Mavioğlu: Savunmaya ayrılan bütçe damatlara dağıtılacak

img
MERSİN - Kürtlere dönük saldırılara onay veren iktidar ve muhalefetin yoksulluğun sebebi olduğunu belirten gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, "Savaş Türkiye'de zengin bir grup yarattı. Savunma için ayrılan para damatlara dağıtılacak" dedi. 
 
Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırılar, ülke siyaseti ve ekonomisindeki krizi derinleştiriyor. Ekonomik krizin derinleşmesine paralel olarak, krizin temel kaynağı olarak gösterilen "savunma" harcamaları da arttırılıyor. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gelecek yılın bütçe görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, komisyona sunduğu 2024 yılı bütçesinde, savaş harcamaları için 1 trilyon 133,5 milyar lira ödenek öngörüldüğünü kaydetti. Yılmaz, ayrıca bu tutarın merkezi yönetim bütçe büyüklüğünün yüzde 10,2'sine karşılık geldiği belirtti. Ülke kaynaklarının büyük bölümünün savaş harcamalarına ayrılmasının önümüzdeki yıllarda ekonomik krizi daha da derinleştirmesi bekleniyor.  
 
SAVAŞ POLİTİKALARI VE TECRİT
 
Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, ülkedeki siyasi ve ekonomik kriz ile altında yatan nedenleri değerlendirdi. Mavioğlu, Türkiye'nin "işgal ve soykırım politikasının" ülkedeki ekonomik ve siyasal istikrarsızlığın en temel nedeni olduğunu vurguladı. Kürtlere yönelik yeni bir saldırının startının verildiği dönemlerde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin de ağırlaştırıldığına dikkati çeken Mavioğlu, "Böylesi dönemlerde ekonomik ve siyasi istikrarsızlık birbirini kovalar" dedi. 
 
'MUHALEFET SEBEBİ BAŞKA YERDE ARIYOR'
 
Her yıl milyarlarca doların askeri harcamalara ayrıldığına dikkati çeken Mavioğlu, muhalefetin de söz konusu krizin nedenini sorgulamaktan "aciz" olduğunu söyledi. Mavioğlu, "Bu acizlik iktidarın elini kolaylaştırıyor. Savaş politikalarının yarattığı büyük krizlerin sebepleri başka yerlerde aranmaya çalışılıyor. Ancak hiçbir dönemde bulunamıyor. Ekonomik krizin esas sebebi savaş politikaları. Kısa vadede ödenmesi gereken dış borç miktarı en son 221 milyar dolardı. Merkez Bankası’nın dolar rezervi ise hala eksilerde. Yani savaş politikaları devam ettikçe askeri harcamalar, askeri harcamalar devam ettikçe de dış borçlanma devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Mavioğlu, ekonomik krizin yükünün ise vergilerle işçi ve emekçilerin sırtına yüklediğini söyledi. Sermayedarların bu süreçte karlarına kar kattığını ifade eden Mavioğlu, "Yani savaşın ve tecridin ağır yükünü emekçiler, yoksullar, kadınlar, gençler karşılamakta. Bu ülkede savaş devam ettiği sürece bu ekonomik kriz ortadan kalkmayacak. Savaşın durdurulması için kitlelerin doğrudan doğruya zarar gördüğü gerçeğinden hareketle savaşa karşı çıkmaları, barışı savunmaları gerekiyor” dedi. 
 
'EVET' DİYENLER YOKSULLUĞUN SEBEBİDİR'
 
Meclis'ten geçen tezkereyi hatırlatan Mavioğlu, "Kürt düşmanlığı konusunda bir ortaklık söz konusu. Ülkenin muhalefeti de Kürt düşmanlığı söz konusu olunca iktidara yakın bir tutum alıyor. CHP’nin Kürtlere yönelik operasyonlara bir itirazı yok. Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik saldırıların artması daha fazla askeri harcama yapılacağı anlamına geliyor. Bütün sağ partiler de bu işin içerisinde ve suç ortağı. Tezkereye kim 'evet' oyu vermişse, kim sadece 'yabancı askerler Türkiye’ye girecek diye hayır' demişse, Kürtlere yönelik operasyonlara, saldırı ve soykırım politikalarına 'evet' demişse yoksulluğun sebebidir" şeklinde konuştu. 
 
'TECRİTLE SAVAŞI SÜRDÜRÜYORLAR'
 
Çözümün anahtarının İmralı'da olduğunu kaydeden Mavioğlu, “İktidar, savaş sayesinde kendisine dikensiz bir gül bahçesi yaratıyor. Saray, iktidarının devamının garantisi savaş olarak görüyor" diye kaydetti. Savaş nedeniyle Türkiye’de zengin bir grup yaratıldığını ifade eden Mavioğlu, "İHA’lar, SİHA’lar ortalıkta geziyor. 2024 yılı için hazırlanan bütçe taslağında savunma sanayi için devlet katkısı bir trilyon lira olarak ayrılmış. Bu damatlara dağıtılacak olan paradır. Türkiye zamanla silah ihraç eden bir konuma da geldi. Satış promosyonlarını da canlı olarak Kürt katliamı üzerinden gerçekleştiriyor. Savaş sayesinde hırsızlıklarını, arsızlıklarını, yolsuzluklarını sınırsızca yapıyorlar. Çünkü savaşın devamı devlet içerisindeki tüm mekanizmaları devre dışı bıraktı. Yasama, yürütme ve yargı iktidara bağlandı. İtiraz edebilecekleri herkesi içeriye atabilecek bir kudret ellerinde var. Bu ancak savaş ve tecrit politikasıyla yürütülebilir. Savaştan rant elde etme halinin sürdürülmesinin tek garantisi tecridi, tecritle birlikte savaşı sürdürmektir" dedi.
 
MA / Yüsra Batıhan