Eşine şiddet uygulayan zanlıya bin 500 TL para cezası verildi

  • kadın
  • 09:00 4 Temmuz 2019
  • |
img

İZMİR - Cezaevinden çıktıktan sonra boşandığı eşi Habibe Çevik ve kardeşi Fatma Akdağ'ı öldüren Göksel Sağlam’a Çevik’e şiddet uyguladığı için bin 500 TL para cezası verildiği ortaya çıktı. 

İzmir’in Çiğli ilçesinde 19 Haziran’da Menemen Açık Ceza İnfaz Kurumundan izinli ayrılan Göksel Sağlam (47), kendisinden boşanan eşi Habibe Çevik (42) ve kardeşi Fatma Akdağ’ı (39) öldürdü. Öldürülen Çevik ve kardeşi Akdağ’ın ailesinin avukatı Şenay Tavuz, yürütülen soruşturmanın genişletilmesi için başvuru yaptı. 
 
Avukat Tavuz, Menemen Açık Cezaevi'nden izinli çıkan Sağlam’ın evine gittiği ve boşandığı eşi Çevik ve kardeşi Akdağ’ı öldürmesiyle ilgili sürecek davada en ağır cezanın alması için soruşturmanın genişletilmesi gerektiğine dikkat çekti. 
 
Avukat Tavuz, davaya ilişkin topladığı bilgilerle 2 kadının öldürülmesine giden yoldaki ihmaller zincirini anlattı. 
 
‘HABİBE SÜREKLİ KORUMA TEDBİRLERİ ALDIRMIŞ’
 
Tavuz, cinayetten önceki süreci şu sözlerle anlattı: “Alkolik, işsiz ve kumar oynayan Sağlam, çocukları bahane ederek Habibe’den ayrılmamak için diretiyor. Habibe ve ailesi Çiğli’deki yaşadıkları mahallede kısmen de olsa korunaklı, iki katlı bir evde yaşıyorlar. Evliliği boyunca Habibe ne zaman boşanmak istese hem onu hem de ailesini sürekli tehdit ediyor, evin etrafından ayrılmıyor ve evdeki herkesi rahatsız ediyor. Bu süre içerisinde Habibe’yi çalıştığı iş yerinde sık sık rahatsız ediyor. Habibe de bunun bir nebze azalması ve evdekilerin rahatsız olmaması için sığınma başvurusunda bulunuyor. Habibe, ailesinin de zarar görmemesi için son bir buçuk yıl sürekli koruma tedbirleri talep edip sığınma evlerinde kalmaya başlıyor.”
 
‘HAYATTA KALABİLMEK İÇİN BÜTÜN YOLLARI DENEMİŞ’
 
Tavuz, Habibe Çevik’in İzmir’de birkaç sığınmaevinde kaldığını; ancak Göksel Sağlam’ın çocuklarıyla kaldığı sığınmaevlerini bulup onu orada da rahatsız ettiğini dile getirdi. Tavuz, müvekkilinin, Sağlam’ın, kendisine ulaşamaması için 6284 Sayılı yasa kapsamında Aralık 2018’de, sığınmaevinde kaldığı süre içerisinde şiddet izleme ve önleme merkezine başvuru yaparak gizlilik kararı aldırdığı bilgisini de paylaştı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı bu merkeze yaptığı başvuru sonrasında Çevik’in tüm bilgileri gizlendiğini belirten Tavuz, “Habibe, Denizli sığınmaevine yerleşiyor ve fail Sağlam, bilgiler gizlendiği için bunu uzun bir süre öğrenemiyor. Ancak yaklaşık bir buçuk yıl sığınmaevinde kalan Çevik, çocukları eğitimi için ailesine bırakıyor. Aslında bu da bir sorun. Kadın kendi can güvenliği nedeniyle başka sığınmaevlerine giderken, eğitim alan çocukların okullarının da devamlı değişmesi çocukları mağdur ediyor. Habibe’nin çocukları da artık buna dayanamayarak anneanneyle kalmayı tercih ediyor” dedi. 
 
‘BİN 500 TL PARA CEZASI VERDİ’ 
 
Çevik’in, eski eşini defalarca şiddetten dolayı şikayet ettiğini ama bazen çocuklarının ısrarından bazen de eşinin baskısından sıyrılamayıp şikayetini geri çektiğini söyleyen Tavuz, “En son kavga ettiklerinde Habibe’nin burnunu kırıyor ve darp üzerinden aldığı para cezasını ödeyemediği için cezaevine giriyor. Kemik kırığı olacak şekilde darp gerçekleştiği zaman kişi şikayetten vazgeçse de kamu davası şeklinde devam ediyor ve ceza verilebiliyor. Sağlam’ın darp etmesi üzerine aldığı ceza da paraya çevriliyor. Bin 500 TL para cezasını ödeyemediği için 75 günlük hapse dönüyor ve Menemen Açık Cezaevine giriyor. Sağlam, bu parayı Habibe’nin yatırması için baskı yapıyor” diye konuştu.
 
‘HABİBE KORUNAKSIZ KALDI’ 
 
Çevik’in Denizli’deki sığınmaevinden çıkarken koruma isteyip istemediğini bilinmediğini söyleyen Tavuz, Sağlam’ın cezaevinde olduğunu bildiği için herhangi bir kaygısı olmadan ailesinin evinde kaldığını söyledi. 6284 Sayılı kanunla alınan gizlilik kararlarının kadınlar için hayati önem taşıdığını vurgulayan Tavuz, uygulamada önemli sorunlar yaşandığına dikkat çekerek, “Mesela 6 ay süreyle gizleniyor olması sorun. Bir diğeri de gizlilik kararı alan kadınlar, sağlık hizmetlerinden yararlanırken Habibe’nin yaşadığı gibi bürokratik işlemlerde sıkıntı yaşıyor. Habibe, okul tarafından istenen evrakları, sistemden tamamlayamadığı için muhtara gidiyor. Böylece korunaksız kalmış oluyor. Sağlam’ın Habibe’nin ailesinin yanına döndüğünü öğrenmesi de bu yüzden” dedi. 
 
‘KATİLİN İZİN BELGESİNDEKİ ADRESİ CİNAYETİ İŞLEDİĞİ EVE AİT’
 
Zanlı Sağlam’ın Menemen Cezaevinden 7 gün izin aldığı bilgisini paylaşan Tavuz, şöyle devam etti: “Zaten 75 günün denetimli serbestlikle daha azını yatacak olan birine 7 gün özel izin verilmiş. Sağlam’ın aldığı izin belgesinde gerekçesi bildirilmeden sadece ‘özel izin’ yazıyor. 13 Haziran’da almış bu izni. Üstelik cezaevinden verilen izin belgesinde aldığı izin süresi boyunca kalacağı adres olarak Habibe’nin ailesinin evi yazılmış. Cezaevi yönetimi, Sağlam’ın kabarık dosyasına bakmak yerine sadece son aldığı cezanın dosyası üzerinden hafif bir suç olarak görüp yeterince üzerinde durmamış olmalı ki bu detaylar bile gözlerinden kaçmış. Bunların önlenebilmesi için kadına yönelik şiddet davalarında bütünlüklü olunması gerekir. Yasalarda böyle suçlardan ceza alan kişiler, izinli olarak dışarı çıkmak istediğinde mağdura bilgi verilmeli. Burada ağır bir kusur var ve buna dair gerekli başvuruları yapacağız.”
 
‘TASARI’NIN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ’
 
Türkiye’nin imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesine atıfta bulunan Tavuz, Ceza İnfaz Kanununda bu sözleşmeyle uyumlu olmayan bir takım hükümlerin değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’deki ceza mahkemelerinin mağdur perspektifinden çok uzak olduğuna değinen Tavuz, Mağdur Hakları Dairesi Başkanlığı kurulduğunu; ama Mağdur Hakları Yasa Tasarısının hala tasarı halinde olduğunu vurguladı. Bu alanda çalışma yapan tüm hukukçuların, Mağdur Hakları Yasa Tasarısının yürürlüğe girmesi için mücadele etmesi gerektiğine vurgu yapan Tavuz, “Çünkü savunma aşamalarında özellikle mağdurun yok sayıldığı, aşağılandığı savunmalar var. Mağdur hakları yasa tasarısı yürürlüğe girerse yargılama aşamalarında mağdurlara yönelik hak ihlallerinin önlenmesini sağlayacaktır. Habibe ve Fatma’yı öldüren Sağlam, cinayetten sonra verdiği ifadesinde 2 buçuk sayfa boyunca Fatma’dan hiç bahsetmiyor, Habibe ile ilgili de aşağılayıcı, hak ihlaline giren bir ton şey söylüyor. İkisi de hayatta olmadığı için bizler tanıkları aracılığıyla savunacağız onları. Öldürülenlerin suçlandığı ve bu suçlamaların sanığa indirim sağlaması hak ihlalidir” diye konuştu.