‘Üniversitelerde erkek şiddetine geçit vermeyeceğiz'

img

İSTANBUL - Üniversitelerde cinsiyet eşitsizliğinin arttığına dikkat çeken kadın öğrenciler, “Üniversitelerde AKP’ye, YÖK’e, polise ve erkek şiddetine geçit vermeyeceğiz” dedi.

Hayatın her alanında şiddet, taciz ve tecavüze maruz kalan kadınlar, üniversitelerde de benzer saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Kadın öğrenciler, öğretim görevlileri ve personel tarafından cinsel taciz, saldırı, psikolojik şiddet ve çeşitli mobbinglere maruz kalırken, üniversitelerde cinsiyet eşitliğini gözeten politikaların yaşama geçirilmesi için çalışmakla görevli Cinsel Taciz Önleme Birimleri’nin sayısı ise yalnızca 16 ile sınırlı. Üniversitelerde yaşanan kadın şiddetini, hak ihlallerini ve cinsiyet eşitsizliğini anlatan kadın öğrenciler, erkek şiddetine geçit vermeyeceklerini söyledi. 
 
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ ARTTI 
 
İstanbul Teknik Üniversitesi Kadın Dayanışması’ndan Sera Yağmur Sonat, üniversitelerde cinsiyet eşitsizliğinin arttığını belirterek, akademisyenler ve öğrenciler arasında büyük bir hiyerarşi olduğunu söyledi. Kadın akademisyenler ve kadın öğrenciler üzerinde siyasal ortamın yarattığı baskılara değinen Sonat, “Asistanlık döneminde yaptığınız bütün çalışmanın değeri, aslında yine hiyerarşik olarak üstünüzde olan hocalarınıza bağlı. Çalışma konunuza dair her türlü müdahalede bulunabilir, gelişme göstermenizi engelleyebilir, önünüze birçok zorluk çıkarabilirler ve ne yazık ki mevcut akademik kültürümüz bunu normalleştiriyor” dedi. 
 
BASKI CİNSEL ŞİDDETE ULAŞTI 
 
Kadın asistan öğrencilerin yoğun bir şekilde mobbinge maruz kaldığını aktaran Sonat, “Mobbing mesleğin bir parçası haline geliyor. Bununla beraber baskılar daha da artarak büyüyor. Baskının boyutları cinsel şiddete ulaştığında, ortaya çıkması daha kolay oluyor. Ortaya çıktıktan sonra da birçok parametre devreye giriyor. Bazen rıza öne sürülüyor. Çoğunlukla kadınlar, başarılı olmak için cinsel kimliklerini kullanmakla suçlanıyor” diye belirtti.
 
TACİZ,  MOBBİNG, CİNSİYETÇİ SÖYLEM…
 
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisi Selin Tarhan, kadınların akademisyenlerin tacizine, mobbinglerine ve cinsiyetçi söylemlerine maruz kaldığını ifade ederek, buna karşı çıkan kadınların giyimleriyle suçlandığını söyledi. Tarhan, “Kadınların destek alabileceği kulüpler kapatılıyor veya bütçe yetersizliği yüzünden kapanmasına göz yumuluyor. Kimi zaman kurulmasına dahi izin verilmiyor. Önlerine çıkarılan çeşitli bürokratik sorunla kadınlar ve LGBTİ+’ların bir araya gelmesi engelleniyor. Üniversitelerde Cinsel Taciz Önleme Birimleri’nin kurulmasının önüne geçildiği gibi, var olan birçok komisyonun tamamen gönüllü kadrolarla ayakta tutulup işlevselliğinin olmaması, kadınların ve LGBTİ+’ların yaşadıklarını paylaşarak şikayetlerini dile getirmelerini zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
 
TALİHSİZLİK DEĞİL CİNAYET
 
Cinsiyet eşitsizliğinin şiddeti yeniden ürettiğine işaret eden Tarhan, Ceren Damar’ın katledilmesini hatırlattı. Tarhan, şunları söyledi: “Ceren Damar’ın ölümü, hocasına sinirlenen bir öğrencinin talihsiz hikayesi değil, bir kadın cinayetidir. Bu cinayeti besleyen de hayatın her alanında karşılaştığımız ve mücadele ettiğimiz erkek egemen zihniyettir.”
 
‘AKP VE YÖK’E GEÇİT YOK’
 
Tarhan, üniversiteli kadınların ve LGBTİ+’ların, yaşamın her alanında olduğu gibi üniversitelerde de erkek egemen zihniyete karşı mücadeleyi sürdüreceğini vurgulayarak, “Üniversitelerde AKP’ye, YÖK’e, polise ve erkek şiddetine geçit vermeyeceğiz. Kadın üniversiteleri de cinsiyetçi, LGBTİ+ fobik kayyım rektör de istemiyoruz. Makbul kadın sınırlarına uymuyoruz, aşağı bakmıyoruz” şeklinde konuştu.