki ciddi anlamda bu politikaların kurbanı oluyor. Geçtiğimiz aylarda basına bir kadına birkaç uzmanın tecavüz ettiği yansıdı. Bu durumlar sürekli konuşuluyordu. Yurtta hamile olan kadınların düşük yaptığına şahit olduk. Bu olayları yapan kişiler tarafından saklanılıyor, üstü örtülüyor. Mesela iki ay önce yine bir kadın uzman çavuş tarafından tecavüz ediliyor. Kadın intihar etmeye çalışırken, arkadaşları tarafından fark edilerek müdahale ediliyor. Gülistan Doku da devletin örtmek istediği olaylardan birisi. Sesimizi Gülistan için çıkarmalıyız. Buna intihar olarak bakmıyoruz. İntihar olsa bile bunun bir nedeni var. Bunları görmeliyiz.”