DEDAŞ’ın uygulamalarına karşı EPDK’ye inceleme çağrısı

img

MARDİN - DEDAŞ’ın jandarma eşliğinde bölgedeki uygulamalarını “politik bir yaklaşım” olduğunu belirten avukat Nurettin Kılıç, çiftçilere yargı yoluna başvurmalarını isterken, EPDK’ye de inceleme çağrısında bulundu.

Mardin’de çiftçiler ile kırsal mahallelerde yaşayanların temel sorunlarının başında Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (DEDAŞ) elektrik kesintileri ve yüksek faturaları geliyor. DEDAŞ, çiftçileri kaçak elektrik kullanımı ve yüksek borçlarını ödememekle suçluyor. Buna karşı çiftçilerin cüzi bir kısmı mahkeme yoluna başvururken, Mardin ve ilçelerinde DEDAŞ aleyhine açılmış 2 bine yakın dava ve soruşturma bulunuyor. DEDAŞ’ın kesmiş olduğu yüksek meblağlı fatura ve cezalar nedeniyle açılan davalarda, mahkemeler çiftçilerin lehine karar vermesine rağmen uygulamalar devam ediyor. Çiftçilerin birçoğu ise mahkeme yoluna başvurmak yerine, DEDAŞ ile anlaşmayı başvurmayı tercih ediyor. 
 
FATURA YOK, KAĞIT PARÇASI VAR
 
Mardin Barosu avukatlarından Nurettin Kılıç, DEDAŞ’ın uygulamalarını ve hukuki boyutunu değerlendirdi. DEDAŞ’ın özelleşmesinin ardından bölgede bir hukuksuzluk furyasının başladığını dile getiren Kılıç, “DEDAŞ pamuk, mısır, buğday ekim dönemlerinde elektrik kesintilerine giderek, çiftçinin cebine göz dikildiğini görüyoruz. DEDAŞ hizmet veriyor, çiftçiler ödeme yapmasın demiyoruz. Ama gerçek anlamda bir tüketim bedeli olur. Elektrik reel bir veridir. Hayali bir veri değildir. Çiftçi elektrik harcamıştır, çıkarırsın faturasını, kilovat saatini izahını yaparsın parasını alırsın. Ama Mardin’de buna şahit olamıyoruz” dedi. 
 
Yakın zamanda açmış olduğu bir davayla yaşananları örnekleyen Kılıç, müvekkiline 846 bin TL değerinde fatura çıkarıldığını belirterek, “Müvekkilimin 150 dönüm tarlası var. 150 dönüme gelecek buğday da mısır da bellidir ve tüketilecek elektrik de bellidir. Mühendislerini getirsinler, bağımsız bir hesaplama yapsınlar, bu kadar elektrik tüketilmiş mi tüketilmemiş mi ortaya çıkarsınlar. Ama onlar çiftçinin eline bir kağıt parçası tutuşturarak, kimden ne koparırsak demenin peşine düşmüşler” ifadelerini kullandı. 
 
DEDAŞ ÇİFT YÖNLÜ ÇALIŞIYOR
 
Çiftçinin kaçak elektrik kullanması durumunda dahi yönetmeliğe göre kesilemeyecek cezaların kesildiğini belirten Kılıç, bir müvekkiline kesilen 113 bin TL değerindeki cezanın mahkeme kararıyla 13 bin TL olarak belirlendiğine dikkat çekti. DEDAŞ’ın mahkemenin iptal edeceğini bilmesine rağmen yüksek meblağlı faturalarla cezalar kestiğini söyleyen Kılıç, “DEDAŞ 2020 yılında bir veri paylaştı. 6 bin 700 borçlunun olduğunu söyledi. 6 bin 700’ü borçlu gösterip, icra koyduğunda bunun 700’ü dava açar, 6 bini açmaz. Bunun peşindeler. Anlaşmaya çağırıyorlar, 100 bin faturası olana gelip 40 bin lira ödemesini söylüyorlar. Aklın mantığın anlamadığı bu. 100 bin borç varsa, neden 40 bin istiyorsun. Borcum 40 bin ise neden 100 bin liralık fatura çıkarıyorsun. DEDAŞ çift yönlü çalışıyor. Yüksek gösterip, devletten alacağı desteği yüksek miktarda tahsil edip, çiftçiden de ne kadar koparırsak diye hareket ettiğini görüyoruz. Biz bunu söz olarak söylemiyoruz. Gelsinler mahkemelerde açtığımız davalarda hukukçularla konuşalım. Kaç tane dava açılmış, kaç tanesi çiftçilerin lehine sonuçlanmış” çağrısında bulundu. 
 
EPDK İNCELEMELİ 
 
DEDAŞ’ın yüksek faturalar yazıp, sonra anlaşma yoluyla borç bedelini düşük talep etmesinin, “Ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek” olarak değerlendiren Kılıç, anlaşma yoluyla ödenmesi istenen miktarların ise kurum yerine kişilerin hesaplarına aktarıldığını tespit ettiklerini söyledi. Enerji Piyasaları Denetleme Kurumu’na (EPDK) bu usulsüzlüklerle ilgili şikayette bulunduklarını ancak dikkate alınmadığını belirten Kılıç, müfettişlerin inceleme yapması gerektiğini söyledi. 
 
‘JANDARMA TAHSİLDARLIK YAPIYOR’
 
DEDAŞ’ın çiftçilerin hayvancılık desteğine dahi el koyduğunu, bakanlığın buna karşı sessiz kaldığını ifade eden Kılıç, mahkemelerin çiftçilerin lehine karar vermesine rağmen uygulamanın devam ettiğini söyledi. DEDAŞ’ın köylere gerçekleştirdiği baskınlar sırasında Jandarmanın da ekiplerle birlikte hareket ettiğini sözlerine ekleyen Kılıç, “Bir insanın bir borcu olur, icra dairesine gider icra takibini yapar. Ama biz şunu görüyoruz. Devletin jandarmasını özel bir şirkete tahsildarlık amacıyla tahsis edip, trafosunu sökme, tellerini sökme, direklerini sökme yoluna gidiliyor. O zaman kimse icraya gitmesin, kimin alacağı varsa jandarmaya söylesin, silah zoru ile tahsil etsin. Olay buraya gidiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘POLİTİK BİR YAKLAŞIM’
 
DEDAŞ’ın uygulamalarını jandarmayla birlikte yapmasını “politik bir yaklaşım” olarak değerlendiren Kılıç, “Jandarmayla halkı karşı karşıya getirmek, bu şekilde ‘devletin imkanları benimle’ mantığını empoze etmeye çalışıyorlar. Bir an önce bundan vazgeçmeleri gerekiyor. Bunun hukuki bir yönü yok. Bu şekilde köylere girmek halka zulümdür” dedi. 
 
YARGI YOLU  
 
Yaşananların temel sebebinin insanların temel ihtiyacı olan elektriğin özelleştirilmesi olduğunun altını çizen Kılıç, çiftçilerin mutlaka yargı yoluna başvurması gerektiğini, bunun sayısız emsalinin olduğunu ifade etti. Fiyatların Çukurova veya diğer bölgelerdeki fiyatlara eş değer olarak belirlenmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, “Kökten çözüm DEDAŞ’ın kamulaştırılması. Bunlar temel ihtiyaçtır. Elektriğin bir an önce kamulaştırılması, çiftçinin desteklenmesi lazım” diye kaydetti. 
 
MA / Ahmet Kanbal