Kadınlardan ortak talep: Yaşamak istiyoruz

  • kadın
  • 09:05 15 Kasım 2019
  • |
img

İZMİR- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin İzmir’de eylem ve etkinlik çalışmalarını hızlandıran siyasi partilerin kadın temsilcileri, “Yaşamak istiyoruz” sloganlarıyla gece yürüyüşü gerçekleştirecek. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanı Besriye Tezgör, Ekim ayından buyana 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için alan çalışması yürüttüklerini dile getirdi. Kentte belirli pilot bölgeler seçtiklerini belirten Tezgör, yaklaşık 10 ilçede kadınlarla buluştuklarını aktardı. Sahada yaptıkları çalışmalarda kadınların psikolojik şiddet konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını gözlemlediklerini ifade eden Tezgör, Kadına yönelik fiziksel şiddetin arttığını ve medyadan bile duyulan pek çok vakanın olduğunu belirtirken, psikolojik şiddetin kadınlar tarafından sistematik bir şiddet olduğunun az bilinir olmasından dolayı buluştukları kadınlarla bu konuya dair aydınlatma çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. 
 
‘HDP’Lİ 240 KADIN SİYASETÇİSİ CEZAEVİNDE’
 
Devlet şiddetinin ve savaşın kadınların üzerindeki yükleri arttırdığına dikkati çeken Tezgör, “Bugün Ortadoğu’da da savaşın getirdiği göçlere kadınların yükü daha da arttı” dedi. Ekonomik krizin de kadınların sorunlarını büyüttüğünü vurgulayan Tezgör, savaş, toplumsal algı, devlet şiddeti ve ekonomik krizlerle kadınlara yönelen sistematik saldırılara karşı HDP’nin kadınlara yönelik farkındalık çalışmalarını sürdüreceğini belirtti. Kayyumların kadın çalışmalarını engelleyen ve “Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” sloganının yasaklayan tavrını eleştiren Tezgör, devletin kadınların kazanımlarına ve kadınların sokaklarda olmasına, siyasete girmesine tahammülü olmadığını ifade etti. Bütün bunlara karşı kadınların sokakta olmaya devam edeceğini söyleyen Tezgör, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle kayyum atanan bölgelerde kadın eş başkanlarımızı aldıklarını biliyoruz. Bugün yaklaşık 240 tane kadın siyasetçimiz hapishanelerde cezaevlerinde. Ama HDP buna boyun eğmeyecektir, kararlı bir şekilde mücadelemize devam edeceğiz.” 
 
Tezgör, 25 Kasım’da Alsancak ilçesinde yapılacak olan gece yürüyüşüne, şiddete ve cinayetlere karşı tüm kadınları davet etti. 
 
‘KADINLAR YAŞAM SAVAŞI VERİYOR’ 
 
Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar da, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dair çalışmalarının temelinde İstanbul sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve nafaka hakkının kaldırılmak istenmesi olduğunu söyledi. Kentin pek çok yerinde panel, söyleşi ve etkinliklerle bu konuları kadınlarla tartıştıklarını belirten Uyar, kadınların yaşam savaşı verir hale geldiklerini vurguladı. “Özellikle boşanmayı istemek, ölümü göze almak anlamına geliyor. Ülkemizde kadınların ‘ölmek istemiyorum’ çığlıkları kulaklarımızda” diyen Uyar, iktidarın söylemlerinin ve yargının kadın katili erkeklere yönelik indirimli cezaların, şiddetin artmasında etkili olduğunu hatırlattı. 
 
‘SAVAŞA DEĞİL, KADINA BÜTÇE’
 
Artan işsizlik ve krizin artık toplu ölümler getirdiğine dikkati çeken Uyar, ailelerin topluca intihar etmelerinin uygulanan ekonomik politikalarının bir sonucu olduğunu savundu. Ekonomik krizin kadınları daha fazla etkilediğini sözlerine ekleyen Uyar, kadınların ailesi ve çocukları için fedakarlıklar yapıp bu süreci atlatmaya çalıştığını ve bunun da kadınlar için kötü bir hayata mahkum edilmesi anlamını taşıdığını belirtti. 2020 yılı için bütçe hazırlığının sürdüğünü de anımsatan Uyar,  şunları dile getirdi: “Bütçenin taslağında kaynaklar nerelere aktırılıyor diye baktığımızda, yine bildik yandaş şirketleri, bazı dernek ve vakıfları görüyoruz. Savaşa ayrılan silahlanma bütçenin büyük oranda yer aldığını biliyoruz. Bütün bunlara kaynak yine halkın cebi oluyor. Şimdi vergi dilimleri gündemde yılsonu yaklaştıkça işçilerin ücretlerinden kesilen vergi oranı da artıyor.” Bu kaynakların kadınların daha iyi bir yaşam sürmesi adına kullanılabileceğini vurgulayan Uyar, “kadınların üzerindeki yükü azaltmak anlamında böyle kullanılsın istiyoruz” diye konuştu. 
 
Kadınların kendilerini hiçbir yerde, hiçbir zamanda yalnız hissetmemeleri açısından 25 Kasım’da iktidara yükümlülüklerini hatırlatacaklarını belirten Uyar, bu sağlanana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. 
 
‘AKP’NİN BİÇTİĞİ ROLÜ KABUL ETMİYORUZ’
 
Kadına yönelik şiddetin büyük ölçüde körükleyicisinin iktidarın söylemleri olduğunu belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Kadın Kolları Başkanı Nurşen Balcı da son açıklanan yargı paketinde yer alan arabuluculuk uygulamasına, nafaka hakkının kaldırılmak istenmesine ve artan kadın cinayetlerine rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığına anımsatarak, “kadınların mücadelelerle kazandığı hakların gasp edilmesine karşı mücadele edeceğiz” dedi. 
 
Toplumun kadına yönelik şiddeti üreten her türlü argümana karşı eğitim sisteminden başlayarak, her evde buna yönelik bir farkındalık yaratma çalışmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kadının ekonomik özgürlüğünü kazanabilmesi için toplumun ve hükümetin sorumluluklarını hatırlatan Balcı,  AKP’nin kadını eve kapatan politikalarını eleştirdi. AKP iktidarının geldiği günden beri kadının eve kapatılması gerektiğini savunan söylemlerinden hiç vazgeçmediğini dile getiren Balcı, “AKP iktidarının kadına biçtiği bir rol var ev kadınlığı, çocuk bakacak ve bu biçilen rol dışında bir şey yapamayacağını sürekli çalışmalarında vurguluyor. Ama biz buna karşı çıkıyoruz. Bize biçilen rol dışında her şeyi yapabiliriz. Kadının ve erkeğin eşit olduğu bir ülke kurabiliriz” diye konuştu. 
 
‘ÖLÜM KARŞISINDA YAŞAMAK İSTİYORUZ’
 
Bu yıl kadınların birincil talebinin “Yaşamak İstiyoruz” sloganı olduğunu dile getiren ESP İzmir il yönetiminden Didar Gül, “Tüm kadınların talebi aynı oldu. ‘Ölüm karşısında yaşamak istiyoruz’ diyoruz çünkü daha fazla daha ileri talebi söylememize fırsat bile vermiyorlar bize, çünkü katlediliyoruz” dedi. Bir yandan kadına yönelik şiddet artarken ve kadın cinayetleri her geçen gün sürerken, diğer yandan da kadın mücadelesiyle kazanılmış pek çok hakkın gasp edilmek istendiğine işaret eden Gül, kayyum atanan il ve ilçelerde kadınlara ve çocuklara yönelik çalışmaların da engellendiğini dile getirdi. Kürdistan’da kayyumlara karşı yapılan eylemlerde kadınların ön saflarda olduğunu ve başta “Eş Başkanlık Mor Çizgimizdir” şiarına yönelik saldırılara karşı mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Gül, şunları söyledi: “Kadınlar hep beraber alanlara çıkıyorlar, Eşbaşkanlarını sahipleniyorlar. Figen Yüksekdağ'ın mahkemesine katılıp, orada seçtikleri iradenin arkasında duruyorlar. Seçilmiş Belediye Başkanları ile beraber o belediyelerin önünde direniyorlar. Kadınların örgütlü mücadelesi aslında bir ivme kazandı, bir sınavdan geçti diye düşünüyorum.”
 
MA / Sevda Aydın