‘Özgür Basın bilinçli olarak hedef alınıyor’

img

HABER MERKEZİ - Sahada maruz kaldığı engellemelere ve polis şiddetine dikkati çeken JINNEWS muhabiri Pelşin Çetinkaya, “Tüm baskı ve şiddete rağmen gerçeği yansıtmaktan geçmeyeceğim” dedi. 

Özgür Basın emekçileri, artan tüm basıklara rağmen hakikati halka ulaştırma mücadelesinden vazgeçmiyor. Yaklaşık iki yıldır JINNEWS’te muhabir olan Pelşin Çetinkaya, mesleki sorumluluğa dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘ÖZGÜR BASIN HEDEFTE’
 
Haber takibi sırasında yaşadığı deneyimlere değinen Pelşin Çetinkaya, “Bazen bir erkeğin ‘Sen çekil, ben çekim yapacağım’ dediğine şahit oluyorum ya da bunu doğrudan davranışlarıyla gösteriyorlar. Ancak tüm bu engellemelere rağmen işimi yapmaya devam ederek en güçlü cevabı veriyorum” dedi. Özgür Basın’a dönük saldırıların yeni olmadığını söyleyen Pelşin Çetinkaya, “Özgür Basın mensubu olduğum için her defasında polisin hedefindeyim. Doğruyu yazdığımız, gerçeği yansıttığımız ve gizleneni ortaya çıkardığımız için sürekli baskıya maruz kalıyoruz. Ya tutuklanıyoruz, ya gözaltına alınıyoruz, ya haber takibimiz engelleniyor ya da fiziksel şiddete uğruyoruz” diye belirtti. 
 
Baskılara rağmen geri adım atmadıklarını vurgulayan Pelşin Çetinkaya, şöyle devam etti: “Bunca saldırı ve engellemeye rağmen hakikati halka ulaştırma sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam ediyoruz. 4 Kasım 2024’te Êlih Belediyesi’ne kayyım atandı. O gün, sabahın erken saatlerinde kayyım atanan belediyenin önüne haber takibi için gittim. Kentin her caddesi abluka altına alınmıştı. Belediye önünde kalabalık bir kitle ve yoğun polis vardı. Hiç vakit kaybetmeden çekim yapmaya başladım. Olayları kayıt altına alıyor, haberimi yazıyordum. Gözaltına alınan, darp edilen insanlar oluyordu. Polis, şiddet görüntülerini çekmemi engellemek için ya beni itiyor, ya makinemi elimden almaya çalışıyor ya da doğrudan şiddet uyguluyordu. Fiziksel müdahalenin yanı sıra sürekli sözlü tacize de maruz kaldım.  
 
GÖZALTINDA TACİZ VE ŞİDDET 
 
20 gün boyunca Êlih’te kalarak, yaşananları takip ettim. Bir gün yurttaşlar kayyımı protesto etmek için alanlara çıktı. Ancak polis, biber gazı, tazyikli su ve kalkanlarla saldırdı. Ben de o sırada haber takibindeydim. Polislerin yurttaşları gözaltına aldığını görünce hemen kayıt altına almak istedim. O sırada birkaç polis, basın mensubu olduğumu bildiği halde beni işkenceyle gözaltına aldı. Kaç kez ‘basınım’ diye bağırdığımı hatırlamıyorum. Polisler beni yerlerde sürükleyerek ters kelepçeyle gözaltı aracına götürdü. Araca bindirildiğimde kadın bir polis bana tokat attı ve şiddet uyguladı. Polis aracında defalarca sözlü taciz ve ırkçı küfürlere maruz kaldım. Emniyete götürüldüğümde ise çıplak aramaya zorlandım. Beni arayan polis kemerimi yırttı. Ancak tüm baskı ve şiddete rağmen gerçeği yansıtmaktan geçmeyeceğim.”
 
*Bu haber,  DFG'nin "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Anaakımlaştırılması: Kadın Gazetecileri Savunmak" projesi kapsamında yayınlanmıştır.