Mor Dayanışma üyesi Cemile Baklacı ve eğitmen Gizem Şahin, öz savunmanın önemini anlattı.

 

‘SALDIRIYI ENGELLEMEK İÇİN İŞLENEN FİİLDİR’

 

Öz savunmanın meşru olduğunu söyleyen Mor Dayanışma üyesi Cemile Baklacı, “Hukuki tabiriyle meşru müdafaa TCK kapsamında kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırıya karşı o anki durum ve imkanlarla saldırı ile orantılı bir şekilde saldırıyı engellemek için işlenen fiildir. Fakat elbette biz kadınların hayatında daha geniş bir kapsamda yer alıyor. Kadınların yaşamlarına, yaşam biçimlerine yönelik saldırılara karşı bu saldırıyı def etmek amacıyla yapılan savunma biçimi olarak tanımlayabiliriz. Kanunda saldırı ile eş zamanlı olarak işlenmesi gerektiği yazıyor. Fakat biz hayatımızdaki saldırılara ne yazık ki anında cevap veremeyebiliyoruz” dedi. 

 

 

‘ÖZ SAVUNMA POLİTİK BİR DURUŞTUR’

 

Öz savunmanın erkek şiddetine karşı bireysel bir hak olduğunun altını çizen Baklacı,  “Kadının özgüven kazanması, dayanışması, örgütlenmesi de sistematik erkek şiddetine karşı bir öz savunma biçimidir. Bunun yanı sıra sadece şiddet sırasında değil genel anlamda da şiddetin karşısında olmak, kadın katliamının karşısında olmak ve bunun mücadelesini vermek öz savunmayı içinde barındıran politik bir duruştur” diye belirtti.

 

‘ÇİLEM HAYATTAYSA ÖZ SAVUNMA SAYESİNDE’

 

2015 yılında meşru müdafaa hakkını kullanan Çilem Doğan’ı hatırlatan Baklacı, “Çilem şuan hayattaysa kendini savunabildiği içindir" dedi. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin arttığına dikkat çeken Baklacı, şunları ifade etti: “Öz savunmanın önemi daha bir açığa çıkıyor. Haklarımıza ve yaşamlarımıza yönelik örgütlü bir mücadele şarttır. Kadınların örgütlü duruşu da patriarkal kapitalizme karşı bir öz savunmadır. İstanbul’da Mor Dayanışma Derneği’nde ve 6 mahallede Ekim ayında öz savunma atölyesi açacağız. Örgütlü olduğumuz illerde, mahallelerde bu atölyeleri ücretsiz bir şekilde kadınlara ulaştırıyoruz. Önümüzdeki dönemde bunun sayısını arttıracağız.”