Ekonomik kriz her geçen gün yoksullar aleyhine derinleşiyor. Yapılan zamlar alım gücünü düşürürken, küçük esnafı da iflasa sürüklüyor. Farklı işlerde çalışan işçiler, krizi kendi yaşamları üzerinden tarif ederek, gidişatın iç açıcı olmadığını dile getirdi. 

 

‘KİRAMI DAHİ YATIRAMIYORUM’

 

Asıl mesleğinin ayakkabı tamirciliği olduğunu ama krizden kaynaklı beyaz eşya tamirciliğine başladığını anlatan Feyzi Polatlı, bu işte de para kazanamadığından şikayetçi. 62 yaşında olmasına rağmen çalışmak zorunda olduğunu dile getiren Polatlı, “Aslen Konya Ereğli ilçesindenim. Emekli olamadığım için çalışmak zorundayım. Bugün sigorta yatırmaya kalkıyorum ama yatıramıyorum. Kiramı dahi yatırmakta zorlanıyorum” dedi.

 

Önceden tamir işlerinin az çok iyi olduğunu, son zamanlarda kesildiğini belirten Polatlı, “Buzdolabı bozulan bir vatandaş yeni buzdolabı alamadığı gibi yaptırmıyor da. Çünkü tamir malzemesi çok pahalı. Bir eve gidiyorsun tamire, yaptırmadan geliyorsun. Millette para olmadığı için emeğimizle beraber 50 Lira olan bir işçiliğe,  20 Lira diyoruz. Yani emeğimizin hakkını bile söylemiyoruz bu fiyatı söylerken. Ama yurttaş bize, ‘ne yaptım da bu ücret çıktı’ diyor.  Vatandaşta haklı, anlamak gerekli. Onun için çoğu zaman gittiğimiz tamir işlerine de tamir yapmadan da geri dönmek zorunda kalıyoruz. Yani yaptığımız işin malzeme parasını bile alamıyoruz. Bunun asıl nedeni ekonomi krizdir. Çok zor durumdayız” dedi. 

 

‘EN ÇOK BİZİ ETKİLİYOR’

 

Yakıta gelen zamlar kriz belirtisi olduğunu vurgulayan Polatlı, “Bir ülkede mazota zam geldiği zaman bilin ki; her şeye zam geliyordur. Zam gelmeyen tek şey biz emekçilerin verdikleri emektir. O yüzden ekonomik kriz en çok bizi etkiliyor. Geçen seneyle alım gücümüzü karşılaştırdığımızda daha kötü durumdayız. Ve her geçen gün daha da kötüleşiyor bu durum. Acilen bir şey yapılmalı” diye belirtti. 

 

‘AKŞAM SİFTAH YAPMADAN KAPATIYORUZ’

 

Bir başka beyaz eşya tamircisi Murat Parmaklı da, “Normalde yazın işimiz çok olması gereken bir alanda çalışıyoruz. Ama krizden dolayı iş yapamıyoruz. Ülkede ekonomi bitmiş durumda. Başka bir şeyde konuşmanın bir mantığı yok bence. İşin kötü tarafı, bu durumun her geçen gün artarak devam ediyor olmasıdır. Ekonomik krizden dolayı sabah açtığımız dükkanı akşam da siftah yapmadan kapatıyoruz. Sonumuz ne olacak bilemiyorum” diye konuştu. 

 

‘EKONOMİK MODEL DEĞİŞMELİ’

 

Geri dönüşüm hizmeti kapsamında kağıt toplayarak geçimini sağlayan Erol Şakarakoğlu da, yaptığı işten dolayı kentin her sokağına girip çıktığını dile getirerek, “Ekonomik krizi sokak da çok iyi analiz edebiliyorum. Ekonomik krizden dolayı insanlar arasındaki ilişkiler de bile farklılaşma var” dedi. Ekonomi krizin en temel sebebinin tüketime dayalı ekonomi modeli olduğunu savunan Şakarakoğlu, şöyle devam etti: “Ülke olarak tüketime bağımlı hale geldik. Tüketime dayalı her ekonomi modeli krizlere gebedir. Gerçek hedeflerimizi belirleyemiyoruz. Her geçen gün alım gücümüz azalarak devam ediyor. Bu ekonomi modelinin ve toplumsal yapının baştan değişmesi lazım. Günü kurtarmaya yönelik değil, geleceğimize yönelik ekonomi modelleri geliştirmemiz lazım. Bizi yönetenlerinde bu temelde düşünerek yönetim modelleri geliştirmeleri gerekir.” 

 

‘ÇATIŞMALAR KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR’

 

Aslen Mardinli olduğunu ve okulların tatil olmasından dolayı aile ekonomisine katkı sunmaya çalıştığını belirten Yunus Özü ise, “Lise 2 öğrencisiyim. Okullar tatilde olduğu için Mardin’den buraya gelerek, eniştemle beraber büfede çalışıp, aileme katkı sağlamaya çalışıyorum. Ama dükkanı açtığımız gibi kapatıyoruz, desek doğru olur. Çünkü gerçekten iş yok. İnsanlar ürünlere zam geldiği için almıyor. Artık eve ekmek götürmek çok zor” diye belirti.

 

Bölgede yaşanan çatışmalardan dolayı bölge insanının batıya göç ettiğini ve çatışmalı ortamın ekonomi krizi derinleştirdiğini sözlerine ekleyen Özü, “Eminim ki bu durumlar yaşanmamış olsa her alanda daha iyi neticeler olurdu” dedi.