Üç kadın gerçekleşen bir hayal!

img

MUĞLA – Nilüfer Akaya, Nevil Akşun ve Hatice Yıldırım Pekuz, açtıkları tandır evi ile hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. Pişirdikleri ekmeklerle yöresel bir tat sunan kadınlar, hemcinslerine ise üretimden kopmamalarını tavsiye ediyor. 

Türkiye ekonomisi her geçen gün kötüye giderken, var olan kriz ve kaostan en çok etkilenen kesimlerin başında kadınlar geliyor. Birçok alanda olduğu gibi ekonomide de yer bulamayan kadınlar, kendi alternatifleriyle ayakta kalma mücadelesi veriyor. Muğla'nın Bodrum ilçesine bağlı Konacık Mahmallesi’nde de Nilüfer Akaya (28), Nevil Akşun (44) ve Hatice Yıldırım Pekuz, iki ay önce açtıkları tandır evi ile geçimlerini sağlıyor. Hatay yöresine ait kete, biberli, çökelekli ve baharatlı ekmekleri tandır ateşinde pişiren kadınlar, Hatay lezzetini Bodrum’a taşıyor.
 
Sabahın erken saatlerinde iş başı yapan kadınlar, akşam saatlerine kadar tandır ateşi başında yüzlerce ekmek pişiriyor. Kadınların pişirdiği ekmeklerden lavaş 1 TL 75 kuruş, biberli 3 TL ve kete ise 7 ile 10 TL arasında satılıyor. 
 
HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
 
Kendi emeğiyle bir iş yeri açma hayalini gerçekleştiren kadınlardan Nilüfer Akaya (28), Bodrum’da yöresel tatların olmamasından kaynaklı tandır evinde karar kıldıklarını söyledi. Yöresel tat olduğu için de ilginin iyi olduğunu ifade eden Akkaya, ileriki zamanlarda çeşitlerini arttıracaklarını belirtti. Akkaya, “Bodrum’da yöresel olarak ilk tandır evi burası. Kadınlar genelde girişimci olarak bir iş yeri açma konusunda ‘ben yapamam’ korkusu veya çevremden ‘olumsuz tepki alır mıyım’ diye kaygılar taşıyor. Aslında hiç öyle değil. Erkeklerden daha başarılı olduğumuzu düşünüyorum” diye konuştu.  
 
‘HER İŞİN ZORLUĞU VARDIR’
 
Hatay Serinyol ilçesinden 2 ay önce Bodrum’a gelen Nevil Akşun ( 44), ekonomik koşullardan dolayı çocuk yaştan itibaren çalışmaya başladığını dile getirdi. 12 yaşından beri tandır ekmeği yaptığını kaydeden Akşun, “12 yaşımda hamur açmayı annemden öğrendim. Her şeyi geride bırakıp buraya geldim. Sabahın erken saatlerinde gelip dükkânı açıyoruz ve temizlik yaptıktan sonra kahvaltı yapıyoruz. Sonra tandırı yakıyorum ve ekmekleri pişiriyorum. Arkadaşlarım hamuru açıp bezeleme yaptıktan sonra bana veriyorlar bende tandırda pişiriyorum. Her işin bir zorluğu olduğu gibi tandır başında beklemekte cehennem ateşi gibi ama kendi işim olduğu için seviyorum. Tandır ekmeği işi ve işlevi o kadar zor ki bir anlık dikkatsizlik sizin ellerinizin ya da kolunuzun yanmasına neden olabilir. Hiç kolay değil” ifadelerini kullandı. 
 
‘DAHA FAZLA KADINA ULAŞMAK İSTİYORUZ’
 
Fırın ekmeğiyle arasındaki farkın sık sık sorulduğunu dile getiren Akşun, işleri ilerlettikten sonra birçok kadına istihdam alanı olmayı hedeflediklerini söyledi. Hatay’dan Bodrum’a hayallerini gerçekleştirmek için geldiğini belirten Akşun, tüm kadınların cesaretli olup hayallerinin peşinden gitmesini istedi. 
 
GÜNDE 300 EKMEK PİŞİYOR
 
Hatay’dan Bodrum’a gelen Hatice Yıldırım Pekuz ise, eşinin yurtdışında çalıştığını söyledi. Üretimden uzak kalmak istemediğini ifade eden Yıldırım, kendi ayakları üzerinde durmak için çalıştığını kaydetti. Bodrum’da iş sahasının geniş olduğunu ancak yöresel tatlara pek yer verilmediğini aktaran Yıldırım, olumlu tepkiler aldıklarını vurgulayarak, “Cesaret etmek bana ayrı bir özgüven verdi.  İnsan çalıştığı zaman özgüveni artıyor. Yaptığımız iş zor ama hep beraber bir aile gibi çalışıyoruz. Günde yaklaşık 300 civarında ekmek pişiriyoruz” dedi. 
 
MA / Esra Solin Dal