'Hayatımızı sömürenlere karşı sesimizi birlikte yükseltelim'

img
İSTANBUL - Bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü isyan ve öfkeyle karşıladıklarını belirten 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü Komisyonu’ndan Feride Eralp, “Hayatlarımızı sömürenleri birlikte teşhir edelim, buna karşı sesimizi yükseltelim ve dayanışmayı büyütelim” dedi.
 
Coğrafyalar değişse de erkek egemen sistemin kadınlara bakışının aynı olduğuna tanıklık edilen 21’inci yüzyılda kadınlar, sınırları da aşarak direnişlerini “Jin, jiyan, azadî” sloganı etrafında örgütlüyor. Mereş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından kadınlar, bu yıl ki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü acının ve yıkımın gölgesi olan kentlerde karşılıyor. Her yıl kadın katliamlarına, savaşa, talana, haksızlığa karşı öfkesini ve isyanını dile getiren kadınlar, bu yılki etkinliklerini depremden etkilenen 11 şehir başta olmak üzere, birçok alanda bir araya gelerek mücadele alanı olan sokaklarda seslerini yükseltecek. Kadınlar, 8 Mart 21’inci İstanbul Feminist Gece Yürüyüşü’ne bu yıl, “Öfkeliyiz, yastayız patriyarkal kapitalist yıkıma karşı feminist isyandayız” şiarıyla hazırlanıyor. 
 
İstanbul Feminist Gece Yürüyüşü Komisyonu’ndan Feride Eralp, 2022 yılının kadınlar açısından büyük bir mücadele yılı olarak geçtiğini belirterek, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere pek çok hak gaspına karşı kadınların sokaklarda olduğunu belirtti. 
 
“Tek adam” anlayışının, ülkedeki tüm kurumların çürümesi ve işlevsiz hale gelmesine neden olduğunu vurgulayan Eralp, pandemi dönemiyle kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin bir yasayla salıverildiğini belirterek, “Kararlarımız tek bir adama bağlı olduğu sürece, ne kadınlar ne çocuklalar ne de toplum güvende olmayacak” diye aktardı.
 
'DEVLET FAİLLERİ KORUDU' 
 
Kadınların sokaklarda hak talep ettiğinde devletin engelleme girişimlerini son yaşanan Mereş merkezli depremde de gördüklerini ifade eden Eralp, “Depremle birlikte, devletin insanların haklarını güvence altına alma, hizmet sağlama, sosyal bir alt yapı sağlam ve şiddetten koruma, konusunda devletin ne kadar olmadığını gördük. Ama aynı devletin, kadınları, işçileri, haklarını arayan herkese karşı kolluğun  engellemesi söz konusu olduğunda ne kadar çok olduğunu gördük. Devlet istediğinde çok, istemediğinde hiç yok, toplum bu depremde bunu gördü. Kadınları ne zaman ihtiyacı olursa şiddete, tacize ve tecavüze uğradığında sistematik olarak bunları yaşadığında devlet onların yanında olmadı. Zainal Abarakov, Şirin Ünal ve Musa Orhan gibi failler korunup kollandı bu ülkede” diye aktardı.
 
Depremle öfkelerinin çok ama çok yükseldiğini ekleyen Eralp, deprem bölgesinde yaşamını yitirenlerin iktidar tarafından ölüme terk edildiğini belirtti. Bugün helalleşmek isteyen bir iktidarın varlığından bahseden Eralp, “Hakkımızı helal etmeyeceğiz, hesaplaşacağız” şeklinde tepki gösterdi. 
 
KADININ GÖRÜNMEYEN EMEĞİ
 
Eralp, feministlerin deprem gününden bu yana dayanışmak için alanda olduğunu aktardı. Eralp, deprem bölgelerinde diğer kadın örgütleriyle de beraber olduklarını vurgulayarak, “Mor TIR’larla örgütlemeye çalıştık. Bu TIR’larla kadınların, yok sayılan ihtiyaçlarını, hijyen, iç çamaşırı, tarak, ped gibi çok yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Tabi burada da yaşamın sürdürülebilirliğinin sorumluluğu çok eşitsiz bir biçimde kadınların üstüne kalıyor. Cinsiyetçi iş bölümü, artık evlerin olmadığı koşulda bile ev için görünmeyen kadın emeği sömürüsü katlanarak daha ağır bir biçimde sürüyor. Kadınlar bu yükü taşırken çok yalnızlar. Bu durumlarda bir tür ihtiyaçlarından bahsetmeleri dahi sanki utanç verici bir şeymiş gibi görülüyor. Patriyarkanın yarattığı toplumsal koşul bu maalesef” dedi. 
 
"Bu yılki 8 Mart’ı her sene olduğundan daha farklı bir koşulda karşılıyoruz. Ama yine de 19.30'da Taksim’de eylemde olacağız" diyen Eralp, depremzede kadınlarla dayanışmak için çağrısını yineledi.