Kani Beko: Saray’dan hukuksuz işgal

img

İZMİR- CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, DİSK ve Genel-İş Sendikası’nın Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkiindeki araziye el konulmasına “İşçilerin Urla’daki 45 yıllık arazisine hukuksuz bir biçimde Saray tarafından el koyuldu” diyerek tepki gösterdi. 

 
DİSK ve Genel-İş Sendikası’nın eski Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve arkadaşları tarafından işçilerin kullanımı için 1975 yılında DİSK/Genel-İş Sendikasına kazandırılan İzmir Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkiindeki denize sıfır 68 dönümlük arazi, 25 Ocak’ta özelleştirilmek için kamulaştırılmıştı. Konuya dair yazılı açıklama yapan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) konuyu “Bu taşınmazımız üzerine kamulaştırma şerhi konulduktan sonra 25 Ocak 2020 itibariyle Cumhurbaşkanı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan 2054 sayılı kararıyla Urla’daki taşınmazımızın tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Henüz resmi olarak kamulaştırma kararı tebliğ edilmemiştir. Taşınmazımızın bulunduğu bölge yakın zamana kadar SİT alanı içerisinde idi. Şimdi bu SİT alanı kararının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Saray tarafından hukuk dışı bir biçimde el konmuştur” sözleriyle paylaşmıştı. 
 
‘ÖZEL KİŞİLERE KİRALANACAK’
 
Sendikanın yanı sıra birçok köylüye ait taşınmaz da aynı akıbete uğradığını hatırlatan Beko yazılı olarak yaptığı açıklamasında,  şu bilgilere yer verdi: “Önce taşınmazlar üzerine kamulaştırma şerhi konulmuş, hemen sonra da 25 Ocak Cumartesi günü Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle acele kamulaştırma yapılmıştır. Yapılan işlemlerin sürati son derece dikkat çekicidir. Henüz Sendikaya ve diğer mağdur köylüye resmi olarak kamulaştırma kararı tebliğ edilmemiştir. Bu bölge önceden SİT alanı statüsündeydi. 13 Eylül’de yine bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmiş SİT alanı statüsünden çıkarılmıştır. Bu şekilde 500’ün üstünde parselin oluşturduğu uzun bir kıyı alanı kamulaştırılıp özel kişi ve kuruluşlara uzun dönemli kiraya verilecektir. Bu arada bazı kişi ve kurumlara ayrıcalık tanınıp kamulaştırma kapsamı dışında tutulduğu bilgileri de gelmektedir.”
 
‘ÇEVRESEL SORUNLARA YOL AÇACAK’
 
Yapılmak istenen özelleştirmenin çevresel bakımdan da sıkıntı yaratacağını vurgulayan Beko, köy merası, tarım arazisi niteliğinde bazı taşınmazların golf sahası yapılmak istendiğini belirtti. Planlamanın su kaynakları için de tehlike oluşturacağına dikkati çeken Beko,  “Kamunun bütün eylem ve işlemleri kamu yararına uygun olmak zorundadır. Sendika ve bazı vatandaşlara ait taşınmazlara el konulup özel kişi ve kuruluşlara kiraya vermek bu kamu yararı kavram ve ilkesine aykırıdır. Bazı kişilerin kayırılması yasaların eşit objektif uygulanmaması kamusal işlemi sakatlar, hukuk dışına çıkarır” diye konuştu. 
 
'NASIL KAMU ARARI GÜDECEK?’
 
Özelleştirmek için alınan bu kararın Anayasa’nın mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemelerine de aykırılık oluşturduğunu vurgulayan Beko, şunları söyledi: “işçilerin tatil yapması hedeflenerek alınmış taşınmazların, köylülerin, vatandaşların elinden alınarak lüks otel yatırımlarına dönüştürülmesi, onların gelirleri itibariyle asla yararlanamayacakları, işçilere fiilen yasak bir kamulaştırma nasıl kamu yararı amacı güdecektir, sormak gerekir? 12 Eylül Faşist Cuntası DİSK/Genel-İş Sendikasını kapattıktan sonra mal varlıklarına da el koymuştur. Bugün Ankara Çankaya’da yıllarca kullanılmış olan Anayasa Mahkemesi DİSK Genel-İş Sendikasının kendi mülkiyetidir. 40 yıl sonra aynı anlayışla Urla Belediye Başkanımız görevden alındıktan sonra, DİSK/Genel-İş’in ve halkın arazileri 12 Eylül Faşist Cuntasının yaptığı gibi gasp edilmiştir. Özel bazı kişilere menfaat sağlamaktan başka hiçbir anlamı ve amacı olmayan ve adına kamulaştırma denilen bu hukuksuz uygulamadan derhal vazgeçilmesi, işçilerin ve köylülerin haklarının iade edilmesi konusunda adımların atılması gereklidir. İvedilikle, işçilerin alın teri ile biriktirip aldıkları bu kutsal mülkiyet hakkına saygı duyulmasını ve hakkın iadesini bekliyoruz.”