KESK'li kadınlar: 1 Mayıs'ta Bakırköy'deyiz

  • kadın
  • 21:23 26 Nisan 2019
  • |
img
İSTANBUL- KESK İstanbul Şubeler Platformu üyesi kadınlar, 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda hayatını kaybedenleri anarak, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir demek için 1 Mayıs’ta Bakırköy’deyiz” dedi. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu üyesi kadınlar, 1 Mayıs 1977'de yaşamını yitirenleri Taksim Meydanı'nda bulunan Kazancı Yokuşu'nda düzenlediği basın açıklamasıyla andı. Taksim’de bulunan Fransız Konsolosluğu önünde bir araya gelen çok sayıda kişi polis engeline rağmen Kazancı Yokuşu’na kadar yürüdü. “1 Mayıs 1977’de kaybettiklerimizi unutmadık, unutmayacağız” pankartı açan kadınlar sık sık “Jin jiyan azadi”, “Biji yek gülan”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları attı. 
 
‘YAŞAMINI YİTİRENLER İÇİN SES OLACAĞIZ’
 
Kadınlar adına basın açıklamasını Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) 1 No’lu Şube Sekreteri Meryem Göktepe okudu. 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda yaşamını yitiren işçi kadınların anıları yaşatmak için bir araya geldiklerini  belirten Göktepe, “1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı, Sibel Açıkalın için 1 Mayıs’ta Bakırköy’de seslerine ses katacağız. AKP iktidarı her adımında kendi geleceğini, kadınları erkekler karşısında daha güçsüz ve güvencesiz kılarak inşa etmeye çalışıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana kadınlara yönelik baskılar artmış, darbe girişimi gerekçe gösterilerek ilan edilen OHAL ve KHK’lerle binlerce kadın emekçi işinden ihraç edilmiştir” dedi.
 
‘DAYATMAYI KABUL ETMİYORUZ’
 
Göktepe, kadın emekçiler olarak tıpkı 1977 yılı 1 Mayısı’nda direnen kadın emekçiler gibi tüm alanlarda direnen kadın emekçilerin sesini çoğaltmak için isyanda olduklarını belirtti. “Biz kadınlar bu köleci çalışma biçimini, bu dayatmayı kabul etmiyoruz” diyen Göktepe, şöyle devam etti: “Toplumdaki muhalefeti kalıcı olarak sindirmenin önemli bir adımının kadınları aile içinde erkeklerin denetiminde kalmaya mecbur kılmak olduğunu bilen iktidar, bunu yaparken de iş ve aile yaşamını uyumlulaştırmaya özen gösteriyor; kadınları esnek ve güvencesiz işlere mahkûm ediyor. Hayatlarımızla ilgili kararlar kadın örgütlerimizin görüşü alınmadan yapılmakta, oldu bittiye getirilmektedir.”  
 
‘1 MAYIS’TA BAKIRKÖY’DEYİZ’
 
Ev işçisi, mevsimlik tarım işçisi kadınların  güvencesi ve  can güvenliği olmadığını dile getiren Göktepe, onlarca kadının iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmeye devam ettiğini belirterek şunları vurguladı: “* Bizler sendikalı, işçi ve emekçi kadınlar olarak, erkek egemen sistemin bizleri ezmesine ve sömürmesine karşı, itirazımızı dillendirmek için, 
 
* KHK’lere hayır demek için, görünmeyen, gasp edilen emeğimizin sesini yükseltmek için, güvencesiz ve esnek çalışmanın temel çalışma biçimimiz haline geldiği, emeğimizin yok sayıldığı bir ülkede, emeğimize sahip çıkmak, iş güvencesi istiyoruz demek için ,
 
* Çocuk, yaşlı, engelli bakımının hayırseverlik, yardım başlıkları altında değil, kamusal hizmet olarak verilmesini talep etmek için,
 
* Kreşlerin artırılması, ‘annelik izni’ değil “ebeveyn izninin” sağlanması ve ev içerisindeki cinsiyetçi iş bölümüne artık yeter demek için, şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı ‘emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir’ demek için,
 
* Patriarkanın politik silahı olan kadına yönelik şiddete karşı çıkmak ve kadın cinayetlerine dur demek için
 
* Çocuk ihmal ve istismarına karşı sözde  önlemler alarak istismarın üzerini örtmeye çalıştığınız için, istismar yasa tasarınız çözüm değil demek için, 
 
* Doğayı tarihi insanı yok ederken, bizler için iki kat ağır mağduriyetler üreten savaşa karşı, meydanlarda bir kere daha özgürlük ve barış talebimizi dillendirmek için,
 
* Savaşa karşı, adil ve eşit bir dünya için, kadınlar, çocuklar, LGBTİ’ ler, tüm ezilenler için;
 
* Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir demek için 1 Mayıs’ta Bakırköy’deyiz.”