Çay hasadı alım fiyatı belli olmadan başladı

img
ARTVİN - Çay hasadının alım fiyatı belli olmadan başladığını belirten Hopa Ziraat Odası Başkanı Olcay Muti, "Beklentimizin altında bir fiyat verilirse üretici bu yıl cebine para koyamayacak. ÇAYKUR ve özel fabrikalara çalışmış olacağız" dedi. 
 
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde halkın önemli geçim kaynaklarından olan çayın hasadı, üreticinin kronikleşen sorunları çözülmeden başladı. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından yaş çay alım fiyatı belirlenmeden hasada başlanırken, üretici yine kota ve kontenjan sorunuyla karşı karşıya bırakıldı. Geçtiğimiz yıl 11 TL 30 kuruştan alınan yaş çay, ÇAYKUR'un kota ve kontenjan uygulamasından kaynaklı özel sektöre daha ucuz fiyatlara satılmak zorunda kalındı. Üstelik bu yıl yapılan zamla gübrenin tonu 15 bin TL’yi buluyor. Çay üreticileri gelecek seneye dair umutlarını yitirirken, ziraat odaları çay maliyetinin 18 TL’yi geçtiğini, bu yıl 25 TL’nin altında bir rakamın üreticiyi zora sokacağını açıkladı. 
 
Hopa Ziraat Odası Başkanı Olcay Muti ile çay üreticilerinin sorunlarına dair konuştuk. 
 
‘ÇAYIN FİYATI 25 TL OLMALI’
 
Bu yılki en büyük sıkıntının çay hasadına başlanmasına rağmen alım fiyatının belirlenmemiş olması olduğunu belirten Muti, "Çayın hangi fiyattan alınacağı bilinmiyor. Devlet bir fiyat belirleyecek ama bu fiyat üreticiyi tatmin etmeyecek, üreticinin beklentisi karşılanmayacak. Çay üretimi yapılan illerin ziraat odaları olarak bir maliyet hesabı yaptık. Çayın üreticiye kilo başı maliyeti 17 TL 80 kuruş. Bunun üzerinden yüzde 35 zam isteyince 25 TL’ye geliyor. Ortak talebimiz bu. Ancak her sene bunun çok altında bir rakam veriliyor. Zaten maliyetler çok yüksek. İşçiler kilo başı çalışıyor. Yarın devlet 12-13 TL fiyat açıklarsa, bunun zaten 8 TL’sin işçiye, 5 TL’sini gübre ve diğer maliyetlere verilecek. Çiftçiler kazanamadığı gibi bir de üstüne para verecek" diye belirtti.
 
'KOTA DEĞERİ DÜŞÜRÜYOR'
 
Üreticinin ayrıca kronikleşen bir kota ve kontenjan sorunu olduğuna dikkat çeken Muti, şunları belirtti: "2000 yılından bu yana kaçak yapılan ekimlerle birlikte çay tarlaları çoğaldı. Fakat buradaki en önemli sıkıntı ÇAYKUR fabrikalarının kapasitesinin yetersiz olması. Bunun için kapasite artırımına gidilmesi lazım. Bu olsa kota ve kontenjan uygulaması doğalından kalkmış olur. Kotayı düşük tuttukları için üretici özel sektöre çay vermek zorunda kalıyor. Geçen yıl dekar başına 700 kilo alınırken, bu yıl 600 kilo ile başladılar. Dolayısıyla 100 kiloluk bir kaybımız var. Dekar başına çıkan bu 100 kilo fazlalık özel sektöre satılmak zorunda kalınacak. Özel sektör ise devletin belirlediği fiyatın yüzde 50 düşüğüne alacak. Dolayısıyla bu uygulamalarla birlikte çayın değeri yüzde 50 düşüyor." 
 
‘HASAD NEDEN ERKEN BAŞLADI?’
 
ÇAYKUR tarafından yapılan planlama hatası nedeniyle bu yıl hasadın da erken başladığını sözlerine ekleyen Muti, bunun ise ürün ve verim kaybına neden olduğunu aktardı. Hasadın neden erken başladığını anlayamadıklarını söyleyen Muti, “ÇAYKUR yıllardır programlama hatası yapıyor. Bölge bölge bir saptama yapılmadığı sürece bu böyle devam eder. Normalde ayın 10-15 arası başlaması gereken sezon çok erken başladı. Hiç eline makas alıp, çay kesmeyenleri ÇAYKUR'a yönetici yaparsanız bu işler böyle devam eder. Buradaki en önemli sıkıntı liyakat olmayışı. ÇAYKUR'un baştan aşağı yenilenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
 
‘ÜRETİM İMKANSIZLAŞIYOR’
 
Bu şartlarda üreticinin üretim yapmasının mümkün olmadığının altını çizen Muti, kıt kanaat geçinmeye çalıştıklarını kaydetti. Çay toplanmayınca bahçelerin verimsizleştiğini söyleyen Muti, "Devlet bu zararları da karşılamıyor. Bu yıl beklentimizin altında bir fiyat verilirse üretici cebine para koyamayacak. ÇAYKUR ve özel çay fabrikalarına çalışmış olacağız. Zaten ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ortada. Bununla boğuşacak bir durumda değiliz. Artık üreticinin sorunları çözülmeli, talepleri karşılanmalı" dedi.
 
MA / Tolga Güney