Turan: İcraatları başarısızlıklarla dolu bakan istifa etmelidir

img

ANKARA -  HDP Milletvekili Rıdvan Turan, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda icraatları başarısızlıklarla dolu bir bakanın oturmaması gerektiğini belirterek, istifa çağrısında bulundu. 

 
Meclis Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri ile 2020 Kesin Hesap bütçeleri görüşülüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesine dair Meclis kürsüsünde konuştu. Turan, "Ekonomide dış mihraklar bahanesinin nasıl beceriksizliğin, iş bilmezliğin kanıtı ve içe kapanma göstergesi ise, tarımda da rekolte kaybını, fiyat istikrarsızlığını kur ve kuraklık bahanesine sığınarak izah etmek aynı iş bilmezliğin ve beceriksizliğin kanıtıdır” dedi. 
 
‘İSTİFA ETMELİDİR’
 
 
“Meselenin sadece kuraklık ve kur artışı mıdır?” diye soran Turan, “Yoksa ülkeyi küresel çalkantılara açık hale getiren, çiftçiyi kollamayan bir tarım politikası ve savunucusu tarım bakanı mıdır? Şu anki bakan ve böyle bir bakanlık olmasaydı ne olurdu? Hiç bir şey olmazdı. Yılın sonunda artık Bakana hitap etmeyi anlamsız buluyorum ve son söyleyeceğimi başta söyleyip istifaya çağırıyorum. 3 yıldır hiçbir iyi niyetli önerimizi dinlemeyen, bu nedenle de icraatları başarısızlıklarla dolu bir bakan daha fazla o koltukta oturmamalıdır. Derhal istifa etmelidir. Mesela bize karşı savunduğu bütçesini dolara karşı savunamamaktadır” ifadelerini kullandı. 
 
‘DOLARA KARŞI BÜTÇESİNİ SAVUNAMIYOR’
 
Turan, “Tarım bütçesinde küçük ölçekli üreticiler, topraksız köylülük, kadın çiftçiler, mevsimlik işçiler yoktur. Sermayedarlar, tüccarlar vardır. Ve esasen bu bütçe yok hükmündedir. Ek bütçe ihsası zorunludur. Orta Vadeli Program’da 9,27 dolar tahmini şimdi ise doların 14 TL’ye çıkmasıyla kadük kalmıştır. Bakan bize karşı savunduğu bütçeyi dolara karşı savunamıyor” diye konuştu. Turan, “2022 yılı bütçesinde tarım destekleri 25,8 milyar lira. Bunun hiçbir önemi yok. 2021 destekleri daha yeni açıklanmışken bakan yüzde 90’ınını ödeneceğini söylüyor, çiftçiyi yanıltıyor. Daha 2020 destekleri bile ödenmedi. Desteklemenin açıklandığı 11 Kasım’da dolar 9,91 TL idi ve 2 milyar 603 milyon dolara denk geliyordu bu durum. Kur artışı dikkate alınırsa bugünkü kur ile 35 milyar 700 milyon TL eder. Yani o günden bugüne daha desteklemeler verilmeden 11 milyar lira erimiş. Ama bakan çıkıpta bunu söyleyecek cesarette değil" diye kaydetti.  
 
MAZOT 10 TL
 
Turan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle: "Geçen sene destek 22 milyar liraydı. O zamanki kur 8 liraydı. Yani destek miktarı 2 milyar 750 milyon dolardı. Bugün bunun 38,5 milyara tekabül ediyor. Geçen seneden bu yana girdi açıklarını bir kenara bırakın, bütçe 14 milyar eridi. Mesela sadece bütçenin erimesi değil. Girdiler arttı. Yüzde 25 gübre desteği arttı yüzde 500’e kadar zamlandı. 16 ayda tam 31 kez zam yapıldı ve geçen yıla oranla: DAP gübre fiyatı 3 bin den 14,250 TL/ton, ÜRE gübre fiyatı 1 aralıkta 10 bin 800 idi kur değişmediği halde 2 defa zamlandı ve 14 bin 250TL/ton fiyata çıktı. Mazot 10 TL’nin üzerinde
 
İKTİDAR AÇLIĞA MAHKUM EDİYOR
 
Değerli halkımız kuru serbest bırakan iktidar sizleri nasıl açlığa mahkum ediyor bakın: Kur artışı gıda enflasyonunu nasıl arttırıyor. Mayıs’ta Erdoğan buğdayı 2 bin 250-2 bin 450 arasından Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alacağını söyledi. Küçük çiftçi 2 bin 200 TL’den sattı. 25 Kasım gibi ton fiyatı 4 bin 300’e yükseldi. Tüccar aldı ve stokladı. Kazandı. TMO 30 Haziran sonrasında 6. Buğday ihalesini açtı toplamda 2 milyon tona yakın ithalat yaptı. O zaman 4 bin liranın üzerinde aldığı buğdayı 2 bin 500 liraya un sanayicisine sattı. Un sanayicisi kazandı. Burada olağanüstü bir görev zararı çıktı. Ancak ekmeğin yüzde 30 kadarı un fiyatına bağlı diğer girdiler artmaya devam ediyor ve ekmeğin zamlanması kaçınılmaz, almış başını gidiyor. Demek ki kur enflasyonu böyle arttırıyormuş. 
 
TÜCCAR, STOKÇU KAZANIYOR
 
Kurun önemi yok demek vatandaşı ekmeksiz bırakmaktır. Tüccar, stokçu para kazanıyor, un sanayicisi para kazanıyor, ekmekçi kazanıyor ya çiftçi? Çiftçi para kazanamadı. Böyle bir beceriksizlik varken dış mihraklara gerek var mı? Hasat yeni bitti, yeni hasada da sekiz ay var. Tonu 400 dolara yaklaşan buğdayın sekiz ay sonra neyle karşılaşacağımıza dair bu bakanın en ufak bir planlaması yok. Büyük olasılıkla 12-16 milyon ton olarak gerçekleşecek. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bu, bizim bir şekilde 6 milyon tonu sübvanse etmemizin gerekli olduğunu gösteriyor. Örneğin, bizim buğday ektiğimiz 9,5 milyon hektar arazi vardı şu anda o 7,5 milyon hektara düşmüş, 2 milyon hektar azalmış. Nüfusumuz 53 milyonmuş, şimdi geldik 83 milyona, bu 2 milyonu biz dönümden 300 kilo gibi düşünecek olursak 6 milyon tonu oradan üretiriz, bunun planlaması yapılmaz mı?
 
İKTİDARIN TARIM ZİHNİYETİ YOLSUZLUK
 
Bu yıl sulama -TARSİM sigorta gibi şeyleri de hadi katmayalım bunun içerisine- 1 kilo buğdayın maliyeti bütçe görüşmelerinin komisyon aşamasında 4 lira civarına çıkıyordu şimdi 6 liraya yaklaştı. Üreticinin tek sorunu girdi değil tabii, aynı zamanda yanlış dış politika sebebiyle bölgede militarist bir siyaset izliyor olmakta çiftçinin önemli sorunlarında. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayında enflasyonun 3,51 artarak yıllık bazda yüzde 21,31 olduğunu duyurdu. Limon baş pehlivan gibi markete geldiğinde yüzde yüz zamlanıyor. İktidar depo basmaktan zincir marketleri sorumlu tutmaktan yeni hal yasasından, Tarım Kredi Kooperatifleri yasalarıyla sorunu çözeceğini düşünüyor. Bu kadar hırsızlıkları ve yolsuzlukları kendisi iktidarın tarım zihniyetidir. 
 
YÜZDE 92,5 TARIM ALANI İPOTEK HALİNDE
 
‘Tarımda gayrisafi millî hasılada dünya 1'incisiyiz’ derken bakan dış ticaret hadlerinden bahsetmiyor. Çiftçinin emekçinin, topraksız bırakılanların lehinde bir büyüme olduğunu göremiyoruz. 3,5 milyon hektar tarım alanını betona boğduğunuzdan niye bahsetmiyorsunuz? 26,5 milyon hektardan 23 milyon hektara düşmüş bir tarım alanından bahsediyoruz, 2 tane Trakya ediyor değerli arkadaşlar. Bakın, 661 bin kişi Çiftçi Kayıt Sistemi'nden çıkmış durumda. BDDK'nin verilerine göre, tarım alanı ipotekli durumda. Yani yüzde 92,5'unun tarım alanı bankalar tarafından ipoteklenmiş durumda. İktidarın, 7 milyon 500 bin kişiyle aldığınız ve yüzde 34 istihdamla başlattığınız süreci şu anda 4,7 milyon kişi olarak kaydedilmiştir. Bu oranın yüzde 17,2 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 
 
BİZE YENİ BİR FELSEFE LAZIM
 
Tarım Bakanlığında yolsuzluk var. Kalem kalem alınmış. TKDK’da yeterliliği olmayan 61 kişi sınavsız memuriyete geçti. Yolsuzluğun başka boyutunu gösteriyor. Ziraat Bankası’na ne kadar çiftçinin borcu var diye, ticari sır diye bilgi verilmedi. Toplamda 220 milyarın üzerinde çiftçi borcu olduğunu biliyoruz bütün finans kuruluşlarına yönelik olarak. Bu bütçede mevsimlik tarım işçileri yok. Çiftçi borçlarından dolayı üretim yapamazken Fahrettin Poyraz 11 farklı yerden maaş almaktadır. Bunlar bu iktidarın icraatı. Bize yeni bir tarım felsefesi lazım.”