Karataş: Türkiye nükleer çöplüğe çevrilmek isteniyor

img
İSTANBUL – Yapımı süren nükleer santraller ile Türkiye’nin nükleer çöplüğe çevrilmek istendiğini belirten Sinop Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Zeki Karataş, topyekun bir mücadeleyle ancak bu santrallerin engellenebileceğini söyledi. 
 
Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) 1957 yılında üye olan Türkiye, bu üyelikle birlikte Mersin Akkuyu, Kırklareli İğneada ve Sinop İnceburun nükleer santral projelerini hazırladı. Uzmanların uyarılarına ve doğal yaşam savunucularının itirazlarına rağmen Akkuyu’daki santral yapımı devam ederken, diğer iki santral ise hala proje aşamasında. 
 
Nükleer santrallerin Türkiye’ye bir faydasının olmadığını söyleyen Sinop Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Zeki Karataş, nükleer santral meselesinin küresel bir sorun olduğunu kaydetti.
 
Karataş, nükleer santrallerin iktidarın ifade ettiği şekilde ‘milli ve yerli bir enerji türü’ olmadığını da vurguladı. Karataş, "Mersin'deki Akkuyu’dan biliyoruz ki santralin bulunduğu yer, Rusya ait olan Rosatom şirketine tahsil edilmiş durumda. Yani kendi ülkemizde bir başka ülkenin toprağı var. Sinop’ta da böyle bir durum söz konusu olabilir. Dünyada en büyük nükleer santral alanı 2 kilometre kareyi aşmıyor. Ancak Sinop’ta 10,5 kilometre kare bir alan seçilmiş durumda" dedi. 
 
‘TÜRKİYE’NİN NÜKLEERE İHTİYACI YOK’
 
Geçmişte yaşanan nükleer felaketleri hatırlatan Karataş, "Dünyada yaklaşık 6 bin nükleer felaket yaşandı. Bunlardan en belirgini 1979 yılında ABD, 1986 yılında Çernobil felaketi ve 2011 yılında ise Fukuşima’da yaşandı. Bu bölgelerde yaşanan nükleer kazalar gösterdi ki teknik olarak oradaki yaşamı koruma şansı pek fazla yok” ifadelerini kullandı.
 
Çernobil’deki nükleer patlamasından Türkiye’nin de olumsuz etkilendiğini hatırlatan Karataş, “Çernobil ile Türkiye arasındaki mesafe bin 600 kilometre. Bu bizi bu kadar etkilediyse Türkiye içinde yapılacak tek bir nükleer santral bütün bir ülkeyi olumsuz etkileyecektir” diye uyardı.
 
Türkiye’nin nükleer enerjiye ihtiyacının olmadığını vurgulayan Karataş, şunları ekledi: “89 bin megawatt (mw) kurulu güce sahip olan bir enerji arzı var. Ama talep şuana kadar hiçbir şekilde 42 bin mw'nin üzerine çıkmadı. Dolayısıyla Türkiye’nin ürettiği enerji miktarı Türkiye’nin ihtiyacı olan enerji miktarının en az iki katı kadar. 2030 yılına kadar da henüz Türkiye’nin böyle bir enerji ihtiyacı söz konusu olmadığını enerji planlayıcıları söylüyor.” 
 
‘ÜLKE NÜKLEER ÇÖPLÜĞE ÇEVRİLMEK İSTENİYOR’
 
Buna rağmen iktidarların yabancı sermayeyi daha fazla zengin etmek ve ülkenin tam bir nükleer atık alanı yapmak istediğini söyleyen Karataş, "Bu 50 yıldır Türkiye’deki hükümetlerin vazgeçmediği sevdası halindedir. Bu anlayış Türkiye'ye bir şey kazandırmaz" dedi. 
 
 
'TOPYEKUN MÜCADELE ÖRGÜTLENMELİ'
 
Bu yüzden nükleer santrale karşı mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten Karataş, “Daha çok halkı bu konuda bilinçlendiriyoruz. Nükleer santralin insan ve doğaya verdiği zararlarına ilişkin daha çok halkı aydınlatıyoruz" dedi. Karataş, son olarak böylesi projelerin hayata geçmemesi için topyekûn bir mücadelenin örgütlenmesi ihtiyacına dikkat çekerek, herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet etti.