Kadınlar alanlarda şiddete karşı ortak mücadelede buluştu

  • kadın
  • 13:15 25 Kasım 2022
  • |
img
HABER MERKEZİ - Birçok kentte erkek-devlet şiddetine karşı tek ses olan kadınlar, "Bedenimiz ve hayatlarımız üzerinden yürütülen eril siyaseti reddediyoruz" diyerek, mücadele kararlılığını vurguladı. 
 
Kurdistan ve Türkiye'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla alanlara çıkan kadınlar, şiddete karşı ortak mücadelede buluştu.
 
AMED
 
Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım dolasıyla baro binasında basın toplantısı düzenledi. “Jin jiyan azadî” yazılı pankartın taşındığı toplantıya, çok sayıda kadın avukat katıldı. Açıklamanın Kürtçesi avukat Beritan Kalbişen, Türkçesini ise Dicle Sümer tarafından okundu. Kadınların eril tahakküme karşı haklarıyla var olma mücadelesini canlarıyla verdiğini dile getiren Av. Dicle Sümer, “Jîna Eminî, Nagihan Akarsel, Pınar Gültekin, Fatma Altınmakas, İpek Er, Müzeyyen Boylu, Meryem Sevim şahsında erkek ve devlet şiddetiyle öldürülen nice kadını saygıyla ve özlemle anıyoruz.  Yine bu ülkede kaybedilen ve akıbeti hala bilinmeyen Gülistan Doku’nun nerede olduğunu bir kez daha soruyoruz” dedi.
 
CEZASIZLIK TEŞVİK EDİYOR
 
Kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını ve cezasızlık politikalarıyla yeniden üretildiğini ifade eden Sümer, “Türkiye’de yargıya intikal eden kadına yönelik şiddet dosyalarında soruşturmanın başından yargılamanın sonuna kadar erkek failler lehine bir sürecin yürütüldüğüne ve kadınları koruyan yasaların uygulanmadığına tanıklık etmekteyiz. 6284 Sayılı yasanın ihtiyaca göre özenle ve etkili bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz.  Yapılmak istenen Anayasa değişikliği ile kadınların bedeni ve kılık kıyafet tercihi üzerinden toplum kutuplaştırılarak kadınların temel hak ve özgürlükleri pazarlık konusu yapılmaktadır. Bizler ne zorunlu başörtüsünü ne de başörtüsü yasaklarını kabul etmiyoruz. Bedenimiz ve hayatlarımız üzerinden yürütülen eril siyaset biçimini reddediyoruz. İktidara ‘yasalara dokunmayın uygulayın’ diyoruz. Şiddetsiz bir yaşam için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Basın açıklamamızı İran’da büyüyerek kadınların özgürlük mücadelesinin sloganı haline gelen ‘Jin jiyan azadî/kadın, yaşam, özgürlük’ talebiyle sonlandırıyoruz” diye belirtti. 
 
DTSO’DAN AÇIKLAMA 
 
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Kadın Meclisi, gün dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı. Diktatörlüğe karşı hak mücadelesi veren Mirabal Kardeşlerin 1960 yılında katledilmeleri hatırlatılan açıklamada, “Bugün de kadınlar evde, sokakta, savaşta, iş yaşamında, kısacası her yerde şiddete maruz kalmaktadır. Bu durum yalnızca şiddete uğrayanı değil, şiddet görenin başta çocuklarını ve yakınlarını etkilediği gibi toplumsal yaşamı da etkilemektedir” denildi. Kadınların yaşamını belirleyen ve hayatın merkezini oluşturan en önemli şiddet biçiminin ekonomik şiddet olduğu ifade edilen açıklamada, şunlara yer verildi: “Bu durum fiziksel ve diğer şiddet türlerini körükleyerek artışına sebep olmaktadır. Tüm bu fırsat eşitsizlikleriyle karşı karşıya kalan kadın, toplumun temel yapı taşıyken gerisinde kalmaktadır. DTSO Kadın Meclisi olarak, ekonomik şiddet başta olmak üzere şiddetin her türlüsüyle mücadeleyi sürdüreceğiz. Kamuoyunu ve tüm kurumlarımızı da şiddetsiz bir dünya için el ele vermeye ve dayanışmaya davet ediyoruz.”
 
TTB Kadın Kolu ve Diyarbakır Tabip Odası (DTO), Amed’de bulunan bir otelde basın açıklaması yaptı. "Hayatımızdan, haklarımızdan, vazgeçmiyoruz, Kadına yönelik şiddete hayır" pankartının taşındığı açıklamaya, kurum temsilcileri yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
 
FİNCANCI’NIN MEKTUBU OKUNDU 
 
Açıklama öncesi TTB Merkez Konseyi Üyesi Adalet Çıbık, Şebnem Korur Fincancı'nın, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nden gönderdiği mektubu okudu. Mektupta şu ifadelere yer verildi: "Patriyarkanın saldırılarının giderek arttığı bir dönemden geçiyoruz. Biz hekimler, tüm travmalarda olduğu gibi kadına yönelik şiddette de birincil sorumluluğu olanlarız. Kadına yönelik şiddete yalnızca erkek şiddetini belgelemekle yaralara pansuman yapmakla çözüm olamayacağımızı biliyoruz. İşte tam da bu nedenle pandemiyi fırsata çevirenlere, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlere, kadın sağlığını yok sayan sağlık politikalarına, cezasızlık ödülü dağıtan erkek yargıya karşı ez cümle patriyarkaya karşı mücadele ediyoruz."
 
Okunan mektubun ardından konuşan Amed Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Rojda Tayfun, kadınların her yeni günde şiddet ve savaş gerçeğiyle, karşı karşıya kaldığını ifade etti. Tayfun, "Kadınlar her yeni güne yeni bir şiddet, baskı, savaş gerçeğiyle başlıyoruz. Bitmeyen savaşlar, ekonomik krizler, yoksulluk, tarihin her döneminde olduğu gibi toplumda yine en önce kadınları hedef alıyor. Savaşlar, ekolojik yıkım ve pandemi gerçeği ile tekrar gördük ki krizlerden beslenen erkek iktidarlar olurken, yıkıcı sonuçlarından en fazla ve ilk olarak kadınlar etkileniyor. Krizler kadınlara yönelik saldırılar için fırsata çevriliyor" dedi.
 
'ÖZGÜRLÜKÇÜ KADINLAR VAR'
 
Toplum için kadın mücadelesini öncü olduğunu belirten Tayfun, şunları söyledi: "Sağlıklı bir toplum için kadın mücadelesini birincil görüyoruz. Umut etmek ve direnci büyütmek için çok sebebimiz var. Savaşın, ekolojik yıkımın, tüketim toplumu dayatmasının, ölümün karşısında üretken, örgütlü, özgürlükçü, yaşamdan yana olan kadınlar var."
 
 Açıklama, "Şebnem Hoca onurumuzdur ve "Susmuyoruz, korkmuyoruz hiçbir yere gitmiyoruz" sloganlarıyla son buldu.
 
ANKARA 
 
Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi’nin, gün dolayısıyla Ankara Barosu Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlediği panelin ilk oturumu, “Dünyada ve Türkiye’de Kadın Hareketi ve Güncel Politikalar” başlığıyla başladı. Panele pek çok kadın ve sivil toplum örgütü temsilcileri katılım sağladı.
 
Panelde ilk olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Serpil Sancar konuştu. Türkiye’de ve dünyada kadın sorunlarının nasıl evrensel siyasetin konusu olduğuna ve buna rağmen kadınların nasıl siyasetten dışlandığına değinen Sancar, Türkiye’nin seçim sathına girdiği bu dönemde de kadın temsilinin önemine değindi. Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) ayrı tutarak, partilerde kadın temsiliyetinin yetersiz olduğunu vurgulayan Sancar, bununla beraber 6’lı Masa’nın da kadın temsiline yönelik bir vaatte bulunmadığına ve buna yönelik bir politika duyurmadığını belirtti. Sancar, Saadet Partisi’nin söz konusu ittifak içerisindeki etkisine değindi.
 
İRAN’DA KADIN MÜCADELESİ 
 
Daha sonra konuşan İranlı Sosyolog Sara Baheriirad, İran’ın tarihsel sürecinde kadının konumuna değinerek, konuşmasına başladı. Devrimden sonra İranlı kadınların kapanmadığını, kapanmamak için mücadele verdiğini belirten Baheriiad, “Eril kültür yine kadının bedenine müdahale ederek onu metalaştırdı. Hicabı kamusallaştırdılar. Kadın durur mu durmaz. O yıllarda binlerce kadın sokağa çıkarak buna hayır dedi. Ama devlet ‘eğer çalışmak istiyorsan, kapanmak zorundasın’ dediler. Peki bu mücadele neden sonuç vermedi. Batının bize yaptığı en büyük kötülük İran-Irak Savaşı’nın yapılması. Bu savaştan sonra kadının özgürlüğü lüks ve gereksiz bir konu olarak görüldü. İran ikiye ayrıldı, bir tarafı kadınlara bir tarafı erkeklere ayrıldı. İranlı kadınların verdiği mücadele idrak edilemeyen bir mücadele. Kadınlar devletin ideolojisine ve keyfi uygulamalarına karışı yasakları moda kavramını yeniden oluşturarak karşı çıktı” dedi. Jîna Eminî’nin katledilmesinin ardından başlayan eylemlere değinen Baheriirad, gözaltı ve tutuklamalar rağmen protestoların devam etmesini “cesaretin simgesi” olarak değerlendirdi. Baheriirad, Avrupa ülkelerinin çıkarları dolayısıyla İranlı kadınlara destek vermediğini dile getiren Baheriirad, “Onlardan tek isteğimiz İran’a geldiklerinde saçlarını açmalarıydı. Ama onlar gelip manto giydiler, imzalarını attılar ve gittiler. Sonrasında ise ‘İranlı kadınların yanındayız’ dediler. İranlı kadınlar bedel ödüyor ve ölüyorlar” diye belirtti. 
 
'MUHALEFET GÖREVİNİ ÜSTLENMELİYİZ'
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer ise, Türkiye’de kadınların kazanılmış haklarının geriye götürüldüğünü ifade ederek, kadın cinayetlerinde yürütülen cezasızlık politikasının katilleri cesaretlendirdiğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına değinen Taşcıer, şöyle dedi: “Bu sadece kadınların değil, herkesin tereddüt etmesi gereken bir konu. Bir gecede bir anlaşmadan hukuka aykırı şekilde çıkılması bundan sonra ne olacağını, kimlere hangi hukuksuzlukların uygulanacağını gösterir. Bu noktada bu muhalefet görevini hepimiz üstlenmeliyiz. 25 Kasım’ın gerçek bir kutlama gününe dönüşeceğine olan inancımla, kadın mücadelesinin tüm zorluklara rağmen başarıya olacağına olan inancımla daha özgür günlerin geleceğine inanıyorum.” 
 
Daha sonra Ankara Barosu’ndan avukatlar, kadın hareketinin seçime ve sandığa sığıp sığmayacağını sordu. Bununla beraber Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabirlerinin tutuklandığı hatırlatılarak, kadın mücadelesi üzerindeki baskılara ilişkin tartışma yürütüldü. 
 
Panelin birinci oturumu dinleyicilerin soruları ve katkıları ile devam etti.   
 
ADANA 
 
Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi de, gün dolayısıyla adliye binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Eylem Coşkun, tüm dünyada kadınların yaşamın her alanında karşılaştıkları ayrımcılık, cinsiyet eşitsizliği, sömürü, ev içi ve toplumsal şiddete karşı mücadele ederek dayanışma ruhuyla bir araya geldiğini dile getirdi. Yetkilileri görevlerini yerine getirmeye çağıran Coşkun, "Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve diğer uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerin tam olarak karşısındayız. Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak kadınların insan hak ve onuruna uygun şekilde yaşamaları, eşit hak ve özgürlüklere sahip olmaları için birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
 
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK), yazılı açıklama yayınladı. Ülkede kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe arttığına değinilen açıklamada, "Bulunduğumuz alanlardan başlayarak kadına yönelik şiddeti, cinayetleri, vahşeti durdurmak için güçlü bir toplumsal dayanışma sergilemeliyiz. TMMOB’li mühendis, mimar ve şehir plancısı kadınlar olarak, kadının emeğine, bedenine, kimliğine yönelik her türlü şiddete karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi, etnik, inanç, cinsiyet temelli ayrımcı politikalara karşı duracağımızı bir kez daha bildiririz" denildi.
 
ANTALYA
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, gün dolayısıyla şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan SES Antalya Şubesi Eşbaşkanı Şükran İçöz, SES'li kadınların, ucuz iş gücü olarak görüldüğünü belirterek, "Ancak örgütlü mücadele ile bu emek sömürüsünü bertaraf edeceğiz. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadelemizi büyüteceğiz" diye belirtti. 

Antalya Kadın Platformu da 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Attalos Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada kitle sık sık, "Jin jiyan azadi" sloganı attı. Türkçe metni Kadriye Tuğcu, Kürtçe metni ise Berivan Aydın okudu. Açıklamada okunan metinlerde, her türlü saldırılara karşı mücadeleyi yükseltileceği belirtildi.
 
İSTANBUL
 
İHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu, 25 Kasım dolayısıyla Beyoğlu’nda bulunan Galatasaray Postanesi’nden Meclis’te grubu ve milletvekili bulunan siyasi partilere mektup gönderdi. Mektupta, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanması için harekete geçilmesi gerektiği belirtilerek, kadınların sözleşmeden vazgeçmeyeceklerinin altı çizildi. 
 
Mektupta şu ifadelere yer verildi: 
 
Bugün Türkiye’de iktidar olan güç, maalesef ki hem İstanbul Sözleşmesini feshetti hem de kadının toplumda yerini kendince belirleyerek kadına ev hayatını adres olarak gösterdi. Bizler insan hakları savunucusu kadınlar olarak çok iyi biliyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi yeterince içselleştirilmedi, yargı makamları tarafından değerlendirilmedi. Ancak yine de İstanbul Sözleşmesi kadınlar ve LGBTİ+ lar açısından büyük bir hukuksal güç aynı zamanda da ‘duygusal güç’ sağlıyordu. Sözleşmenin feshedilmesinin ardından devlet dilinin sertleşmesi, kadınları adeta eve hapseden ve tek görevinin çocuk doğurmak olduğunu söyleyen yetkililerin açıklamaları, kadınları güçsüzleştirerek failleri güçlendirdi. Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi, bugüne kadar kadınların emeğiyle ve ödedikleri bedellerle hazırlanmış olan en ileri sözleşmelerden biri. Ve kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni geri istemekteler. Özellikle tüm siyasi partilerdeki kadınların, kendi hayatları için de çok büyük önem arz eden İstanbul Sözleşmesinin yeniden imzalanması için çaba göstermeleri gerektiğine inanıyoruz. İnsan hakları savunucusu kadınlar olarak bir kez daha ‘İstanbul Sözleşmesi’ bizimdir diyoruz. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğunlaştığı bugünlerde, sizi ve partinizi bu konuda sorumluluk almaya ve tarihe doğru tutum almış olarak geçmeye davet ediyoruz.”
 
DİSK Kadın Komisyonu, Beşiktaş ilçesinde bulunan Dünya Barış Parkı'nda basın açıklaması düzenlendi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nu da katıldığı açıklamaya, çok sayıda emekçi kadın destek verdi. “Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam kuracağız” pankartının açıldığı açıklamada, kadınlar, sık sık “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”, “İnadına sendika, inadına DİSK”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Jin jiyan, azadî” ve “Şiddete, tacize mobbinge hayır” sloganları attı. 
 
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yattığını belirtti. Bu eşitsizliğe karşı birlikte mücadele verilmesinin altını çizen Çerkezoğlu, kadınların da erkekler gibi eşit koşullarda çalışma hayatına katılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Çerkezoğlu, emekçi kadınlar olarak iş yerlerinde her türlü baskı, mobbing ve şiddeti ortadan kaldırmayı amaçladıklarını belirterek kadınlara şu çağrıyı yaptı: “İktidarın bütün ucuz ve güvencesiz çalışma koşullarının, esnek çalışma politikasının hedefinde kadınlar olduğunu biliyoruz. Bunun için güvenceli, kadrolu ve eşit koşullarda hep birlikte omuz omuza mücadelemizi büyüteceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Ve tüm kadınları, bir kez daha emeğine, ekmeğine sahip çıkmaya ve insanca yaşayacağımız bir ülke inşa etmek için sendikalı olmaya ve DİSK’in çatısı altında yana yana mücadeleyi büyütmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
 
Konuşmaların ardından kadınların talepleri sıralandı: 
 
“*İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır. 
 
*25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, etkin biçimde uygulan malıdır. 
 
* Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir. 
 
* İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
 
* Kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
 
 * Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir.”
 
MUĞLA 
 
Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hakları Komisyonu, 25 Kasım’a ilişkin Muğla Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama, aynı zamanda Muğla’nın Fethiye, Ortaca ve Bodrum ilçe adliyelerinde de eş zamanlı yapıldı.
 
9 AYDA 296 KADIN KATLEDİLDİ
 
Yapılan açıklamalarda, Türkiye'de kadınların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekildi. Türkiye'de, 1 Ocak ile 23 Kasım 2022'de en az 296 kadın katledildiği belirtilerek, bunlardan 17'sinin Türkiye’ye göç eden kadınlar olduğu vurgulandı. "Bu verilerden en az 169 kadının ölümü 'şüpheli' olarak kayıtlara geçti.  2022’nin ilk dokuz ayında erkekler 118 kadını taciz etti, 187 çocuğa istismarda bulunuldu, 605 kadına şiddet uygulandı, 24 kadına tecavüz edildi. En az 372 kadın da seks işçiliğine zorlandı. Yine 2022 yılın ilk dokuz ayında en az 32 çocuk öldürdü."
 
JÎNA DİRENİŞİ SELAMLANDI
 
Açıklamada, erkek şiddetinin sistematik olmadığı, münferit olduğu beyanı arkasına sığınmanın, gerçekleri görmezden gelmek anlamına geldiğine yer verilerek, İran'daki kadın direnişi selamlandı. Kadın avukatlar, "Mücadeleleri mücadelemizdir. Gerek kadın kimliğimiz gerekse avukat kimliğimizle, Kadına yönelik şiddete ve cinsiyetçi egemen zihniyete karşı mücadelemizi gerçek adalete dair kararlı inancımız ile sürdüreceğiz" diye belirtti. 
 
İZMİR 
 
İzmir Barosu üyesi kadın avukatlar, yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Barosu önünde bir araya gelen hukukçular, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüyüş yaptı. Burada yapılan açıklamada, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Şiddete karşı isyandayız”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, vazgeçmiyoruz” yazılı dövizler taşınırken sık sık “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları atıldı. Açıklamayı kadınlar adına İzmir Barosu Kadın Hakları Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Elçin Kılınçer Ot okudu. 
 
AVUKATLARDAN YÜRÜYÜŞ 
 
Devletin, kadınların en temel insan hakkı olan yaşam hakkını korumadığını belirten Kılınçer, 2022 yılının 11 ayında 346 kadın katledildiğini belirtti. Tek suçlunun katiller olmadığını ifade eden Kılınçer, şunları söyledi: “Cezasızlık politikalarının ürünü olan kararlara imza atan, defalarca müracaat etmelerine rağmen kadın kardeşlerimize koruma sağlamayan erkek yargının mensupları; koruma kararlarına rağmen korumayan, koruyamayan kolluk; şiddeti önlemeye, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik hiçbir politika üretmeyen siyasi iktidar; bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktım diyen Cumhurbaşkanı; bu hukuk dışı keyfi uygulamayı iptal etmeyen Danıştay; Tek suçlunun katiller olduğuna ikna etmeye çalışmayın bizi. Elinize kan bulaştı, biz biliyoruz.” İran’da ve tüm dünyada zulme ve erkek şiddetine başkaldırarak eşitlik için mücadele eden tüm kadınları selamladıklarını söyleyen Elçin,  “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı. 
 
COLEMÊRG

Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde kadınlar, TJA öncülüğünde Cengiz Topel Caddesi’nde bir araya geldi. Buradan HDP Gever İlçe Örgütü binasına doğru yürüyüşe geçen kadınlar, polis tarafından ablukaya alınarak, yürüyüş engellenmeye çalışıldı. Aralarında HDP Şirnex Milletvekili Nuran İmir ile çok sayıda kadının bulunduğu grup, ne polisi ne de ablukayı dinledi. “Jin, jiyan, azadî” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla polisleri protesto eden kadınlar adına konuşan HDP’li İmir, “Gever’de polis, şiddetle mücadele gününde kadınların yürümesine tahammül edemiyor. Hatta kadınların sesinin çıkmasına dahi tahammül edemiyor” dedi.

Daha sonra kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla polis ablukasını kırarak, yürüyüşe geçti. Polislerin tüm engellemelerine rağmen HDP Gever İlçe Örgütü binasına kadar yürüyen kadınların bu kez açıklama yapması engellenmeye çalışıldı. Direnen kadınlara kalkanlarla saldıran polisler, bu esnada çekim yapan JINNEWS muhabiri Rabia Önver’e  müdahale ederek, görüntü almasını engelledi.

Bu esnada partililer de polisler tarafından darp edilerek, zorla parti binasına konulmak istendi. HDP’li İmir, saldırıya “Bu bir faşizmdir. Geverli kadınlar sizden korkmuyor. Baskılarınızdan ve engellemelerinizden korkmuyoruz” diyerek tepki gösterdi. Hemen ardından kadınlar, “Kahrolsun faşizm” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla ablukayı protesto etti. Daha sonra parti binasına giren kadınlar, balkonlara çıkarak “Jin, jiyan, azadî”, “Biji berxwedana jinan” ve “Baskılar bizi yıldıramaz sloganları attı.

Parti binasını ablukaya alan polisler, yükselen sloganları zırhlı araçlardan açtıkları siren sesiyle bastırmaya çalıştı.

 MÛŞ

Mûş’ta ise kadınlar, gün dolayısıyla HDP il binasında bir araya geldi. Burada konuşan HDP Mûş Milletvekili Şevin Coşkun, tüm dünyada “Jin, jiyan, azadî” sloganının yükseldiğini belirterek, “İran’da kadınların öncülük ettiği protestolar halk direnişine dönüştü. Yine Süleymaniye’de katledilen Nagihan Akarsel’e yönelik bu saldırı kadın mücadelesinden bağımsız değildir. Jîna’nın saçlarını bayrağa dönüştüren kadınlar Nagihan’ın da hakikat kalemini asla yerde bırakmayacaklardır” diye belirtti.

Konuşmaların ardından kadınların mücadelesinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. 

ERZIROM

Erzirom’un Qereçan (Karaçoban) ilçesinde kadınların yapmak istediği açıklamaya polis saldırdı. HDP ilçe binası önünde bir araya gelen kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla yürüyüş yapmak istedi. HDP İzmir İl Örgütü binasında katledilen Deniz Poyraz, İran’da “ahlak polisi” tarafından katledilen Jîna Emînî ve Federe Kurdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde katledilen Nagihan Akarsel’in fotoğraflarını taşıyan kadınlar, ilçe binasından ilçe merkezine doğru yürüyüşe geçti.

Ancak “Jin, jiyan, azadî” sloganı eşliğinde yürüyen kadınlar, bir süre sonra polisler tarafından engellendi. Bu sırada polislere tepki gösteren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Gülderen Varlı gözaltına alındı.

ÊLIH 
 
Êlih’te TJA Petrol İş Sendikası Batman Şubesi önünde bir araya gelerek kitlesel basın açıklaması yaptı. “Jin, jiyan, azadî, li dijî faşizme û qirkirina jinan dem dema azadiya jinan e” pankartının açıldığı eylemde, “Jin azad nebe civak azad nabe”, “Em hebûn, eme hene, em dê hebin”, “Kadınlar birlikte güçlü” ve “Kadın kırımına hayır” dövizleri ile katledilen kadınların fotoğraflarını taşıdı.  
 
Açıklamaya, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, görevden alınarak yerine kayyım atanan Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz, TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi, HDP, DBP il örgütleri ve çok sayıda kadının katıldı. Açıklamada DBP Parti Meclisi (PM) Üyesi Nurten Üzümcü  konuştu.
 
İKTİDARIN SALDIRILARI ARTI
 
Erkek egemen iktidarın kadına yönelik saldırılarını artırdığına dikkati çeken Üzümcü, “Saldırdıkça biz daha çok direnecek, mücadele edeceğiz, gözaltına aldıkça biz daha çok örgütleneceğiz, sus dedikçe biz daha çok sesimizi yükselteceğiz, yalana sarıldıkça biz hakikatin peşinden koşacağız. Bu 25 Kasım’da da jin, jiyan, azadî sloganımızı tüm dünya kadınlarının sesi ile birleştiriyor, alanlara, meydanlara akıyoruz. Erkek-devlet şiddetine ‘no pasaran’ diyoruz. Faşizme karşı jiyan olup umudu büyütüyoruz. Bizleri yok sayanlara karşı ‘hayır’ımızı yükseltiyoruz. Sevgili kadınlar,  bizlere sokakları dar etmek isteyenlere karşı hep birlikte örgütlü gücümüzü gösterme zamanı! Biz kadınlar değiştireceğiz! Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi kazanacak” ifadelerini kullandı.
 
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da kadınların, erkek devlet şiddetine, faşizme ve savaş şiddetiyle ayakta tutunmaya çalışan iktidarlara karşı alanlarda olduğunu belirterek, “Türkiye ve Kürdistan’ın 4 bir yanından kadınlar alanlarda erkek devlet şiddetine karşın alanlarda direniyor. Yine bir klasik ile karşı karşıya kaldık. AKP-MHP savaş ittifakı, kadın ve Kürt düşmanı ittifakı parti binalarımızın önüne polis yığarak bizi engellemeye çalışıyorlar. Kadına dönük şiddet, faşizm, yoksulluk, AKP-MHP iktidarının savaş politikası olmuş durumda. Ülke bir polis devleti haline gelmiş durumda.  Bu savaş halkın savaşı değil AKP-MHP iktidarının Kürtler ve kadınlarına dönük savaşı ve kendi beka savaşıdır. Tabii ki kadınlar buna itiraz edecekler. Kriz ve savaş süreçlerinde kadınların yaşadığı zulmü biliyoruz. Kadınlar katliam, yoksulluk ile karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.
 
Hilal Mahallesinde de eş zamanlı açıklama yapıldı. Burada bir araya gelen kadınlar gerçekleştirdikleri açıklamanın ardından kitlesel bir şekilde yürüyüş düzenledi.  Kadınlar “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana jinan” sloganı eşliğinde yürürken, mahalleliler de alkışlarıyla destek verdi.
 
RIHA
 
TJA, HDP Kadın Meclisi,  Riha’nın Wêranşar ilçesinde bulunan Şirnex Mahallesi’nde buluşan kadınlar, Urfa Valiliği'nin yasak kararına rağmen yürüyüş gerçekleştirdi.
 
‘KADIN İSYANININ BAYRAĞI JÎNA’ 
 
"Li dijî faşîzmê û qirkirina jinan dem dema adaziya jinan e" pankartının açıldığı yürüyüşte, kadınlar “Bijî berxwedana jina” ve “Jin jîyan azadi” sloganları atarak yürüdü. Yürüyüşün ardından konuşan HDP Riha Milletvekili Ayşe Sürücü, “Başta diktatörlerin karşısında boyun eğmeyen kadınlar olmak üzere Mirabal kız kardeşlerden Sakine’lere, Sevê’lerden Nagihan Akarsel’e bütün devrimci ve mücadeleci kadınları selamlıyoruz” dedi.
 
Her geçen gün kadın haklarına yönelik iktidarın saldırılarının artığına dikkati çeken Sürücü, “Günümüze baktığımız zaman bu ülkede kadınlara yönelik baskı, şiddet ve katliamlar artarak devam ediyor. AKP-MHP sistemi Kürt kazanımlarına ve kadın kazanımlarına aralıksız bir şekilde saldırıyor. İstanbul Sözleşmesi'ni iptal ettiler. Kadın katillerini koruyorlar. TJA ve HDP Kadın Meclisi olarak bizler sokaklardayız. Mücadelemizi yükseltiyoruz. Bugün kadın direnişi 'Jin jiyan azadî' sloganıyla bütün dünyaya yayıldı” diye konuştu.
 
RIHA KADIN PLATFORMU’NDAN AÇIKLAMA 
 
Riha İl Kadın Platformu, İHD Şubesi'nde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan İHD Şube Eşbaşkanı Sümeyye Koç, kadına yönelik şiddete tepki gösterdi. Ardından konuşan HDP PM Üyesi Sevda Çelik Özbingöl, Jina Eminê ve Nagihan Akarsel'in katledildiğini hatırlatarak şiddete karşı mücadele edeceklerini söyledi. Valiliğin kentte ilan ettiği eylem ve etkinlik yasağına da tepki gösteren Özbingöl, bu engellemelerin kadın mücadelesini geriletemeyeceğini söyledi. 
RİHA BAROSU'NDAN ŞENYAŞAR AİLESİNE ZİYARET
 
Riha Barosu Kadın Hakları Merkezi de baro konferans salonunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama da konuşan Kadın Hakları Merkezi Başkanı Melike Satış Erdal, “Yaşadığımız her türlü erkek şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağız" dedi. 
 
Açıklamanın ardından kadınlar, Riha Adliyesi öğününde Adelet Nöbeti’ni 627’nci gününde sürdüren Emine Şenyaşar'ı ziyaret etti. 
 
SEMSÛR
 
HDP ve Yeşiller Sol Partisi Kadın Meclisleri, HDP Semsûr İl binasında açıklama yaptı. "Em erişên li diji têkoşina jinan qebul nakin" pankartının ardında konuşan Yeşiller Sol Parti İl Eşsözcüsü Zeynep Karadoğan,  "Özgür, eşit ve şiddetsiz bir yaşam için kadınlar isyanını her yerde haykıracak. Kaybettiklerimizin acısı, öfkemizde mücadeleye duracak" dedi. 
 
Konuşmasının ardından kadın mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı. 
 
DÎLOK
 
HDP ve TJA, Dîlok'ta ise kadın mücadelesini konu alan sinevizyon gösterimi düzenledi. Sinevizyon gösterimine gelen kadınlar "Jin jiyan azadi" sloganı attı.
 
SOSYO POLİTİK SAHA ARAŞTIRMALARI: 96 KADIN KATLEDİLDİ 
 
Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi, “1 Eylül-22 Kasım 2022 tarihleri arasında Basına Yansıyan Kadına Şiddet Vakaları İncelenmesi” raporunu yayımladı. Raporda, kadına yönelik şiddet vakalarının çok yaygın olduğunu fakat bunların çok az bir kısmının basına yansıdığı belirtildi. Şiddet vakalarına ilişkin yeterli ve düzenli istatistiki bulunmadığına değinen raporda, veriler için Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Bianet, Jin News, Mezopotamya Ajansı, Anıt Sayaç ve pek çok haber ajansı gönderilerinden faydalanıldığı kaydedildi
 
Rapora göre 1 Eylül-22 Kasım tarihleri arasında 96 kadın katledildi, 39 kadın şüpheli bir şekilde öldü, 148 kadın ise, şiddet ve yaralanmaya maruz bırakıldı. Derlenen veriler ile ayrıca mağdurun ve mağdurun kim tarafından şiddete maruz bırakıldığının da ölçüldüğünü belirten raporda, cinayete maruz kalanların yüzde 52,1’i “Eşi”, yüzde 5,2’si “Sevgilisi”, yüzde 4,2’si “Babası” ve yüzde 19,8’sinin ise kim veya kimler tarafından yapıldığı bilinmediği aktarıldı.  Ayrıca cinsel saldırıya maruz kalanların da yüzde 12,5’i “Arkadaşı”, yüzde 12,5’i “İş Arkadaşı”, yüzde 12,5’i “Kayını”, yüzde 12,5’i “Komşusu” tarafından yaşandığı bilgisi paylaşıldı.
 
Yaşanılan kadın cinayetlerinin illere göre yüzdeleri de şu şekilde paylaşıldı: Yüzde 13,5’i İstanbul, yüzde 13,5’i Ankara, yüzde 7,3’ü Mersin ve yüzde 6,3’ü ise Adana olduğu görülmektedir. Ayrıca Cinsel Saldırıya uğrayanların yüzde 25’i İstanbul, yüzde 25’i Ankara ve İstismara uğrayan çocukların ise yüzde 24,1’i İstanbul,  yüzde 13,8’i İzmir, yüzde 13,8’i Aydın, yüzde 10,3’ü Bolu olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra şiddet ve yaralamaya maruz kalanların yüzde 23,6’sı İstanbul, yüzde 20,9’u Edirne, yüzde 4,7’si Adana, yüzde 4,1’i Ankara, yüzde 4,1’i Şanlıurfa olduğu görülmektedir.” Yaşanılan şüpheli ölümlerin illere göre dağılımı ise şu şekilde: yüzde 12,8’i Zonguldak, yüzde 10,3’ü Van, yüzde 10,3’ü Kayseri, yüzde 7,7’si Ankara olduğu ve tacize maruz kalanların yüzde 36,8’i İstanbul, yüzde 10,5’i Denizli ve yüzde 10,5’i İzmir olduğu görülmektedir.”
 
BEDLÎS
 
HDP Betlîs İlçe Örgütü, ilçe binasında yaptıkları açıklama ile HDP Betlîs Kadın Meclisi’ni ilan etti. Açıklamanın yapıldığı salona, “Jin, jiyan, azadi” pankartı asıldı. Açıklamada  “25 Kasım, erkek şiddetinin etkin olduğu bir dönemde erkek şiddetine karşı en güçlü özsavunmamız belki de örgütlenmemizdir. Bunun için Kadın Meclisi’mizi ilan ederek bunu taçlandırıyoruz” diye belirtildi.
 
HDP Kadın Meclisi’nin tarihten bu yana katledilen bütün kadınların sesi olduğunu belirtilen açıklamada “ Bir göğsü kesildiğinde ‘ah’ demeye utanan Sakine Cansız’ın sesi olmaya devam edeceğiz. Saç telleri göründüğü için katledilen Jina’nın saç telleri olmaya devam edeceğiz. Kadın özgürlük mücadelesinin felsefesini yaratma mücadelesi veren Nagihan Akarsel’in kalemi olmaya devam edeceğiz” denildi.

WAN

Sabah saatlerinde Tevgera Jinen Azad (TJA) öncülüğünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl binasında bir araya gelen kadınlara polis müdahale etmiş, kadınların yürümesine izin vermemişti. Saatlerce polis ablukasında HDP İl Örgütü’nde bekleyen kadınlar akşam saatlerinde ise Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte konuşan HDP Wan Milletvekili Muazzez Orhan, “Bugün erkek devlet sistemini protesto etmek için kadına yönelik şiddete karşı isyanımızı, sesimizi yükseltmek için açıklama istedik ama AKP-MHP faşist iktidarının şiddetine maruz kaldık. Biz kadınlar, yaşamımıza, bedenimize, özgürlüğümüze tahakküm kurmak isteyen erkek devletine karşı alanlarda olmaya devam edeceğiz. Biz bu şiddete karşıyız” dedi.

Kadınlar, “Jin Jiyan Azadi” sloganları atarak cadde boyunca yürüdü.

SÊRT

Sert’te ise aralarında HDP Grup Başkanvekilli Meral Danış Beştaş'ın da bulunduğu kitlenin HDP Sert İl Örgütü önünde yapmak istediğini açıklama polis engeline takıldı. Polis ablukasına alınan binadan çıkmak isteyen kadınlar engelleme girişimlerine karşı, "Jin jiyan azadî" ve "Bijî berxwedana jinan" sloganları ile karşılık verdi.

Burada konuşan HDP Grup Başkanvekilli Meral Danış Beştaş, polis abulakasın tepki gösterdi. Kadın cinayetlerinde önlem almayan polisin kadına yönelik şiddetle mücadele açıklamalarına adeta yığınak yaptıklarını kaydeden Beştaş, "Kadınlar hayatın her alanında şiddet görüyor. Eşleri tarafından katlediliyor. Sevgilileri tarafından katlediliyor. Sokaktaki erkekler tarafından tacize, istismara tecavüze maruz kalıyor." dedi.

'KADIN CİNAYETLERİNİN FAİLİ DEVLETTİR'

Kadın cinayetinde faillerden birinin de devlet olduğunu söyleyen Beştaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü devlet; o şiddeti önlemek zorundadır. Çünkü yargıyla çünkü kollukla çünkü devlet aygıtıyla bu şiddeti önlemek için gereken önlemleri alması gerekiyor. Ama Türkiye İstanbul sözleşmesinden çıkarak aslında kadına yönelik şiddete vize vermiştir. Artık kadınlar şiddet görebilir demiştir. AKP iktidarı Türkiye tarihinin en korkunç imzalarından birini atmıştır. İstanbul sözleşmesi kadının hayatta kalması için uluslararası bir sözleşmedir."

HATAY

İskenderun Kadın Platformu, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında İskenderun Sağlıklı Yaşam Parkı'nda basın açıklaması yaptı. Platform adına basın açıklamasının okuyan Sibel Tümkaya, kadınlar olarak 25 Kasım’da; şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa karşı; eşitlik, adalet, barış ve özgürlük için isyanı büyüterek alanlarda olduklarını belirtti. "Erkek adalet değil, gerçek adalet!” demek için 25 Kasım'da alanlarda olduklarını kaydeden Tümkaya, "Dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında birlikteliğimizden ve dayanışmamızdan aldığımız gücün kararlılığıyla 'Mirabel Kardeşlerden Mahsa Amini’ye Özgürlüğe Yürüyoruz' demek için 25 Kasım’da alanlardayız!" dedi.

Açıklama çekilen halaylarla son buldu.

ADANA

Adana Kadın Platformu, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Heykelli Park’ta bir araya gelip, savaşa ve şiddete karşı Atatürk Parkı’na yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca kadınlar, tutuklu bulunan Şebnem Korur Fincancı ve Aryen Turan'la dayanışma sloganları atıp, gazeteci Nagihan Akarsel ve Jina Amini ile kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınları andı. Kadınlar savaş karşıtı sloganlara polisin izin vermeme girişimine tepki gösterdi. Platform adına basın açıklamasını Derya Çiçek okudu. AKP iktidarının büyüyen ekonomik sorunlarla halk desteğini kaybettikçe savaşa ve diyanet fetvalarıyla, dinci, ırkçı, ayrımcı politikalara sarıldığını dile getiren Çiçek, “Eşitlik ve özgürlük için,  örgütlü mücadele dışında bir seçeneğimiz yok. Bizi korkutmaya, sindirmeye, yaşamdan izole etmeye çalışanlara bir kez daha bu sokaklarda meydan okuyoruz” dedi.

Gazeteci Nagihan Akarsen’in suikastle katledildiğini ve aynı coğrafyada Jina Amina’nın katledildiğini ifade eden HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “Bizler bu otoriter rejimler tarafından gördüğümüz baskılara, yine bu otoriter rejimlerin devlet biçimine, kadın katliamlarında cezasızlık uygulamalarına hep birlikte ‘hayır’ demeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarı kadınların gönderip İstanbul Sözleşmesi’ni kendi eliyle getirecek” diye konuştu.

Açıklama  halaylarla son buldu.

MERSİN

Mersin Kadın Platformu, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Kusimato Sokak'ta bir araya gelerek, savaşa ve şiddete karşı Özgecan Aslan Barış Meydanı'na yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca kadınlar sık sık, "Jin jiyan azadi", "Yaşasın kadın dayanışması", "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" ve "Özgür basın susturulamaz" sloganı attı. Yürüyüş sonrası kadınlar, Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere 4 dilde basın metnini okudu. Türkçe basın metni okuyan Ayşegül Önal, "62 yıl önce diktatörlüğe karşı direnişte simgeleşen Mirabel kardeşlerden bugüne dünyanın dört bir yanında kadınlar olarak Jin, Jıyan, Azadi sloganıyla işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında birlikteliğimizden ve dayanışmamızdan aldığımız gücün kararlılığıyla birbirimiz için sokaklardayız! Her gün birbirimize “umutsuzluğa düşersen bu kalabalığı hatırla” demek için buradayız! Tüm gücümüz ve isyanımızla sokaklarda olmaya devam edeceğiz!" diye konuştu.

'YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI'

Kürtçe basın metnini okuyan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş, "İsyanımız, umudumuz, özgürlüğümüz mücadelemizde. Biz çok uzun süredir ne sokaklardan ne birbirimizden vazgeçtik. Hayatlarımızın da haklarımızın da tek güvencesi biziz. Ne dün ne bugün korkmadık susmadık itaat etmedik! Bundan sonra da etmeyiz. Ne sokakta bir başka kadının sesine kulak vermekten, erkek yargıya karşı mahkeme salonlarını doldurmaktan, ne erkek devlet şiddetini ifşa etmekten ne eşit ve özgür bir dünyayı kurmak için sokakları, meydanları doldurmaktan vazgeçeriz. Biliyoruz ki hayal ettiğimiz dünya ancak dayanışmamız ve mücadelemizle kurulacak! Yaşasın kadın dayanışması" dedi.

Tarsus Kadın Platformu da 25 Kasım'a dair Yarenlik Alanı'nda yürüyüş gerçekleştirip, açıklama yaptı.

HATAY

Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi kadınlar, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Künefeciler Meydanı'nda bir araya gelerek, savaşa ve şiddete karşı Büyük Antakya Parkı'na yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Mirabel kardeşlerden Mahsa Amini'ye mücadele sürüyor. Kadınlar karanlığı yırtıyor" diyen Zilan Taşkın, "Kadınlar olarak daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaşların son bulması, eşit ve özgürce bir arada yaşamamızın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması için 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi!’ demek için 25 Kasım’da alanlardayız" dedi.

BURSA

Bursa Kadın Platformu öncülüğünde bir araya gelen kadınlar Osmangazi ilçesinde bulunan Fomara Meydanı’nda buluştu. “Kadınlar, yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete karşı yürüyor” pankartı açan kadınlar ellerinde “Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var”, “Kadın cinayetleri politiktir” dövizleri taşıdı. Sloganlar eşliğinde Kent Meydanı’na yürümek isteyen kadınlara polis burada müdahale ederek ablukaya aldı. Uzun bir abluka altında tutulan kadınlar, slogan atmaya devam etti.

Polisin engeli sonrası kadınlar polis barikatını protesto ederek açıklamalarını burada yapacaklarını söyledi. Platform adına hazırlanan açıklamanın Türkçe’sini Hülya Ağ, Kürtçe’sini de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bursa Kadın Meclisi Sözcüsü Zeynep Bozkurt okudu.

Açıklamada, “İran’da, Türkiye’de dünyanın her yerinde yaşamlarımızı karartmak isteyenlere karşı ‘Jin Jiyan Azadi’ çığlığını bir gökyüzü gibi büyüterek erkek ve devlet şiddetine karşı haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmediğimizi bir kez daha söylüyoruz” denildi.

Eylem yapılan konuşmaların ardından sloganlarla son buldu.