Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kadınlar: JINHA’nın rüzgarı dünyayı sardı

  • kadın
  • 09:55 3 Mayıs 2021
  • |
img

İZMİR - Medyada eril dile neşter vuran ve gazeteciliğe yeni bir soluk kazandıran JINHA'nın yarattığı etkiye dikkati çeken kadın gazeteciler, bugün özgün örgütlenmeler, örgütlerin kadın komisyonları, kadın ajansları, gazete, dergi ve TV’lerle hayatın farklılığını gün yüzüne çıkardıklarını dile getirdi. 

 
Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla 1993'te, her yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Bugünün amacı; basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak, etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basını aşırı sansür eden ülkelere mesaj gönderip, yetkililere sorumluklarını hatırlatmak. 
 
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
 
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2021 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni 20 Nisan’da açıkladı. Dünya çapında basın özgürlüğünün gerilediği raporda, Türkiye gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama ve hak ihlalleriyle 180 ülke arasında 153'üncü sırada yerini aldı. Türkiye’de baskı ve tutuklamaların gölgesinde mesleğini icra eden gazeteciler, buna rağmen geri adım atmıyor. Özelikle Kürt ve muhalif medyaya yönelik baskıların arttığı bölge illerinde, kadınlar öncülüğünde basın alanında büyük kazanımlara imza atılırken, bu durum dünya çapında da etki yarattı. 
 
KADIN GAZETECİLERE SALDIRILAR
 
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu verilerine göre, 2021’in başından bu yana 7 kadın gazeteci öldürüldü. 
 
2021 yılının ilk çeyreğinde (Ocak-Nisan) gazetecilere yönelik saldırı olayları 348’e ulaştığı, bu oran geçen yılla göre yüzde 130,34 artış gösterdi. Bu yılki vakaların çoğu yasal yolla taciz oldu. Toplamda 74 kadın gazeteci hakim karşısına çıktı, bunların 50’sinin Türkiye’de olduğu tespit edildi. Kadın gazetecilerin yazdıkları haberler veya sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, haklarında tazminat ya da ceza davaları açıldı. 
 
Türkiye’de birçok kadın gazeteci “örgüt” suçlamalarıyla yargılanıp, hapis cezaları veriliyor. Yargılamalar haricinde bu yıl dünya çapında 45 kadın muhabir, haber takibi yaparken gözaltına alındı. Gazetecilerin 38’i çevrimiçi karalama kampanyalarında hedef gösterilirken, 37’si sahada haber yaparken saldırıya uğradı. En az 34 kadın gazeteci pandemi koşulları gözetmeksizin işlerinden kovuldu. 25’i iş yerinde mobbinge maruz kaldı. 2021 Ocak ayından bu yana en az 20 kadın gazeteci tehdit edilerek sindirilmeye çalışıldı. 17 kadın gazeteci cinsel tacize maruz kaldı. 16’sı ise fiziksel şiddete uğradı. 9 kadın gazeteci hakkında hapis cezası verildi. 8’i sözlü tacize uğrarken, 3’ü ırkçı söylemlerle hedef gösterildi. 4 kadın gazeteci devlet baskısıyla karşı karşıya kaldı. 2 kadın gazeteci cinsiyetçi söylemlerin odağındayken, 1 kadın gazeteci kaçırıldı. 1 kadın gazetecinin ise uğradığı suikaste yönelik davada halen sanık yakalanmadı.
 
10 YILDA KADIN GAZETECİLİĞİ
 
Türkiye ve dünya çapında son 10 yılda kadınlar büyük çapta kazanımlar, değişim ve dönüşümler sağladı. Baskı, sömürü, talan, ölüm her türlü antidemokratik yaklaşımları kalemleriyle teşhir eden kadınlar, aynı zamanda eril zihniyete karşı büyük mücadele verdi. Yönetim kademelerinde yer almaya başlayan kadınlar, haber dilinde çığır açıyor. 
 
KOLTUKLAR SARSILDI 
 
Haber merkezlerinden, büro temsilciliklerine kadar, erkekler sahip oldukları imtiyazları, koltukları kaybetmeye başladı. Kadın mücadelesiyle paralel yükselen kadın gazeteciliği, haber merkezlerine yeni, farklı bakış açısıyla dönüşümün öncülüğünü yapıyor. 
 
DÜNYANIN İLK KADIN AJANSI: JINHA 
 
Medyaya kadın bakış açısını kazandıran, eril hakimiyete neşter vuran ilk kurumsallaşma Kadın Haber Ajansı (JINHA) ile oldu. Dünya’da bir ilk olan JINHA, 2012’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Diyarbakır merkezli yayın hayatına başladı. JINHA çok kısa bir sürede kadın örgütlerinin sesi ve soluğu olmaya başladı. Ajansı sahiplenen kadınlar, mücadele ve heyecanlarını paylaştı. 
 
GLOBAL ETKİSİ YARATTI
 
Teknik ve idari tüm kadrosu kadınlardan oluşan JINHA, 2016 yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. Medyada kullanılan eril dile ilişkin yenilikler getiren ajans, “erkek soyunun devamına” ilişkin anlayışı kırmak için haberlerinde “soyadı” kullanmadı. Kapatıldığı güne kadar birçok başarıya imza atan ajans, meslek örgütlerine de örnek oldu. JINHA’dan sonra birçok meslek örgütü, kadın örgütlenmelerini bağımsız komisyonlar aracılığıyla yürütmeye başladı. 
 
KADIN KOMİSYONLARI
 
1952 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) bünyesinde ilk kez 2013 yılında kadın komisyonu kurdu. Komisyon, medyadaki erilliğe ve nefret diline karşı birçok çalışma yürüterek, bu çalışmaları rapor halinde kamuoyuyla paylaşıyor. 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) ise 2013 yılında Kadın Gazeteciler Komisyonu oluşturdu. Kadın gazetecilerin yaşadığı sorunları ortaya koymak ve medyada kullanılan eril dilin değişimine yönelik kurulan komisyon, “Kadın ve Medya /Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu”nu hazırladı. 1947 yılında kurulan DİSK’e bağlı Türkiye Basın, Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası da, 2019 yılından itibaren Disk Basın İş’li Kadınlar adıyla çalışma yürütüyor. 
 
KADIN PLATFORMU: MGKP
 
Kadın gazetecilerin sahada yaşadıkları sorunlara karşı çözüm gücü olarak çıkış yapan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) da 2017’de Basın Özgürlüğü Günü’nde kuruldu. OHAL sürecinde kurulan platform, öncelikle bu süreçte kadın gazetecilerin yaşadığı sorunlara dikkati çeken çalışmalar yaptı. İşsiz kalan ve kadın odaklı haber yapmak isteyen gazetecileri de destekleyen platform, kadın gazetecilerin mesleklerine devam etmesine büyük katkılar sağladı. Uluslararası düzeyde de kadın gazeteciler ile dayanışma sağlayan platform, yaptığı gazetecilik atölyeleri ile de meslektaşlarının gelişimine büyük katkı sağladı.
 
KADIN KOALİSYONU
 
Uluslararası düzeyde gazeteci kadınlara destek ağı yaratmayı hedefleyen Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWJ) da 2017 yılında kuruldu. Birçok ülkede, farklı ekipler ve bölümleri bir araya getiren koalisyon kadın gazetecilerin ayrımcılık ve sınırlar olmaksızın birbirlerini destekleyeceği bir alan yaratmayı amaçladı. Sektörün “toplum, eşitlik ve mentorluk ihtiyacından” doğduklarını söyleyen koalisyon üyeleri, farklarını “Eğer biz kadın gazetecilerin zorlukların üstesinden gelmesine yardım edersek, cinsiyet farkını kapatmaya yardımcı olabileceğiz varsayımı üzerine çalışmaları başlattık” diye açıkladı. Koalisyon ayrıca kadın gazetecilerin maruz kaldığı taciz-saldırı ve tutuklama davalarını da takip ederek, belgeliyor.
 
KADIN AJANSLARI
 
JINHA’dan sonra 2016 yılında Şûjin, yayın hayatına başlayarak, kadın odaklı haberciliği sürdürdü. Kürtçede “çuvaldız” anlamına gelen Şujin, “Medyanın diline çuvaldız niyetine” diyerek yola çıktı. “Erkekler ne der” diye düşünmeden yazan kadınlar, ataerkinin en güçlü propaganda araçlarından biri olan eril, cinsiyetçi, militarist ve canlı yaşamını yok sayan erk egemen medyaya karşı çıktı. Şujin de 2017 yılında KHK ile kapatıldı. 
 
JINNEWS
 
Kadınların gazetecilik deneyimi artık Jinnews ile devam ediyor. Medyada kadınların sözünü, yaşamını ve mücadelesini görünür kılmak için yayın hayatına başlayan Kadın Haber Ajansı Jinnews, “Kadının kalemiyle hakikatin izinde” şiarıyla yola çıktı. Kadın odaklı haberciliği esas alan ajans, aradan geçen senelerde birçok baskıyla karşılaştı. Muhabirleri defalarca gözaltına alındı, sitesi defalarca erişime kapatıldı. Fakat ajans tüm baskılara karşı erkek egemen dünyada kadınların sesi olmaya devam etti.  
 
ORTADOĞU AJANSI: NUJİNHA
 
Ortadoğulu kadınların sesi olma amacıyla 6 Ocak’ta kuruluşunu ilan eden NuJİNHA ise, Arapça, Farsça, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce olmak üzere 5 dilde yayın hayatına başladı. İsveç merkezli Kadın Medya Kültür Vakfı öncülüğünde kurulan ajans, Ortadoğu kadınlarının direnişini tüm dünyaya duyurmayı hedeflerken, ortaya çıkışını şu sözlerle özetledi: “NuJINHA’da hakikatin peşindeki kadınlar tüm cinsiyetçi kalıplar ve dile karşı kadının öznesi olduğu, ‘olanı’ tüm sadeliğiyle ancak derinlemesine işledikleri haberler ve yazı dizileri ile okuyucuyla buluşturacak.  NuJINHA Ortadoğu’nun değişik duraklarında kadınların hayatlarına dokunmaya ve bu hayatların değişimini duyurmaya hazır.”
 
KADIN TV’LERİ AÇILDI
 
Dünyada bir ilke imza atan başka bir ülke Afganistan oldu. İlk kadın kanalı Zan Tv kadınların yoğun baskı altında olan Afganistan’da açıldı. 2017 yılında Afganistan’da kurulan TV, adeta devrim niteliğinde yorumlandı. Kanalın sahibi ve kurucusu Hamid Samar, Zan TV'nin Afgan kadınların sesi olacağını vurgulayarak, "Bunun için elimizden geleni yapacağız. Haberler, sağlık, kültür ve eğitim programlarının yanı sıra kadınları bilinçlendirmek için programlar da yayınlanacak" diye açıklamalarda bulundu.  
 
JIN TV
 
Afganistan’dan sonra bu kez Kürt kadınları Rojava’da 2018 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde  Jın Tv’yi kurdu. “Kadının sesi, yaşamın yüzü” diyerek kurulan Jin Tv ise toplumsal kodlamalara savaş açacak bir kadın kanalı olarak yola çıktı. “Üçüncü sayfalarda şiddet merkezli haberlere sıkıştırılmış, TV’lerde haberlerin sonlarına doğru ‘haberi süsleme’ nesnesine dönüştürülmüş kadını hayatın kaynağı olarak yeniden var kılacaktır” diye medyanın genel durumunu eleştiren kanal, bugüne kadar kadın haberciliğinin mihenk taşlarından birisi oldu. Yola çıktıklarında söyledikleri gibi kadınların sesi olan kanal, kadınların yaşadığı sorunları gün yüzüne çıkardı.  
 
WOMEN KAPATILDI
 
Benzer şiar ile yine 2018 yılında Türkiye’de kurulan Women Tv’nin ise yayın hayatı kısa sürdü. Maddi yetersizliklerden kaynaklı önce işçilerini çıkarmak zorunda kalan kanal, 2020 yılında uplink ücretini ödeyemediği için yayına ara vermek zorunda kaldı. “Kapanmadık ara verdik” diyen kanal yayınlarına internet siteleri üzerinden devam ediyor. 
 
SESİMİZİ DUYURUYORUZ
 
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ) Araştırma Koordinatörü, Ceren İskit, Kadın gazetecilerin her gün saldırı altında olduğunu hatırlatarak, sahada ya da çalıştıkları kurumlarda birçok tehdit, saldırı ve taciz vakalarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, bunun da yükselen kadın mücadelesinden bağımsız olmadığını ifade etti. 
 
İskit, “Artık sahada daha çok kadın gazeteci görüyorsak, haberleriyle daha çok kadının sesi duyuluyorsa bu, kadın gazetecilerin medya sektöründe yükselişiyle alakalıdır. Artık çalıştığımız yerlerde medeni halimizle veya anneliğimizle konuşulmak yerine yaptığımız işlerle gündeme geliyoruz. Kısaca ‘elimizin hamuruyla’ her işe karışabildiğimiz bir ortamda çalışabilmeliyiz ve son dönemde bunun yavaş da olsa artık değiştiğini görebiliyoruz” diye belirtti. 
 
PERSPEKTİF VERDİ
 
Bütün bu etkilerde büyük katkısı olan JINHA’ya da dikkati çeken İskit, “Kadınların kurduğu özgün oluşumlar bizi heyecanlandırıyor. Yaptığımız işin ne kadar değerli olduğunu bize hatırlatıyor. JINHA’nın özellikle Türkiye’de bu konuda çok etkili olduğunu görebiliyoruz. Genel olarak eril dili ve eril perspektifi de kadın haberciliği anlayışıyla değiştirdiğine inanıyorum. Eskiden kadınların kamera kullanmasına olanaksız gözüyle bakılırken şu an kamera kullanan birçok kadını sahada görebiliyoruz. Sadece bunlarla sınırlı da değil elbette. Kadın haberciliği sayesinde haber dili de değişti. Ayrıca artık kadın gazeteciler daha çok yönetim kadrolarında yer almaya başladı” diye konuştu. 
 
GÖREV ÜSTLENDİK
 
JINHA’nın editörlerinden Gülşen Koçuk da, kadın haberciliğinin kadın mücadelesi ile paralel yükseldiğini yineleyerek, “Kadınların mücadelesi yükseldikçe, kadınların itirazları arttıkça, saldırılar da şiddetlendi. Bu mücadeleyi görünür kılmak kadar saldırgan, kadın düşmanı politikaları teşhir etmek de önemliydi. Burada da kadın haberciliğine önemli bir görev düştü. Belirttiğim bu görevi üstlenenler de tam olarak bu yönlü girişimler gerçekleştirdi. JINHA bu görevi üstlenen gazeteciler için bir çatı oldu” dedi. 
 
YOLCULUK SÜRÜYOR
 
Kadın haberciliği açısından JINHA’nın önemli kazanımlar sağladığını ifade eden Koçuk, “Kendisinden sonra gelen kadın basınına önemli bir miras bıraktı, referans oldu. Bunda perspektif alanlar bu mirasın sürdürücüleridir. JINHA, kadın gazetecileri, Küt kadın gazetecileri bir yola çıkardı, o yolculuk bugün de sürüyor…”
 
MA / Semra Turan