BES Diyarbakır: Yargı bağımsızlığı daha da tartışmalı hale geldi

img
 
DİYARBAKIR - Yeni adli yıl açılışına ilişkin açıklama yapan BES Diyarbakır Şubesi, ülkede yargı bağımsızlığının 2010 ve 2017 Anayasa değişiklikleriyle daha da tartışmalı hale geldiğine dikkat çekerek, yargı alanındaki emekçilerin taleplerini açıkladı. 
 
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şubesi, yeni adli yılın açılışına ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, BES yönetici ve üyeleri, KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem sözcüleri ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticileri katıldı. Kente yapılan tüm eylem ve etkinliklerde zırhlı araçlarla yoğun önlemler alan ve birçok açıklamaya da izin vermeyen polislerin, açıklama yerine gelmemesi dikkat çekti. BES üyeleri, "Bağımsız ve tarafsız bir yargı için adalet istiyoruz. Saraydan adalet çıkmaz" yazılı pankart açtı. 
 
Burada açıklama yapan BES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Dilan Yakut, AKP hükümetinin 16 yıllık iktidarı boyunca yaptığı değişikliklerle yargıyı getirdiği noktaya işaret ederek, barış imzacısı akademisyenler, aydınlar, gazeteciler ve ülkenin üçüncü büyük partisinin eşbaşkanları dâhil onlarca milletvekilinin tutukluluğu, devlet politikası olarak geçmişten süregelen orman yangınları ve Cumartesi Anneleri'ne yapılan saldırıların gölgesinde yeni bir yıla girdiklerini söyledi. 
 
‘ORMAN YANGINLARINA MÜDAHELE EDİLMİYOR’
 
Son dönemlerde askeri çatışmaların olduğu bölgelerde atılan ateş sonucu çıkarılan orman yangınlarına değinen Yakut, “Anayasa'da orman suçları affedilemez suçlar arasında yer almasına rağmen, bölgemizdeki ormanlar yakılmakta ve bu orman yangınları ilgili devlet yetkilileri tarafından herhangi bir önlem alınmadığı gibi yangını söndürmeye çalışan halka müdahale edilmektedir. Yaşam alanlarımızı ve can güvenliğimizi tehdit eden orman yangınlarına müdahale etmek için giden halkın ve milletvekillerinin alana sokulmaması bu yangınlarda devlet parmağı olduğu şüphesi uyandırmaktadır” diye konuştu.   
 
‘HUKUK DEĞİL BASKI VE ZULÜM’
 
Cumartesi Anneleri'ne yapılan saldırıyı kabul etmediklerini belirten Yakut, “Faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş, yakınlarının akıbetini yıllardır sormaktan vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri; görevi faili meçhulleri bulmak olan ancak her fırsatta 90’lı yılları hatırlatarak halkı tehdit eden ve annelerimize paçoz diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun olduğu yerde adalet ve hukukun değil işkence, baskı ve zulüm açısından yeni bir dönemin başlayacağını gösterir” ifadesinde bulundu.  
 
İDAREYE BAĞLILIK
 
Ülkede yargı bağımsızlığının 2010 ve 2017 Anayasa değişiklikleriyle daha da tartışmalı hale geldiğine dikkat çeken Yakut, Adalet Bakanlığı’nın her bir üyesinin atamasının direkt olarak Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığı bir yargının, bağımsızlığa hizmet ettiğini söylemenin oldukça zor olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak yerine Cumhurbaşkanının verdiği beyanlara uyulduğunu tedirginlikle izlediklerini vurgulayan Yakut, bu durumda yargının bağımsızlığının arttığından çok, aksine idareye olan bağlılığın arttığını gördüklerini söyledi. 
 
‘MOBBİNG ÇALIŞMA HAYATINI CEHENNEME ÇEVİRİYOR’
 
Yargıda 60 bin emekçinin çalıştığı, çalışma koşullarının personelleri köleleştirdiğini belirten Yakut, adliye binalarında aynı çatı altında, hâkim ve savcılarla diğer yargı emekçileri arasında sınıfsal bir fark gibi yaşanan ayrımcılık, keyfi yönetim, kuralsız çalışma, horlanma, aşağılanma, itibarsızlaştırma  benzeri mobbing uygulamaları çalışma hayatını adeta cehenneme çevirdiğini kaydetti. 
 
SORUNLAR İÇİN ÇÖZÜM TALEPLERİ
 
Yargı emekçilerinin insanca yaşam ve insanca çalışma koşullarının yaratılması için, hukukun üstünlüğüne dayalı eşit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye etmeye devam edeceklerini ifade eden Yakut, şu taleplerde bulundu: “Yargı emekçilerine insanca yaşayacakları bir ücret için derhal ek zam verilmelidir. Şu anda Ankara, İstanbul, İzmir illeriyle sınırlı olmak üzere ödenen yol ücretleri, tüm yargı emekçilerine ödenmelidir. Zabıt Katibi yargı emekçilerine Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmenliği (VHKİ) kadrosu verilmelidir. Disiplin soruşturması yönünden 2802 sayılı yasanın ilgili hükümleri kapsamından çıkarılarak yargı emekçilerini de 657 sayılı kapsamında disiplin soruşturmasına tabi tutulması konularında düzenleme yapılmalıdır. Fazla mesai ücretleri genişletilerek tüm yargı emekçilerine ödenmesi sağlanmalıdır. Atama ve görevde yükselmelerde mülakat değil, liyakat esas alınmalıdır.”