‘Görev zararları’ için bütçeden 99,5 milyar TL harcanacak

img

ANKARA - Ülke bütçelerinin yolsuzluğa zemin hazırladığı belirtilen Görev Zararları, 2020 yılı bütçesinde 99,5 milyon TL’ye yükselerek, bütçenin onda birine denk geldi. HDP’li Garo Paylan, “Görev Zararları” adı altında bilançoları tükenen firma ve bankalara para aktarıldığını söyledi. 

 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı için 2020 genel bütçe kapsamında öngörülen “Görev Zararları” miktarı, akıl almaz boyutlara ulaştı. Genel Bütçe Kapsamındaki “Kamu İdarelerinin 2020 Bütçe Kanun Teklifindeki Görev Zararları” başlığında iki bakanlık için öngörülen toplam bütçe, 99 milyar 579 milyon 432 bin TL. 
 
Bu rakam aynı zamanda 1 trilyon 96 milyarlık büyüklüğü olan bütçenin yaklaşık onda birine denk geliyor.
 
GÖREV ZARARI NE DEMEKTİR?
 
“Görev zararları” piyasa şartlarının dışına çıkması, bütçe disiplininden kaçınılması, yolsuzluk yapılması, popülist ve etkin olmayan alanlarda kullanılmasına zemin hazırlıyor. Aynı zamanda bir kısmı halka açılmış olan kamu bankaları başta olmak üzere diğer işletmelere ortak olan küçük yatırımcı aleyhine sonuçlar doğmasına neden oluyor.
 
8 YILDA 50 KAT ARTIŞ
 
“Görev Zararları” 1990’lı yıllarda yaygın uygulama alanı bulmuştu ama özellikle son yıllarda ekonomik krizle birlikte tekrar artış gösterdi. 
 
“Görev Zararları”, 2013 yılında 1,93 milyar TL, 2014 yılında 1,65 milyar TL, 2015 yılında 2,06 milyar TL, 2016 yılında 2,69 milyar TL ve 2017 yılında 3,20 milyar TL idi. Ancak, Türkiye piyasalarının 2018 yılının ortalarında kendisini hissettiren finansal, mali ve yapısal kriz ile birlikte Görev Zararları 58,8 milyar TL artarak, 2019 yılında 61 milyar TL’ye çıktı. 
 
2008 yılında dünyada yaşanan küresel krizin etkisiyle Görev Zararı maliyeti yüzde 56,8 artmıştı. 2013 yılından 2020 yılına kadar ise bu artış yüzde 5000,55 oldu.
 
GÖREV ZARARLARINA AYRILAN BÜTÇE NEREYE AKTARILIYOR?
 
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Ciddi bir ekonomik kriz döneminden geçiyoruz. Bundan dolayı pek çok firma ve banka ekonomik kriz dolayısıyla bilançolarını tüketmiş durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı da kredi kampanyaları yaparak ekonomiyi canlandırmaya çalışıyor. Kamu bankaları üzerinden krediler veriliyor. Bankalar yüksek faizli mevduat topluyor ancak düşük faizle kredi veriyor. Aradaki bu fark da Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesinde karşılanıyor. Bu farkı hepimiz cebimizden ödüyoruz.”
 
Paylan sözlerine, Görev Zararları'ndaki artışın yüzde 58’e ulaştığı 2008 yılı krizinde de kredi mevduatlarının yüksek olduğunu ve hükümetin düşük faizle krediyi verip piyasayı canlandırmaya çalıştığını ekledi. 
 
‘ŞİRKETLER KURTALIYOR’
 
Paylan son olarak,  "Krizin maliyeti yoksul halkın cebinde alınan paralarla Görev Zararları adı altında düşük faizle bankalara aktarılıyor.  İşin özü ise o kredilerin kimlere verildiğini tam olarak bilinmemesi. Yandaş firmalara da aktarılıyor yine şirket kurtarma için de devrediliyor. Sonuç olarak bu şirket kurtarmalarını vatandaşın ödediği vergiler ile gerçekleştiriyorlar” dedi. 
 
MA / Selman Güzelyüz