MARDİN – HDP Mardin Kadın Meclisi’nin Nusaybin’de açtığı kadın seçim bürosunda konuşan milletvekili Pero Dündar, cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekti. Dündar, “Her gün sesimizi daha da yükselteceğiz. Sesimizi her yükselttiğimizde bir insanımızın daha canını kurtaracağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Kadın Meclisi, 8 Mart etkinlikleri kapsamında Nusaybin’de kadın seçim bürosu açtı. HDP ilçe binası önünde buluşan kadınlar, Yeni Turan Mahallesi Sakarya Caddesi üzerinde açılış yapılan büroya kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Kaymakamlığın getirdiği yasağa rağmen yürüyen kadınlar, sık sık “Jin jîyan azadî”, “Bijî berxwedana zindana”, “Bijî berxwedana Leyla” ve “Bijî HDP” sloganları attı. Aralarından HDP Mardin Milletvekilleri Pero Dündar ve Ebru Günay’ın da olduğu kadınlar, alkış ve zılgıtlar eşliğinde geldikleri büronun önünde yüzlerce kadın tarafından alkışlarla karşılandı.
‘TEKLİK DEĞİL EŞBAŞKANLIK’
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından söz alan Nusaybin Belediyesi Eşbaşkan Adayı Semire Nergis, 8 Mart’ın tarihçesini hatırlatarak, bu uğurda yaşamını yitirmiş kadınları andı. 8 Mart’ın savaş ve yoksulluğa karşı adalet taleplerini haykırmak olduğunu dile getiren Nergis, “8 Mart barış ve eşitlik demektir. 8 Mart Leyla’nın bedenini 114 gündür açlığa yatırarak, devletin kanunlarına uygun hareket ederek, tecride son vermesini istemektir” dedi. Birlikte başaracaklarını belirten Nergis, “Biz teklik değil eşbaşkanlık diyoruz. Biz savaş değil barış diyoruz. Başaracağız” dedi.
Ardından söz alan Barış Anneleri Meclisi Nusaybin sözcüsü Perihan Altuğ da, gün dolayısıyla tüm kadınların mücadelesini kutlayarak, “Umuyoruz ki; bugün adalet günü olsun. Barış günü olsun. Ölümler son bulsun. Akan kan dursun ve bu kirli savaş politikaları bir an önce son bulsun. Bütün annelerin gönülleri hoş tutulsun. Gözyaşları son bulsun” dileklerinde bulundu.
‘SESSİZLİK ÖLDÜRÜR’
Devamında söz alan HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamalarına karşı Leyla Güven’in öncülüğünde 114 gün önce başlatılan açlık grevinin bugün itibariyle tüm cezaevlerine yayıldığını ifade etti. Bugün kadınlar olarak kendilerinin de her alanda grevde olduklarını dile getiren Dündar, “Bu grevler olduğu sürece; sadece açlık grevleri değil, fabrikalarda işçilerin grevleri, tekstillerde kadınların grevleri, kadın katliamlarına karşı gerçekleştirilen grevler, Kürt ve Kürdistan halkı üzerindeki soykırıma karşı gerçekleştirilen grevler. Biz bütün bunların yanında olacak ve bunlara sebep olanları kınamaya devam edeceğiz. Ömrümüz yettiği sürece de bu yolda mücadele edeceğiz. Biz kadınlar olarak her alanda olacağız. Kadınların mücadelesiyle bizler başarıya ulaşacağız. Biz biliyoruz ki; sessizlik öldürür bizi. Bu nedenle gözümüzü kulağımızı açacağız sessiz kalmayacağız. Her gün sesimizi daha da yükselteceğiz. Sesimizi her yükselttiğimizde bir insanımızın daha canını kurtaracağız” dedi.
‘HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI’
Herkesin üzerine düşeni yapmaya çağıran Dündar, şöyle devam etti: “Bilinsin ki; açlık grevlerinin bugün halen devam ediyor olması bizim sesimizi daha gür çıkarmamış olmamızdan kaynaklanıyor. Bugün yarın hepimiz, evimizde, sokağımızda, gerekirse duvarlara bile olsa anlatmalıyız. Yarın pişman olmamak için sesimizi daha gür çıkarmalıyız. Biz Cizre’yi, Nusaybin’i Sur’u halen unutmadık. Mehmet Tunç demedi mi; ‘Biz burada katledildikten sonra pişmanlık duymasın kimse’ diye. İşte bu nedenle bugün de cezaevlerinde bir direniş var. Neden var? Tecridin kırılması için var. Tecrit Kürt halkının, Türkiye halklarının tamamı üzerinde uygulanıyor. Bizim ne yapıp edip Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmamız gerekiyor.”
Konuşmaların ardından halaylar eşliğinde seçim bürosunun açılışı gerçekleştirildi.