TJA’dan 4 Nisan mesajı: İnsanlık onurlu direnişe tanıklık ediyor

img
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlayan TJA, “Kadınlar, Bilge’nin varlığını kendi varlığı, onun esaretini kendi esareti, onun özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak görmektedir” dedi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 72’nci yaş gününe ilişkin yazılı açıklama yayınladı.  Açıklamada, Öcalan’ın ömrünün tamamını sömürgecilik altında yok edilmek istenen bir ulusun hiçleştirilmesine karşı özgür bir eş yaşam mücadelesine adadığı belirtildi.
 
Öcalan’ın ülkesi dört parçaya bölünmüş, anadili yasaklanmış, varlığı inkâr edilerek, köklerinden uzaklaştırılmak istenen bir halkın bilgesi olarak özgürlük mücadelesini kesintisiz sürdürdüğü ve hakikat arayıcılığı ile toplumun her kesimine ilham olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, “Sayın Abdullah Öcalan, kapitalist modernitenin merkezi hegemonik sistemde yer alan, ulus devletçiliğe karşı çıkmış, iktidarcı zihniyetlere karşı özgürlüğü ve ekolojik yaşamı esas almış, hakların bir arada eşitlik içerisinde yasabilmesinin imkanlarını görünür ve yaşanılır kılmıştır. Sayın Abdullah Öcalan, bir birey olmaktan çıkmış, bir felsefeye, bir hakikat arayıcılığına dönüşmüştür” denildi.
 
KADIN GERÇEKLİĞİ 
 
Öcalan’ın felsefe ve düşünce sistematiğini kadın gerçekliği temeline oturttuğuna işaret edilen açıklamada, “Bilge, kadın sorunu çözülmeden hiçbir sorunun çözülemeyeceğini ifade ederek, kadınları özgür özerk örgütlenmeye, kendi varoluşlarına sahip çıkmaya davet etmiştir. Kendinde başlattığı erkekliği çözümleme ve sistemin inşa ettiği erkeği değiştirip dönüştürme mücadelesi, kadın mücadelesinin yükselişinde ilham olmuştur. O gün bugündür bir halkın özgürlük mücadelesinin eyleminde öncü olan kadınlar artık sadece eylem alanlarında değil feodal aile yapılarında, siyasette, işyerinde ve yaşamın her alanında erkek egemen zihniyetle mücadelenin öncüsü olmuştur. Bilge’nin kendi yaşam deneyimlerinden teorik olarak geliştirdiği ‘kadın özgürlüğü olmadan toplumun özgürlüğü olamaz’ çıkarsaması 21. yüzyılda tüm toplumsal, yaşamsal, düşünsel, kurumsal ve eylemsel alanlarda kazanımlara dönüşmektedir. Artık erkeğe bağımlılığı, klasik kadınlığı, kölece yaşamı reddeden kadınlar örgütlülüğü büyütmeye, mücadeleyi genişletip kazanımlara dönüştürmeye, kavgasının içerisine etik ve estetik anlayışı esas almaya devam etmektedir. İlk ve son sömürgenin başkaldırısı olan feminizmin kazanımlarını kendine miras alan ve kendi yerel özgünlükleriyle deneyimlerinden yola çıkarak kadın bilimi önermesi sunan kadınlar, Bilge’nin varlığını kendi varlığı, onun esaretini kendi esareti, onun özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak görmektedir” ifadelerine yer verildi.
 
TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ TECRİT 
 
Öcalan’ın Türkiye’ye getirilerek İmralı Adası’na hapsedildiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Çeyrek asra yakındır insansızlaştırılmış devasa bir adanın daracık bir odasında tarihin görülmemiş tecridine maruz bırakılan Bilge, tarihin ender görülen onurlu direnişine devam etmektedir. Başta özgür yaşamın yoluna düşen kadınlar olmak üzere felsefesine ve yaşam öğretisine inanan her kesim için onun özgürlüğü savaşın sonu demektir, yoksulluğun bitişi demektir, halkların birlikte eşitçe yaşayabilmesi demektir, insanın doğayla uyumunun armonisi demektir. Doğum günün kutlu olsun bilge insan. Doğduğun gün evrene ve halklara kutlu olsun, iyi ki insanlık tarihi onurlu direnişin, nasıl yaşamalının kesintisiz hikayesine şahitlik ediyor. Özgür yarınlarda, güneşi doğuran kadınların zılgıtlarıyla, çekilecek halayların yaşanacağı umuduyla bir kez daha iyi ki doğdun, iyi ki varsın...”