‘HDP eşbaşkanlıkla kadın sisteminde ısrarcılığını gösteriyor’

  • kadın
  • 09:10 25 Şubat 2019
  • |
img

DİYARBAKIR - “Erkek egemen zihniyetin kendisini oturtmaya çalıştığı kurumsallaşmalara yönelik bir müdahale” olarak tanımladığı eşbaşkanlık sisteminin toplumda karşılığı olduğunu belirten DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, “HDP, eşbaşkanlık sistemini hayata geçirmesiyle kadın sistemini de hayata geçirmekte ısrarcı olduğunu gösteriyor” dedi. 

Kürt siyasi geleneğinden gelen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), 2014 yılında tüm il, ilçe ve belde belediyelerinde eşbaşkanlık sistemi uygulayarak seçimlere girdi. Yönetim kademelerinde eşbaşkanlık sistemini uygulayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) de 31 Mart’taki yerel seçimlere eşbaşkanlık sistemiyle hazırlanıyor. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, kadınlar açısından bir kazanım olarak değerlendirilen eşbaşkanlık sisteminin önemini ve nasıl uygulayacaklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı. 
 
‘EŞBAŞKANLIK ERKEK SİSTEME BİR MÜDAHALE’ 
 
Eşbaşkanlık sisteminin devletin bürokratik yapısına ve erkek egemen zihniyetin kendisini oturtmaya çalıştığı kurumsallaşmalara yönelik bir müdahale olduğunu belirten Türkoğlu, bu sistemin dünyada kadın mücadelesine ilham veren bir model olduğunu belirtti. Yasalara rağmen eşbaşkanlık sistemini uyguladıklarını belirten Türkoğlu, “Eşbaşkanlık sistemi, kadının iradi olarak temsiliyetini sağlaması noktasında; toplumun değişmesi, dönüşmesi, demokratikleşmesi konusunda hayati önemdedir. Yasalara rağmen önümüzdeki dönemde de bu sistemi yönetim kademelerinde devam ettireceğiz” dedi. 
 
‘EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ BİR STATÜ MESELESİDİR’
 
Eşbaşkanlık sisteminin kadın mücadelesi sonucunda elde edilen bir kazanım olduğun belirten Türkoğlu, “Eşbaşkanlık sisteminde öncecilikle biz kadınlar eşitlik talep ediyoruz. Aynı zamanda eşitliğin oluşumları ve kurumsallaşmalarını da hayata geçiriyoruz. Yani bir yerde bekleyen, erkeklerin ya da devletlerin insafına bırakılan bir eşit yurttaşlık meselesinden ziyade bir statü meselesidir eşbaşkanlık” diye konuştu. 
 
'ÖZGÜN ÖZERK ALANLARI ÖZERKLİĞİN İNŞASIDIR’
 
Eşbaşkanlık sisteminde özgün özerk alanların, siyasi partilerin en önemli ayaklarından biri olduğunu vurgulayan Türkoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Yerel yönetimlerde medyadan tutalım da basın, sanat, kültür birçok kurumda kadınların kendi sözlerini, renklerini ve aynı zamanda eşitlik ve özgürlük mücadelelerinin yansıttığı alanlar haline geliyor. Toplumu oluşturan biz kadınlar hem gündelik hayatta hem de yönetim mekanizmasında kendi varlığımızı ortaya koyuyoruz. Özgün özerk yapılanma bizim için özerkliğin inşasıdır. Kadın eliyle inşa edilen kadın kolları, siyasi parti içerisinde özgün örgütlenmedir. Bunun dışında bağımsız dediğimiz kadına şiddetle mücadele eden derneklerden tutalım da kooperatiflere kadar karma alanların içerisinde yer almayıp kendi emeği ile rengini yansıtan ve söyleyen kurumlardır.” 
 
‘SENDİKALARA KADAR YAYILDI’ 
 
Toplumun yarısının kadınlardan oluşması ve hayatın her alanında yer almasından dolayı eşbaşkanlık sisteminde ısrarcı olduklarının altını çizen Türkoğlu, "Hem mücadelenin kendisi hem de eşit, özgür eş yaşam istemi bizi bu oluşum mekanizmalarına götürdü. Gelişen süreçle birlikte ilk önce siyasi partilerde eşbaşkanlık sistemi uygulanmaya başlandı. Bu yapı çoğaldı, sendikalara kadar yayıldı. Birçok hak ve özgürlük mücadelesi veren yapılar eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetle kendisini hayata geçirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘KADIN SİYASET YAPAMAZ ANLAYIŞINDAN EŞBAŞKANLIĞA’
 
Kadınların, ilk kez siyasette yer alma süreçlerinden yerel yönetimlerde uygulanmaya başlanan eşbaşkanlık sistemini hayata geçirme noktasındaki mücadelesine kadar birçok zorlukla karşı karşıya  kaldığını kaydeden Türkoğlu, şu noktalara vurgu yaptı: “Yerel yönetimlerde siyasette erkek aklının, erkek siyasetinin getirmiş olduğu bir ayrımcılık kültürü vardır. Var olan toplumsal algılar, kadın yapamaz üzerine kurulduğu için bu toplumun içinde istediğimiz kadar bilinçli demokratik dediğimiz erkeklerin dahi zihniyeti kurnazca. Erkeklerin, ‘kadın yaparsa eksik yapar’ mantığını dayattığını görüyoruz. Mevcut siyaset kurumunun, eşbaşkanlık sistemiyle yeni bir çıkışı sağlıyor olması kolay olmadı. Hala da zorlukları devam etmekte. Var olan siyasetin kendisinde, kadın siyaset yapamaz,  yaparsa dahi yeterli noktada karşılığı yoktu. Ya da bir seçim bölgesinde bir mahallede çalışabilir bir kadın; ama o seçim bölgesinde yönetici veya belediye eşbaşkanı, siyasetçi, vekil olamaz mantığı söz konusu. Ama tüm algılar kurmak istediğimiz kadın eksenli sistemden bizi vazgeçirmeyecek.”
 
‘ERKEĞİN CİNSİYETÇİ POLİTİKALARINI DEŞİFRE EDİYOR’
 
Türkiye’de kadınların on yıllardır oy kullanmasına rağmen Kürt özgürlük hareketiyle birlikte eşit yönetim mekanizmasının hayata geçildiğini vurgulayan Türkoğlu, bu sistemin hem erkeğe hem de devlete bir tepki olarak hayata geçirildiğini belirtti. Türkoğlu, “Bu yüzden kadınlar eşbaşkanlık sistemiyle toplumun feodal gerici yanlarıyla mücadele ederken aynı zamanda siyasetin içerisindeki erkeklerle mücadele etmeye çalışıyor. Bununla birlikte devletin kendisiyle mücadele ediyor. Devletin saldırıları arttıkça erkeğin cinsiyetçi söylemleri daha da artıyor. Devletin söz ve söylemleri, dışarıdaki erkeğin davranışlarını belirliyor ve besliyor. Eşbaşkanlık sistemi ve kadın mücadelesi tam da bunu deşifre ediyor” ifadelerini kullandı. 
 
'TOPLUMUN HER KESİMİNDE KARŞILIK BULDU'
 
Belediyelerde eşbaşkanlık sisteminin hayata geçirildiği dönemin sancılı bir dönem olduğunu aktaran Türkoğlu, “Toplum ya da bürokratik yapı ilk defa eşitlik diye bir kavramla karşılaşıyordu. Hiyerarşik ve tekçi bir yapı vardı. Oradaysa kravatlı bir erkek oturur mantığı hakimdi. Kadınlar ilk defa bizimle yöresel kıyafetleriyle belediye başkanlığı yapabileceklerini kanıtladılar ve bu algıyı değiştirdiler. Kadınlar, ilk defa alışılmış kodları kırarak ‘biz kadınız; kimliğimiz farklı, rengimiz belli ve biz bunun üzerinden toplumsal siyaseti kadın eksenli yapacağız’ noktasında bir çıkış sağladı. En önemlisi de eşbaşkanlığın toplumda bir karşılığı oldu. Kadından da siyasetçi, belediye başkanlığı ve muhtar olduğunu gördüler” diye konuştu. 
 
KAYYUMLAR KADIN SİSTEMİNE KARŞI ATANAN BİR YAPIDIR’
 
Önümüzdeki seçimlerde aynı stratejiyi izleyeceklerini aktaran Türkoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Tek adam rejimi kurumsallaşarak kayyumlar atandı. Şu an, eşbaşkanlık ve kadın sisteminin saldırı altında olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Bir yandan demokratik toplum inşası kadın eksenli gelişirken bir yandan da devletin tek adam rejimi, kayyumlar eliyle Kürdistan'da kadın sistemine müdahale etti. Kayyum, aslında kadın sistemine kaşı atanan bir yapıdır. Bu toplumu kadınlar, gençler ve farklı kimlikler oluşturuyor. Demek ki kadın sistemi demokratik bir sistemdir ki bugün kayyumlar burayı işgal etmiş durumdadır. Bu yüzden HDP de yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sistemini hayata geçirmesiyle aslında kadın sistemini de hayata geçirmekte ısrarcı olduğunu  gösteriyor. Halkın da 31 Mart’ta kadın sistemine karşı olan kayyumlarla hesaplaşacağını düşünüyorum.” 
 
MA / Esra Solin Dal