Ege ‘çılgın proje’lerin hedefinde

img

İZMİR - Ege kentlerinin ekolojik tahribatlarla İstanbul yapılmak istendiğini belirten HDK Ekoloji ve Yaşam Meclisi Sözcüsü Erol Akça, kentlerin "çılgın proje"lerin hedefinde olduğunu söyledi. 

Doğa tahribatının merkezinde olan Ege'de, her gün bir enerji projesi hayata geçiriliyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji ve Yaşam Meclisi Sözcüsü Erol Akça, bölgede yaratılan rant politikalarını değerlendirdi. Sürdürülebilinir enerji politikaları üzerine doğa ve yaşamın tahrip edildiğini belirten Akça, özellikle Rüzgar Enerji Santralleri (RES), Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ve Hidroelektirk Santralleri (HES) altındaki projeler ile ormanlık ve verimli tarım arazilerinin yok edildiğini söyledi. 
 
Ege’nin kentlerinden Aydın’da enerji politikaları kapsamında kentin yerleşim yerlerinin de dahil olduğu yüzde 70’lik bir kesimin JES alanı olarak belirlendiği bilgisini paylaşan Akça, Muğla ve İzmir’in ise RES bölgesi olarak seçildiğini söyledi. İzmir’de Karaburun, Çeşme, Kemalpaşa ve Foça'nın RES panelleri ile kuşatıldığını belirten Akça, “Çeşme'de aşağı yukarı 280’e yakın RES tribünü kurulmuş durumda. Türkiye’nin turizm alanı olarak görülmesine rağmen RES’lerle beraber Çeşme’de diğer turistik yerlerde ciddi tahribatlar söz konusu. Yaşam alanları hayvan yaşam alanları tahrip ediliyor” dedi.
 
‘KARABURUN’DA YÜZDE 16’LIK YAŞAM ALANI KALDI’
 
RES’lerin 200 metrenin altına indiği zaman hastalıklara neden olduğunu dile getiren Akça, “Tıp dilinde ‘rüzgâr tribünü sendromu’ var ve Çeşme’de yoğun bir şekilde artık görülmekte. Çeşme'de rüzgâr tribünleri kurulurken dikkat edilmesi gereken en kısa mesafeli yaşam alanları, 1400 metreyi ihlal etmiş durumda. Bugün Çeşme’de RES’ler 200 metreye kadar girmiş” dedi. Ege’de verimli tarım arazileri ve orman arazilerinin azaldığını belirten Akça, Karaburun’da yaşam alanı olarak sadece yüzde 16’lık bir alanın kaldığını söyledi. Özellikle RES projelerinin her geçen gün yaygınlaştırıldığını dile getiren Akça, bu çerçevede Bergama’da bir RES tribünü fabrikası kurulduğunu ifade etti. 
 
‘SUİİSTİSMALLERLE SÜRDÜRÜLÜYOR’
 
Valiliklerce birbiri ardına verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir) raporlarına da dikkat çeken Akça, Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK), ÇED raporlarıyla daha önce iptal edilen projelerin hayata geçirildiğini söyledi. Akça, OHAL’in toplumun tamamında olduğu gibi ekolojik tahribatta da uygulanmasının suiistimallerle sürdürüldüğünü belirtti. 
 
‘PROJELERE KARŞI ORTAK MÜCADELE' 
 
Mevcut hükümetin İzmir’in İstanbullaşması gibi stratejik bir yol izlediğini ifade eden Akça, hükümetin "çılgın proje" olarak adlandırdığı projeleri ile Ege kentlerini hedef aldığını belirtti. "Çılgın proje"lerden en önemlisinin İzmir Geçiş Projesi olduğunu belirten Akça, projenin bilimsellikten uzak olduğunu söyledi. Ege kentlerinin İstanbul’da olduğu gibi aynı sermaye çevreleri tarafından talan edildiğini belirten Akça, tüm projelere karşı ortak mücadeleyi öreceklerini ifade etti.