Yıldırım: Tütün Adıyamanlıların geçim kaynağıdır

img
ADIYAMAN - Tütün yetiştiricilerinde “yetki belgesi” şartının getirilmesine tepki gösteren Adıyaman eski Milletvekili Behçet Yıldırım, yasağın çiftçilerin sorunlarını ağırlaştıracağını söyledi. 
 
Tütün ticaretini 1 Temmuz itibariyle yasaklamasına karşı Adıyaman ve Malatya’da başlayan eylemler 3’üncü gününde devam ediyor. 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda düzenleme yapılarak, tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Düzenleme 2017 yılından buyana erteleniyordu. Her iki kentte de tek geçim kaynakları tütün olan yetiştiriciler, yasanın yaşadıkları zorlukları katlayacağına, bölgede üretim yapamayan insanların göç etmek zorunda kalacağına dikkati çekiyor. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 26’ncı dönem Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, tütün üretiminde yetki belgesi şartının getirilmesi ve yetiştiricilerin yaşayacağı sorunları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 
 
Tütünün Adıyaman için “her şey” olduğunun altını çizen Yıldırım, kentte binlerce kişinin tütünden elde ettikleri gelirle geçimlerini sağladığını hatırlattı. Milletvekilliği yaptığı dönemde Meclis’te tütün için sözlü ve yazılı olarak gündemler oluşturduğunu anımsatan Yıldırım, “Köylüler ile birlikte sürekli sorunları dile getirdik. Tütün gerçekten Adıyaman’ın olmazsa olmazıdır. Rize için çay neyse, Giresun için fındık neyse Adıyaman için de tütün odur. Adıyaman tütünü çocukların geleceğidir. Biz istiyoruz ki Adıyaman tütünü eskisi gibi serbest rahat bir şekilde piyasada istediği şekilde, makul bir vergi vererek sata bilsin, ala bilsin” diye belirtti. 
 
HALK MECBUR
 
1 Temmuz tarihinden önce de yetiştiricilerin zorluklar içinde olduğunu ifade eden Yıldırım, “Tütün yetiştiriliyordu, satıcısı da alıcısı da vardı. 1 Temmuz tarihinden itibaren özellikle kıyılmış tütün resmen uyuşturucu muamelesi görecek, 3 yıldan 6 yıla kadar cezalar söz konusu. Biz bunu asla kabul etmiyoruz, halkımız bunu asla kabul etmiyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz istiyoruz ki makul bir vergiyle halk bu tütünü üretsin, sata bilsin. Halkın Adıyaman tarlalarında ürettiği tütünü nasıl yasaklayabiliriz? Bu köylülerin tek geliridir. Yanı başımızda Atatürk Barajı var, Türkiye'nin en büyük sulama barajından bir gram su alamıyoruz. Sulu tarlalarımız yok. Yanı başımızdan su yüzlerce kilometre öteye, Mardin ovasına ulaşıyor ancak biz yararlanamıyoruz. Sulu tarım olmayınca mecbur olarak halk burada tütün ekiyor” diye konuştu. 
 
ŞİRKETLERİN DAYATMASI
 
Yıldırım, “Bu yasaya iktidarı ve muhalefeti ile kimse taraftar değil. İktidar da bu yasadan rahatsız, mevcut 4 tane AKP'li milletvekillinden bir tanesi dahi ‘ben bu yasadan memnunun’ dese sözlerimi geri alacağım. Onlarda bu durumdan rahatsız, halkla bir araya geldikleri zaman ‘Söz geçiremiyoruz, biz de tütün yasağına karşıyız, düzeltmek istiyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor’ diyorlar. Çünkü bu yasa dünya tütün devi olan Amerika şirketlerinden Philip Morris ve Japan Tobacco gibi firmaların dayatmasıdır. Ben de bunu böyle görüyorum, halkta bunu böyle görüyor. Bizim onlarla rekabet etme şansımız yok. Burada kuru tarım yapılıyor, bin bir türlü cefayla yetiştirilen tütünü kıyıp serbest piyasaya sürüyoruz” dedi. 
 
'BÜYÜK BİR ZÜLÜM'
 
Düzenlemeden yetiştirici, satıcı, kullanıcı milyonlarca insanın etkileneceğine vurgu yapan Yıldırım, şöyle devam etti: “Ben bir hekim olarak sigara içimine karşıyım, sigara içilmesini teşvik etmiyorum tam aksine herkesin sigarayı bırakmasını tavsiye ediyorum ama bu çok mümkün gözükmüyor. Tütün geliri olmazsa insanlar yaşamlarını idame edemez. Buradan gelecek gelirle insanlar hayatlarını şekillendiriyor.” 
 
‘YASAKLAMAYLA ÇÖZÜLMEZ’
 
Tütün için bir platform kurulması önerisinde bulunan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz de serbest piyasada başıboş, denetimsiz satılan tütünden rahatsızı. Bunu anlayışla karşılarız ama ‘biz tütünü kooperatifleştireceğiz, büyük şirketler peşkeş çekeceğiz’ denilmesine karşıyız. Tek geçim kaynaklarını ellerinden aldığınız zaman binlerce insan burada aç kalacak. Halk ile bir diyalog gerek. Halkın ne istediği önemlidir. İktidar seçmeni de bu durumdan son derece rahatsız. Halka gitsinler, halk ne diyorsa o yapılsın, dayatma, ceza, hapis, kargoları yasaklama ile bu sorun çözülmez.”  
 
YASA NE ANLAMA GELİYOR 
 
1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan “yetki belgesi” almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapmak yasaklanıyor. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda Kasım 2017’de yapılan düzenlemeyle yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilecek. Kanunun uygulaması en son Haziran 2020’de yeni bir düzenlemeyle 1 Temmuz’a ertelenmişti. 
 
2017 yılında çıkarılan kanunun ardından Tarım ve Orman Bakanlığının Tütün Üretimi, İşlenmesi, İç ve Dış Ticareti ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği Aralık 2020 tarihinde yayımlandı. Yönetmeliğe göre tütün üreticilerinin tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip tütün çeşitlerinin üretildiği bakanlıkça belirlenmiş üretim merkezlerinde en az 250 tütün üreticisi gerçek kişinin bir araya gelerek Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri kurması gerekiyor. Çiftçiler bu durumun bazı kişilere rant sağlayacağını ve kendilerine bir gelir sağlamayacağını savunuyor. 
 
MA / Barış Polat