Öğretmenler uyardı: Taleplerimiz karşılanmazsa iş bırakacağız

img
ANKARA - Taleplerinin karşılanması için miting düzenleyen eğitim emekçileri, taleplerine dair bir düzenleme yapılmaması durumunda, 2 Kasım’da iş bırakma eylemi yapacaklarını belirtti.
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Meclis'te kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) başta olmak üzere öğretmenlerin yaşadığı temel sorunların çözümü için Anıtpark’ta miting gerçekleştirdi. Türkiye'nin birçok kentinden öğretmenlerin katıldığı mitinge, HDP milletvekilleri,  Emek Partisi (EMEP), Birleşik Birleşik Devrimci Parti (Devrimci Parti), Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Halkevleri ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve emek-meslek örgütü destek verdi. "AKP'nin Hesabını Devrimciler Soruyor", "Zafer Direnen Emekçinin Olacak", “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz" sloganlarının atıldığı mitingde, "ÖMK İptal Edilsin", "Eşit İşe Eşit Ücret", “İş, Ekmek, Özgürlük" dövizleri taşındı.
 
Eğitim emekçileri, ıslıklarla hükümeti protesto ederek, Bartın'da hayatını kaybeden maden işçilerini andı.
 
‘ŞİMDİ BARTIN’I YAŞIYORUZ’
 
Konuşmasına, Bartın'da hayatını kaybeden 40 maden işçisini anarak başlayan Eğitim Sen Genel Başkanı Necla Kurul, “Bartın’daki iş cinayeti mitingimizin bedeninde derin bir acı yarattı. Keskin bir acı bu! Madencilerin tüm sevenlerini, yakınlarının, dostlarının, emekçi sınıfların başı sağ olsun, sabır diliyorum. Yaşadığımız ölüm ve yaşam arasında yaman bir çelişki! Yüreğimiz bir yandan 28 can için yanıyor, bir yandan da maden ocağında mahsur kalan 13 işçi için atıyor. Bartın’da bir kazaya değil, haksız yere kasten işlenen iş örgütlenmesine, hıza, önlemlerin alınmamasına bağlı öngörülen cinayetlere tanıklık ediyoruz. Kapitalizmin çalışma süreçleri acımasızca örülmüş, kurumlar alt üst edilmiş durumda! Soma’dan bugüne hiçbir şey değişmedi, sorumlulara hesap sorulabiliyor, ne de düzgün denetimler yapılıyor, şimdi Bartın’ı yaşıyoruz” diye belirtti.
 
‘TALEPLER DİKKATE ALINMADI’
 
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun muhatabı olan öğretmenlerin taleplerinin dikkate alınmadan kanunun yasallaştığına değinen Kurul, “Yasal ve sendikalarının iradesi dışında, haklarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlandı ve yasalaştı. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okudu. Masa başında hazırlanan meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenleme alışkanlığını sürdürüyorlar. Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yok. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle birlikte, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden daha da pekiştirmek istiyor” dedi.
 
Kurul, öğretmenlerin yaşadığı sorunlarının çözülmesi için şu talepleri sıraladı:
 
* Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır.
 
* Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
 
* Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
 
* Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir.
 
* Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
 
* Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
 
İŞ BIRAKMA EYLEMİ
 
Bu taleplere ilişkin düzenlemelerin yapılmaması halinde:
 
* 26, 27, 28 Ekim tarihlerinde kokart takılması,
 
* 26 Ekim tarihinde, ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri metninin okunması,
 
* Bu talep ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde; 2 Kasım 2022 tarihinde tüm eğitim çalışanlarının katılımı ile bir günlük iş bırakma eylemi yapılması kararları sendika genel başkanlarınca karar altına alınmıştır.
 
* Yanlış Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir."
 
‘AKP İKTİDARI ANAYASAYI ASKIYA ALDI’
 
Ardından konuşan KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Bartın’da hayatını kaybeden maden işçilerini andı. Bozgeyik, “Kapitalist sistem kendi krizlerinin yarattığı kaotik halden, çoklu krizden bir kez daha baskıyı, sömürüyü daha da yaygınlaştırıp derinleştirerek, yüzyıllarca süren emek mücadelesiyle elde edilen kazanımlarımızı, haklarımızı budayarak, devletleri tümüyle şirketleştirerek bu krizinden de çıkmaya çalışmaktadır. Kapitalist sömürü sistemi bugün yaşadığı krizden çıkmak için dünyanın birçok bölgesinde çatışmaları, savaşları tırmandırarak emekçilerin, halkların yaşadığı açlığı, yoksulluğu ve ekolojik krizi derinleştirmek istemektedir. AKP-MHP iktidar bloğu özellikle 2014-2015 yıllarından sonra anayasayı bir nevi askıya alarak hukuksuzluğu rejimin ana niteliği haline getirdi. Anayasanın askıya alınmasına paralel olarak güçler ayrılığını da fiili olarak devre dışı bırakarak tek adam rejimini kurumsallaştırma yolunda hukuksuzluğu derinleştirdi” dedi.
 
SANSÜR YASASINA TEPKİ
 
Sansür yasasının toplumda yarattığı etkilere değinen Bozgeyik, Sansür yasasıyla, toplumda artacak kaosun tehlikeli olacağını söyledi.  
 
MÜCADELE VURGUSU
 
Gittikçe derinleşen sosyal ve ekonomik krizin  yaşamları alt üst ettiğine değinen Bozgeyik, “Her geçen gün yoksulluğumuz derinleşiyor. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği için, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut biziz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
Konuşmaların ardından Grup Abdal, Bartın’da hayatını kaybeden 40 maden işçisi için şarkılar seslendirdi.