Direnişin değiştirdiği yaşamlar

img

İZMİR - Sendikaya üye oldukları için işten atılan ve 170 gün emek mücadelesi veren Sevcan Gülboy ile Nurcan Köksal’ın yaşamı, direniş ve kadın dayanışmasıyla değişti.  

İzmir Gaziemir Serbest Ticaret Bölge’de bulunan SF Trade Teknik Tekstil Fabrikası’ndan çalışan 4 kadın işçi, 2019-2020 yıllarında Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası’na (DERİTEKS) üye oldukları için işten atıldı. Kadın işçiler, tıpkı 8 Mart 1857 tarihinde 40.000 dokuma işçisi gibi daha iyi çalışma koşulları istedikleri için sendikal örgütlenme başlattı. Kadınların 3’ü 2019’un Eylül ayında, Sevcan Gülboy (35) ise 10 Ocak 2020 tarihinde aynı gerekçeyle işten atıldı. 
 
İşten atılan kadınların 3’ü, 25 Ekim 2019 tarihinde işlerine geri dönmek için Serbest Ticaret Bölge’de direnişe başlarken, Gülboy da işten atılmasının hemen ardından direnişi seçerek, diğer işçilere katıldı. 
 
HAK GASPI VE MÜCADELE
 
Kadınlar direnişin 170'inci gününde ülkede koronavirüs (kovid-19) salgını kapsamında başlayan sokağa çıkma yasakları nedeniyle eyleme ara vermek zorunda kaldı. Bu süre içinde işe iade davalarını açan 4 kadının hukuksal mücadelesi sürerken, işveren de 4 Mayıs 2020 tarihinde her bir kadın işçiye, “haksız rekabete yol açmak, şirketin bilgilerini paylaşmak” iddiasıyla 200 bin TL’lik dava açtı.   
 
Kadınlardan, Sevcan Gülboy ve Nurcan Köksal verdikleri emek mücadelesini Mezopotamya Ajansı’na anlattı. 
 
DİRENİŞİN KATTIKLARI
 
12 yıl tekstil sektöründe çalışan Gülboy, Sf Trade Teknik Tekstil A.Ş. Fabrikası’nda 6 yıl çalıştığını söyledi. Mesai saatlerinin çok uzun olduğunu belirten Gülboy, “Sürekli mobbing uygulanıyordu. Hiçbir işçinin kıymeti yoktu, itirazı ya da eleştirisi dikkate alınmıyordu. Bunları değiştirmek için sendikalı olmak istedik" diye belirtti. Sendika çalışmalarının duyulması ardından, işveren ve yöneticiler tarafından baskılara maruz kaldıklarını ve asılsız iddialarla işten atıldığını ifade eden Gülboy, tazminat da dâhil olmak üzere hiçbir haklarının verilmeden işten atılmalarına karşılık direniş kararı aldıklarını belirtti. 
 
Verdiği mücadeleyi "direniş bana çok şey kattı” sözleriyle anlatan Gülboy, kadın olarak her şeyi yapabilecek gücünün farkına vardığını söyledi.
 
DAYANIŞMANIN GÜCÜ
 
İşlerine geri dönmek için başlattıkları ve 170 gün süren direnişin, yaşamına çok olumlu etkilerinin olduğunu söyleyen Gülboy, "Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşadım. İlk başlarda direniş çadırında olmaktan utanıyordum. Etrafımızdan geçen araçlardaki işçiler bakıyordu, acıyorlar sanıyordum. Sonra İzmir'in her yerinden insanlar gelmeye başladı. Direnişimizi önemsiyorlardı, bize desteğe geliyorlardı. Bu dayanışma zamanla beni güçlü hissettirdi. Sendikamız bizi hiç yalnız bırakmadı" ifadelerini kullandı.
 
AYNI SLOGANDA BULUŞMAK
 
Direniş sürecinde kadın örgütlerinden de güç aldıklarını aktaran Gülboy, hayatında ilk defa 8 Mart yürüyüşüne de direnişin ardından katıldığını söyledi. 
 
8 Mart yürüyüşlerini televizyonlardan izlediğini ve o yıla kadar hiç yürüyüşe katılmadığını ifade eden Gülboy, “Yürüyüş günü alana girdiğimde heyecanlandım. Onlarca kadınla aynı sloganları atmak çok güzeldi. O gün anladım ki, her kadın aslında çok güçlü. 15 yılık evliydim, evliliğimi bitirmek istiyordum. Toplumun kadınlara yüklediği kodların etkisinde kalıp, boşanmaya karar veremiyordum. O gücü kendimde bulamıyordum. Direniş bana öz güvenimi kazandırdı. Kendi hayatımı kurabileceğim gücünü kattı. Boşanma kararımı hızlıca alıp, hayata geçirdim. Biz kadınlar istersek, her şeyi yapabiliriz" diye konuştu.
 
SONUNA KADAR MÜCADELE
 
Gülboy, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde süren işçi direnişlerini de sosyal medya ve haberlerden takip ettiğini aktardı. Her bir mücadelenin çok önemli olduğunu söyleyen Gülboy, "İşçilerin mücadelesi çok önemli. Kimse işverenin baskısından korkmasın, sonuna kadar mücadele etsin ve bilsinler ki asla yalnız değiller" dedi.
 
Şu sıralar maske imalatı yapan bir fabrikada çalıştığını dile getiren Gülboy, bir yandan da hukuk mücadelesine devam ediyor. İşe iade davası 10 Şubat tarihinde İzmir 8. İş Mahkemesi’nde görülen Gülboy’un duruşması tanıklarının dinlenilmesi talebiyle 26 Nisan'a ertelendi.
 
DAYANIŞMA GÜÇ VERDİ
 
Hak gaspına karşı direnişi örgütleyen kadınlardan biri de Nurcan Köksal. Mobbing, üretim baskısı ve düşük ücret gibi olumsuz koşulların taleplerine rağmen değiştirilmemesi nedeniyle sendikada örgütlenme kararı alan Köksal, daha iyi çalışma koşullarının bütün işçilerin hakkı olduğunu söyledi. İş yerindeki kötü çalışma koşullarına dayanamayıp, sendikalı olduğunu vurgulayan Köksal, “Sendikalı olanları teker teker işten çıkardılar. Tüm itirazlarıma rağmen, zorla evraklarımı imzalatarak, işten çıkardılar. Atılan işçiler olarak haklarımız için direnişe başladık. Şu an fiili olarak ara vermiş olabiliriz ama taleplerimiz için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz" diye belirtti. 
 
Emek hayatında ilk defa sendikal mücadele veren Köksal, direniş deneyimini ise şöyle anlattı: "Direnişe başladıktan sonra serbest bölgede bulunan fabrikalarda çalışan kadın işçilerden çok destek gördük. Kadınların bize verdiği güç çok büyüktü. Bunu direnişimiz boyunca da fazlasıyla hissetim."
 
Sf Trade direnişçileri olarak 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını belirten Köksal, "8 Mart günü çok güzeldi. Bizi en öne almışlardı. O kadar büyük bir yürüyüşe ilk defa katılmıştım. Önümüzde yine 8 Mart var, bizim gibi mücadele eden kadınların günü. 8 Mart günü SF Trade direnişçileri olarak alanlarda olacağız, mücadelemizi yine kadınlarla beraber güçlü bir şekilde haykıracağız" dedi.
 
MA / Sevda Aydın