DİSK: Neoliberal politikaların ürünü 12 Eylül darbesi devam ediyor

img
İSTANBUL- 12 Eylül darbesinin ardından binlerce hak ihlalinin yaşandığını anımsatan DİSK, neoliberal ekonomik politikaların ürünü olan darbenin sürdüğünü kaydetti. 
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Darbenin üzerinden 41 yılın geçtiği anımsatılan açıklamada, darbenin ardından 650 bin kişi gözaltına alındığı, 230 bin kişi ise yargılandığı bilgisine yer verildi. Ayrıca 50 kişinin idam edildiği aktarılan açıklamada, 171 kişinin de işkence sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. 
 
BİNLERCE HAK İHLALİ
 
Darbenin ardından cezaevlerinde toplamda 299 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edilen açıklamada, “95 kişi yargısız infazlarda öldü. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 30 bin kişi ‘sakıncalı’ olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi ‘siyasi mülteci’ olarak yurtdışına gitti. Gazetecilere toplam 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi işlerinden çıkarıldı” denildi. 
 
Darbeyi gerçekleştirenlerin Meclis’i feshettiği, siyasi partileri kapattığı ve tüm yetkiyi “bir avuç generalin” emrine verdiği kaydedilen açıklamada, “Her türlü demokratik hak gasp edildi. Sendikal faaliyetler durduruldu, grevler yasaklandı ve toplu iş sözleşmesi hakkı askıya alındı. Basın-yayın, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri ağır baskı altına alındı” ifadelerine yer verildi. 
 
HEDEFLERİ HALA HAYATA GEÇİYOR
 
Darbenin neoliberal ekonomik politikaların uygulanması ve sosyal hakların ortadan kaldırılması için yapıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Darbe ile uygulama imkânı bulan acımasız neoliberal iktisat politikaları Türkiye'nin son 41 yılına damgasını vurdu. ‘Bugüne kadar işçiler güldü, şimdi sıra bizde’ diyerek 12 Eylül'ü alkışlayan sermaye temsilcileri bugün grevleri yasaklamakla övünen bir iktidarı alkışlamaya devam ediyor. İşçi sınıfına karşı bir sermaye saldırısı olarak hayata geçirilen 12 Eylül darbesinin hedefleri birer birer hayata geçiriliyor.” 
 
Ayrıca DİSK-AR’ın darbenin 40'ıncı yılında hazırladığı raporun güncel haline de ye verildi. DİSK-AR’ın raporunda şunlar sıralandı: 
 
“* Sendikalar 41 yıldır baskı altında. 12 Eylül ile lokavt ve grev yasakları anayasaya girdi, hak grevi yasaklandı, sendikalara siyaset yasağı getirildi. Sendika kurmak ve sendikal faaliyet zorlaştırıldı.
 
* Sendikalaşma 41 yıldır engelleniyor. Sendikalaşma oranı 1980'de yaklaşık yüzde 40 iken, 2021'de yüzde 14'e düşmüştür. Sigortalı işçi sayısı yaklaşık 7 kat artmasına rağmen, büyük bir işçileşme süreci yaşanmış olmasına rağmen sendikalı işçi sayısı sadece 2,3 kat artmış, işçi sınıfına örgütsüzlük dayatılmıştır.
 
* Toplu pazarlık hakkı 41 yıldır gasp ediliyor. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında DİSK kapalı iken sendikal faaliyetlerin yeniden başladığı 1984 yılından bu yana toplu iş sözleşmeleri kapsamındaki işçi sayısında ciddi bir gerileme yaşandı. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranının 1980'lerin ortalarından günümüze ciddi biçimde gerilediği görülmektedir.
 
* Grevler 41 yıldır yasaklanıyor. 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte tüm grevler yasaklandı ve grev hakkı 1984'e kadar askıya alındı. Darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerle örgütlenmek de grev hakkını kullanmak da zorlaştırıldı. 2,2 milyon sigortalı işçinin olduğu 1980 yılında 80 bin işçi greve çıkarken, ortalama 11 milyon sigortalı işçinin olduğu AKP döneminde ise yıllık ortalama greve çıkan işçi sayısı 6 binin altına geriledi.
 
* Özelleştirmeler 41 yıldır sürüyor. 24 Ocak ve 12 Eylül ile temelleri atılan ve Özal döneminde başlayan özelleştirme politikası AKP döneminde daha da vahşi biçimde uygulandı. 68 Milyar dolarlık özelleştirmenin aslan payı, 60 milyar doları (yüzde 88'i) AKP döneminde yapıldı. Cumhuriyetin bütün ekonomik birikimi satıldı.
 
* Kamunun istihdamdaki payı 41 yıldır geriliyor. 1980'de toplam sigortalı işçiler içinde yüzde 36 olan kamu işçilerinin oranı özelleştirmelere paralel olarak 2015'te yüzde 8'e geriledi.
 
* Ücretler 41 yıldır eriyor. 24 Ocak ve 12 Eylül'ün temel hedeflerinden birinin ücretleri baskılamak ve ücret maliyetini düşürmek idi. 1978'de kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret aradan geçen 42 yılda kişi başına gelirin yüzde 35,5 altına düştü. Asgari ücret 1978'den sonra kişi başına gelire paralel olarak artsaydı asgari ücretin 2021 yılında brüt 5.726 TL olması gerekirdi. Oysa aynı dönemde asgari ücret brüt 3.577 TL olarak uygulandı.
 
* Gelir dağılımı 41 yıldır bozuk. 24 Ocak Kararları ve 12 Eylül Darbesi gelir dağılımı bozucu bir sonuç yarattı. 1978'de ücretlerin milli gelir içindeki payı 35,19 iken 1990'lara doğru yüzde 14 civarına gerilemiştir.
 
* Kıdem tazminatı 41 yıldır tehlikede. 12 Eylül darbesinin ilk uygulamalarından biri kıdem tazminatını ve ikramiyeleri kırpmak oldu. 1978'de asgari ücretin 7,5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982'de asgari ücret ile bağının koparılmasının ardından hızla düşmeye başladı. AKP'nin iktidara geldiği 2003 yılında asgari ücretin 4,4 katı olan kıdem tazminatı tavanı 2021 itibarıyla asgari ücretin 2,3 katına geriledi. Bunu bile çok gören hükümet ve işverenler bugün kıdem tazminatı hakkına yönelik yeni planlar peşinde.”