Çay kotasına karşı kadın dayanışması

  • kadın
  • 09:00 15 Eylül 2021
  • |
img

ARTVİN - Çaya uygulanan kotayla en çok kadın emeği sömürülüyor. Binbir zahmetle çay toplayan kadınlar, kotaya karşı dayanışma ağı ördü. 

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin önemli tarımsal ürünlerinden olan çayda, 3’üncü hasat döneminde de sona yaklaşıldı. Fakat çay üreticisinin Mayıs ayından bu yana başlayan sorunları bitmiyor. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) uyguladığı kota ve günlük kontenjan uygulamaları çayın açıklanan fiyatın çok altında satılmasına neden oluyor. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “müjde” diye açıkladığı 4 TL’lik çay fiyatı aslında brüt 3,85 TL. Bunun yanında yapılan kesintilerle fiyat 3,75’e kadar düşüyor. Özel sektörde ise durum daha da kötü. Uygulanan kota ve kontenjandan kaynaklı çayın büyük bölümünü satın alan özel sektörde fiyat 2 buçuk TL’ye kadar iniyor. 
 
KADIN EMEĞİ SÖMÜRÜSÜ
 
Tüm bunların yanında çayda da diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi büyük bir kadın emeği sömürüsü var. Giresun’dan başlayarak Sarp Sınır Kapısı'na kadar gittiğiniz bütün çay bahçelerinde kadınlar çalışıyor. Sabahın erken saatlerinde yola çıkın kadınlar, çayı topladıktan sonra alım yerlerine taşıyor. Burada kadınlar hem çayı satıyor hem de akşam geç saatlere kadar çalışmaya devam ediyor. 
 
KADIN DAYANIŞMASI 
 
Çay bahçelerinde çalışan kadınlar, uzun çalışma saatleri başta olmak üzere yaşadıkları sorunlara karşı kadın dayanışmasını örüyor. Kadınlar kendi aralarında kurdukları imeceler ile birbirlerine yardım ederek çayı topluyor. Artvin Hopa’da bulunan Garci (Hendek) köyünde çay bahçelerinde çalışan kadınlar, hem maruz kaldıkları emek sömürüsünü hem de ördükleri kadın dayanışmasını ajansımıza anlattı. 
 
ÇAY KADIN EMEĞİDİR
 
Garci köyünde çay bahçesinde çalışan Sevil Topal, Karadeniz’in genelinde bahçelerle kadınların çalıştığını söyledi. Çayın kesinlikle kadının emeği olduğunu belirten Topal,  çayı toplama ve satma aşamasının kadınların yaptığını, taşıma işini erkeklerin ancak erkeklerin taşımadığı zamanlarda da kadınların taşıdığını söyledi. 
 
SABAH 5’TE MESAİ
 
Tarlada, bahçede çalıştıktan sonra da eve gidip ev işleriyle uğraştıklarını ve bu nedenle dinlenemediklerini belirten Topal, “İlçe merkezine indiğiniz zaman şu an çay ocakları (kahvehaneler) hep erkeklerle doludur. Buranın kültürü ile alakalı bir şey. Erkekler biraz pohpohlanmış ev işi yapmazlar, çay toplamazlar. Özellikle Hemşinlerde erkekleri çok severler. Tarlada, bahçede emeğin çoğu kadınlardadır. Sabah okula giden çocuklarımız var. Sabah 5’te kalkıp çaya geliyoruz. Okula gidecek çocuklarımızı dert ediyoruz. Çok sorumluluğumuz var. Fiziki ve psikolojik olarak hiçbir zaman rahat değiliz” ifadelerini kullandı. 
 
KADINLARDAN İMECE USULÜ 
 
Erkeklerin bahçeye girmeleri durumunda “Ben eşime yardım ettim” mantığında olduklarını vurgulayan Topal, erkeklerin bunu görev olarak kabul etmediklerini dile getirdi. Yaptıkları işin fiziki olarak çok yorucu olduğunu vurgulayan, çaya koyulan kota ve kontenjanın çay alımını düşürmesi, özel sektörün fiyatı düşürmesi gibi sorunların yaşandığının altını çizdi. Emeklerinin karşılığını alamayan kadınlar olarak işçi giderlerini düşürmek için imece usulü çalıştıklarını belirten Topal, “Mesela bu imecede hiç erkek yoktur. Kadınlar birbirine gider, kadınların kendi aralarında oluşturduğu bir dayanışmadır” dedi.
 
KÖY HAYATI BİTİRİLDİ
 
Çayı yağmurda bile toplamak zorunda olduklarını belirten Topal, 2-3 gün beklemeleri durumunda çayın dalında kuruduğunu bunun da hem kalitenin hem de ağırlığın düşmesine neden olduğunu söyledi.  Giderlerinin çok olduğunu ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını dile getiren Topal, "Buranın geçim kaynağı çay ama bu halk hiçbir zaman o karşılığı alamadı. Yılda 3 kere topluyoruz ama yine kendi ederini bulmuyor” diye belirtti. 
 
‘EMEĞİMİN DEĞERİ KALMIYOR’
 
Kadınlardan oluşan imece usulüyle çayı topladıklarını belirten Aslıhan Topal ise çocuklarını okutmak ve gelir elde etmek için kadınların bahçede çalıştığını kaydetti. Fakat emeklerinin karşılığını alamadıklarına dikkat çeken Topal, “Çay topluyorum ama devlete veremiyorum. Daha 3 ton çayım olmasına rağmen kotam bitti. Bunu mecburen özele satmak zorunda kalacağım. Emeğimin hiçbir değeri kalmıyor. İşçi tutmaya param yetmiyor. Çayın karşılığını alamıyorum ki işçi tutup toplasam. 1 aydan fazla çay toplayacağım” dedi.  
 
FABRİKALAR KURULSUN
 
Yaşadıkları sorunun ÇAYKUR’un yeni fabrikalar kurarak bu sorunu çözebileceğini belirten Topal, “2019’un ÇAYKUR fiyatına özel sektör çay alıyor. Aradan iki sene geçmiş. 2 buçuk lira nedir? Yetkililere seslenmek istiyorum. Bize bir çare bulun. Öncesinde kontenjan oluyordu ama ne kadar çayımız çıkarsa verebiliyorduk. Ama sonrasında kota çıkardılar. Kontenjanı düşürdüler. Bizi bu kadar ezmelerine gerek yok. Özellikle kadınlar çok eziliyor. Bunun tüm eziyetini biz çekiyoruz. O yüzden lütfen çere bulsunlar” diye belirtti.
 
‘BU FİYATA ÇAY VERİLİR Mİ?’
 
Garci köyünde yaşayan 61 yaşındaki Zeliha Topaloğlu, çocukluğundan beri çay topladığını belirtti. Topaloğlu, sabah ezan vaktinde bir çok kez kahvaltı dahi yapmadan çay toplamaya koyulduğunu söyledi. Topaloğlu, çayda uygulanan kota ve kontenjan uygulamalarına tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Köyler heyelan bölgesi olduğu için köyde kalamıyoruz. Her gün gidip gelmek zorundayız. Arabası olmayan için zor oluyor. Araba tutmak zorunda kalıyoruz. Kontenjanı 25’e indiriyor. Hiç olmazsa 35-40 olsun. Onu da kabul ediyoruz. Çay elimizde kalıyor. Özel sektöre  vermek zorunda kalıyoruz. Özelde kilosunu 2 buçuktan alıyor. Bu fiyata çay verilir mi? Bu yurttaşı ezmekten başka bir şey değil. Zeytinin, peynirin kilosu kaç para oldu? Biz gerçekten zor durumdayız. 60 yaşını geçtim hala çay topluyorum. 70 yaşında çay toplayanlar var. Mecbur olmasa o yaşta yağmurda çay tarlasına girer mi?” 
 
MA / Tolga Güney