Kongreler dolu, lokantalar boş: İflasın eşiğindeyiz

img

İSTANBUL - Salgın yasakları nedeniyle sadece paket servis yapabilen lokanta ve kafe işletmecileri, kongreler ful doluyken kendilerine konulan yasaklara tepki göstererek, "İflasın eşiğindeyiz" dedi.

AKP iktidarının ekonomik politikalarının yanı sıra koronavirüs salgının da etkisiyle derinleşen ekonomik krizin faturası, esnaf, işçi ve emekçiler başta olmak üzere halka kesildi. Krizin etkisini en ağır bir şekilde yaşayan kent esnafı, salgınla geçen bir yılda yaşadıklarını anlattı. Hiçbir destekleme olmadan alınan yasak kararlarıyla iflasın eşiğine geldiklerini ifade eden lokanta ve kafe işletmecileri, işletmelerini sadece daha az zarar etmiş olmak için açtıklarını belirtti. Esnaflar, öte yandan borç batağına saplandıklarını belirterek, iktidarı eleştirdi.
 
DAHA AZ ZARAR İÇİN…
 
Kafe işletmecisi Erim Ketenci, salgının başlamasının üzerinden geçen 1 yılda çok ciddi zorluklar yaşadıklarını belirtti. Yasaklamalardan kaynaklı hem kendilerinin hem de halkın bıkma noktasında olduklarını aktaran Ketenci, salgından dolayı sadece paket servis yapabildiklerini söyledi. Paket servis ile herhangi bir kar elde edemediklerini, yalnızca zarar oranını düşürdüklerini dile getiren Ketenci, ek bir gelirleri olmadığı için sadece kafeye bel bağladıklarını ve devletten de tatmin edici bir destek alamadıklarını belirtti.
 
BİR YILDIR İŞ YAPAMADILAR 
 
Ketenci, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: “Kafeyi kapattığımızda da zarar ediyoruz, açık tutup paket servis yaptığımızda da zarar ediyoruz. Artık ayakta kalmak için açıyoruz. Ama aylık ortalama 15-20 bin lira gibi bir para cebimizden çıkıyor. Ne kira yardımı ne de farklı bir yardım alabiliyoruz. Nasıl toparlayacağımızı bilmiyoruz. Çalışmalarımızı, fizibilitelerimizi 6 ay ayakta kalabilmek üzerine yapıyoruz ama bir senedir iş yapmıyoruz. Şu anda sadece paket servis yapıyoruz. Bunlar için de çok ciddi komisyonlar ödüyoruz. Bir şekilde her ay sabit bir ücret çıkıyor cebimizden. Bununla ilgili yapılan tek hamle KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesiydi. Onun da çok fazla işe yaramadığını söyleyebiliriz.” 
 
LEBALEB KONGRELER!
 
AKP’nin yaptığı kongreler dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Maşallah salon lebalep dolu” sözlerini hatırlatan Ketenci, “Siyasilerin hepsinin test yaptırdığını ve hepsinin negatif olduğunu düşünürsek tamam, kongrelerini yapsınlar ama Karadeniz’de artan vakaları düşününce öyle bir şey de söz konusu olmadığı görülür. Umarım kandırılmıyoruz. Çünkü bu faturayı sadece esnafın ödemesi adil değil. Biz bütün önlemleri aldık. Şu saatlerde ya da günlerde kapatın dediler, kapattık, mesafe koyduk, hijyen konusunda yeteri önlemimizi aldık. Salgının yayılmasında restoran ve kafelerin yüzde 15 gibi bir etkisinin olduğunu söylemişlerdi. Sadece basit bir matematik hesabı yaparsak, kafe ve restoranların kapanması ile yüzde 15 bir düşüş yaşanmadı. Böylece bu işin kafelerle alakalı olmadığını gördük. Bunun yerine ev ziyaretleri, toplantılar azalsaydı da keşke biz açık kalsaydık. Benim devletten bir yardım beklentim de yok. Bizi açsınlar, biz yapabildiğimiz kadarını yapalım. Saat kısıtlaması, mesafe gibi önlemler olsun, biz önlemlerimizi alabiliriz. Mekanlar layıkıyla denetlenirse, çok sıkıntı olmaz zaten” dedi.
 
ESNAFLAR İÇİN KARA GÜNLER
 
Ketenci, bulundukları civar esnafının da kötü durumda olduğuna işaret ederek, kiminin iflas ettiğini, kiminin de paket servis ile tutunmaya çalıştığını söyledi. Ketenci, “Ben de menümde olmayan ürünleri yaparak, ekstra olarak satmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Biz burayı evlerde duran insanlara paket servis gönderebilmek için açık tutuyoruz ama aslında insanlar şu an dışarıda. Evde de marketten aldıkları şeyleri yaparak doymaya çalışıyorlar. Komple sokağa çıkma yasağında kapalı olsak, açıkçası bu kadar şikayet etmezdim” diye konuştu.   
 
İŞLER YÜZDE 90 DÜŞTÜ
 
Lokanta işletmecisi Ekin Canalıcı, salgından ciddi oranda etkilendiklerini belirterek, “İşlerimiz yüzde 90 oranında düştü. İnsanların alım gücü kalmadığından dolayı ne kadar üretsek de bunu satmakta ciddi problemler yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
ZARAR VE BORÇ BÜYÜYOR
 
İşyerini sadece daha az zarar etmek için açtıklarını söyleyen Canalıcı, “Bazen günde 500 lira, bazen 300 lira zarar ediyoruz. En azından 300 lira zarar etmiş olalım diye dükkanı açık tutmaya çalışıyoruz. Ama özellikle 24 Kasım’dan sonra dükkanı döndürebildiğini söyleyemem. Ondan önceki ilk kapatma döneminde zaten tamamen kapatmıştık. Elimizde bir birikim vardı, herkesi ücretli izne çıkarmıştık. Fakat son yasaklarda elimizde bir birikim kalmadığı için en azından arkadaşlarımızın yevmiyeleri çıksın, faturaları, vergileri daha sonra öderiz diye açtık. Kiranın da zaten yarısını ödeyebiliyoruz. Borçlarımız her geçen gün artıyor. Toptancıya, kasaba, mal sahibine borç büyüyor. İçeride arkadaşlarımızın alacakları büyüyor. İşyerini hiçbir şey yoksa bile günlük giderlerimizin asgarisinin de asgarisi düzeyinde karşılayabilelim, yoksulluğun, açlık sınırının altında bile olsa en azından sıcak bir şey boğazımızdan geçsin diye açık tutuyoruz” diye anlattı.
 
TAKSİDİNİ ÖDEYEMEDİ
 
Salgının başlamasının ardından destek adı altında Nisan ayında geri ödemeli 25 bin TL kredi çekebildiğini ifade eden Canalıcı, kredi ödemelerinin Ekim ayında başlamasına rağmen şimdiye kadar hiçbir taksiti ödeyemediğini söyledi. Böyle devam etmesi halinde ödemeleri yapamayacaklarını dile getiren Canalıcı, “Açık söylemek gerekirse, alabilecekleri bir şey olmadığı için en fazla yemeklerimizi haczedebilirler. Onu da buyursunlar alsınlar” dedi.
 
DESTEK DEĞİL KÖSTEK
 
Canalıcı, karşılıksız hiçbir destek alamadıklarına ve süreç içerisinde çok ciddi miktarlarda zarara uğradıklarını belirterek, “Biz gene paket servis ile devam ettiğimiz için günlük 300 ile 500 lira arası zarar ediyoruz. Süreç içerisinde 100-150 bin lira arasında bir zararımız oldu. Fakat psikolojik olarak yarattığı tahribat, kredileri ödeyemediğimiz için gelen faizler de hesaba katıldığında daha da yüksek bir meblağa denk geliyor. Ne yazık ki Türkiye’de ekonomi doğru planlanan bir durum olmadığı için gene bunlar paldır küldür talep edilecek, insanlar gene ödeyemeyecek ve bu da başka krizlere yol açacak. Süreç içerisinde bir destek görmedik, daha çok köstek oldular. İşte, ceza kesmek için yer arıyorlar. Cezayı da kesseler onu da ödeyemeyeceğiz, bizim için fark etmiyor” şeklinde konuştu. 
 
MA / İdris Sayılğan - Rojin Altay