Kadınlar cezaevi önünde: Tecride son, tutuklulara özgürlük

img
İZMİR - Aliağa Şakran Cezaevi önünde tutuklu kadınların durumuna dikkati çekmek için açıklama yapan kadınlar, tecridin son bullasını ve cezaevlerinin boşaltılmasını istedi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) ve Ege Tutuklu ve Hükümlülerle Dayanışma Derneği (EGE TUHAYDER) kadın tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü önünde basın açıklaması yaptı. “Zaman tecridi kırma, kadını özgürleşmetirme zamanıdır” pankartının açıldığı açıklamada, “Tecrid insanlık suçudur”, “Zimane me rumate me ye”, ve “Kadın direnişi faşizmi yıkacak” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Bijî berxwedana zindana”, “Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük” ve “Aysel Tuğluk yalnız değildir” sloganları atıldı. Açıklamaya Barış Annelerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Serpil Kemalbay da destek verdi. 
 
Kurumlar adına basın açıklamasını Ege Tuhayder Yöneticisi Leyla Kaygısız okudu. 
 
ÖZGÜR TOPLUM 
 
Kadın kırımına karşı özgür yaşamdan taviz vermeyen kadınların cezaevlerinde de ataerkil zihniyete karşı mücadele ettiğini belirten Kaygısız, dışarıda kadınlara uygulanan psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddetin cezaevlerinde de devam ettiğini vurguladı. Garibe Gezer’in maruz kaldığı insanlık dışı cinsel işkencenin de bunun ürünü olduğunu hatırlatan Kaygısız, “Garibe Gezer’in yaşadığı işkenceye dair başlatılan soruşturma ise savcılık tarafından takipsizlik kararı verilerek kapatılmaya çalışılmaktadır. Garibe Gezer’in verdiği mücadeleyi sahiplenerek kadın kırımına karşı olduğumuzu belirtiyor, özgür kadın ve toplumu savunuyoruz” dedi. 
 
SİSSTEMATİK UYGULAMALAR
 
Cezaevlerindeki kadınlara yönelik keyfi uygulamaların devam ettiğinin altını çizen Kaygısız, 2021 yılında 10 tutuklunun cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini anımsattı. Cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların tedavilerinin engellendiğini ifade eden Kaygısız, “Tahliye edilmesi gerektiği halde keyfi gerekçelerle tahliye edilmeyen tutsaklar bir düşman hukuku ile karşı karşıya bırakılmakta ve yapılan başvurular sonuçsuz kalmaktadır. Kandıra Cezaevinde bulunan ve hafızasını yitiren siyasetçi Aysel Tuğluk şahsında tüm hasta kadın tutsaklar biran önce tahliye edilmelidir. Cezaevlerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların sistematik bir akla hizmet ettiğini biliyoruz” diye belirtti. 
 
TECRİT TEPKİSİ
 
Her koşulda kadın mücadelesini yürütmeye devam edeceklerini belirten Kaygısız, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde de tüm tutsakların sesi olacaklarını söyledi. İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevinde Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride değinen Kaygısız, Öcalan üzerinde uygulanan tecridin de biran önce kaldırılması gerektiğini dile getirdi. 
 
KEMALBAY: TUTUKLU SAYISI 5 KAT ARTTI
 
Açıklamada konuşan HDP Milletvekili Serpil Kemalbay ise, Türkiye’nin tamamıyla bir cezaevine dönüştüğünü işaret etti. Kemalbay şöyle devam etti: "Cezaevleri ölüm evleri haline dönüştü. Bu iktidar yönetime geldiğinde yaklaşık 50 bin insan tutukluyken bugün tam 5 katı insan cezaevinde. Cezaevlerinin aşırı doluluğu ve özellikle kadınların cezaevinde olması vahim bir tablo ortaya çıkarmıştır. Burada adaleti her gün öldüren devlete sesleniyoruz, hasta tutsaklardan, Adli Tıp Kurumu’ndan elinizi çekin. Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük.”
 
İZMİR
 
Aysel Tuğluk ve Hasta Tutuklulara Özgürlük Platformu, hasta tutsaklar için Konak İskele önünde açıklama yaptı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, "Aysel Tuğluk ve Hasta mahpuslara özgürlük" pankartı açılırken, Aysel Tuğluk ve Garibe Gezer'in fotoğrafları taşındı. Sık sık hasta tutukluların tahliyesini isteyen sloganlar atıldı. 
 
Platform adına açıklamayı yapan Sibel Çelik, cezaevlerinde yaşanan sorunları şu şekilde açıkladı: "24 saat gözetim altında tutulan mahpusların odalarına baskın yapılıp iç çamaşırlarına kadar darma duman etmek, 12 kişilik koğuşlara 28 kişiyi sıkıştırmak, 10 kişiye yetecek yemeği 28 kişiye dağıtmak,  peyniri olmayan kahvaltıda haftada 1 yumurta vermek, ekonomik krizi bahane ederek mahpustan elektrik faturası 400 TL talep etmek, havalandırmaların üzerini kapatmak, atölye çalışmalarını yasaklamak, görüş süresini yarım saate indirmek, içeriye kitap sınırılandırması getirmek, çıplak arama yapmak, süngerli odalarda tutmak, sık sık hücre cezalarına başvurmak, pişmanlık dayatmasında bulunmak bütün bunlar psikolojik ve fiziksel şiddet, işkence ve hak ihlalidir."
 
Çelik son olarak duyarlı tüm kamuoyuna çağrı yaparak, hasta mahpusların tahliye edilmesi için ses olmalarını istedi.
 
Açıklamanın ardından hasta tutukluların tahliyesi için açılan imza standına çok sayı kişi imza verdi.