İZMİR - Harmandalı Düzenli Atık Depolama Alanı Tesisi çevresinde yaşayan yurttaşlar, çöp kokusu ve sızıntısından rahatsız olduklarını belirtirken, İBB İletişim Koordinatörü Özgür Gürbüz ise atmosfere bırakılacak olan metan gazının bertarafı edileceği ve çevresel etkilerinin azaltılacağını söyledi. 

 

İzmir Çiğli ilçesine bağlı Harmandalı Düzenli Atık Depolama Alanı'nda bulunan katı atık Depolama Tesisi’ne ilişkin tartışmalar devam ediyor. Atık depolama tesisi çevresinde yaşayan yurttaşlar ise yoğun çöp kokusundan dolayı rahatsız.

 

'ÇÖP SUYU MAHALLERİN İÇİNE BOŞALTILIYOR'

 

Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde yüksek lisans öğrencisi ve o bölgede yaşayan Caner Bostancı, Harmandalı üzerine araştırma tezi hazırladığını söyledi. Yurttaşların uzun yıllardır koku ve çöp sızıntısı problemiyle cebelleştiklerini söyleyen Bostancı, bataklık bir arazide insanların pencerelerini dahi açamadıklarını söyledi. Bostancı, çöp araçlarının mahalle derelerine su sızdırdığını belirterek, son 2 yıldır drenaj borularının döşendiğini ifade etti. Bostancı, “Bu borular da kış döneminde atığı kaldıramadığı için çöp suları mahalleden akmaya devam ediyor. Bununla birlikte çöp taşıyan tırlar çöplerin suyunu mahallelerin içinde boşaltıyorlar” şeklinde konuştu.

 

‘MUHATAP BULAMIYORUZ’

 

“Bugün belediye yönetimi değişmiş olsa da Harmandalı’da yaşayan insanların şikâyetlerini dikkate almama tavrı sürüyor” diyen Bostancı, “Kendi çevreci belediyecilik anlayışlarıyla çelişiyorlar” diyerek tepki gösterdi.  Bunları konuşmak için muhatap bulamadıklarını söyleyen Bostancı, “Biz muhatap bulamıyoruz. Koku ve su sızıntısını ortadan kaldırdıklarını söylüyorlar, böyle olmadığını kendi gözleriyle görmeleri için mahallemize davet ediyoruz. İşçiler İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bir günde illegal ilan edilip, 20 yıldır bu insanların geri dönüşüm yapmasına göz yuman belediye yöneticileri, şimdi karşılarına silahlı güvenlikleri çıkarıp işsiz bırakıyorlar” diye belirtti. 

 

GEREKLİ İZİNLER ALINDI 

 

Konuya ilişkin görüştüğümüz İzmir Büyükşehir Belediyesi İletişim Koordinatörü Özgür Gürbüz ise, Düzenli Atık Depolama Tesisi projesinin hayata geçirilmesi ile atmosfere bırakılan metan gazının bertarafı sağlanacağını ve çevresel etkilerinin azaltılacağını belirtti. Gübrüz, “Projemizle ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği kapsamında hazırlanan fizibilite raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan fizibilite raporumuz incelenmiş ve yine bahsi geçen Bakanlıktan alınan ve hâlihazırda tabi olduğumuz tüm Türkiye de ki bütün çöp depolama gazından elektrik enerji üretim tesislerinin sahip olduğu izinler alınmıştır” diye konuştu. 

 

1989’da Boğaziçi Üniversitesi tarafından projelendirilen ve 1992 yılında faaliyete başlayan Harmandalı Çöplüğü için Gürbüz, ülke genelinde deponi gazından elektrik enerjisi üretimi ile ilgili çalışmaların 2005 yılında başladığını ve bu kapsamda Enerji ve Tabi Kaynaklar tarafından verilen Yenilebilir Enerji Destekleme Mekanizması Teşviği  (YEK) desteği kapsamında  bütün illerde biyogaz tesisleri kurulduğunu aktardı. İzmir'e de bu çevre yatırımının kazandırıldığını ifade eden Gübrüz, "Mahalle halkının ısrarla üzerinde durduğu nokta başından beri bir bilgilendirme yapılmamasıdır. Bu noktada belediyenin yaptığı basın toplantıları ve projenin sunum etkinliğini yapıldı" dedi. 

 

'BERTARAF EDİLECEK’

 

Harmandalı Düzenli Atık Depolama Tesis alanındaki çöp depolama gazı içerisinde yer alan gaz ölçümlerinin rutin olarak yapıldığını vurgulayan Gürbüz, “Tesis kurulumu ile tesisinde toplanan çöp depolama gazı, sülfür gazı filtreleme ve arıtma işlemlerinden geçirilerek saflaştırılacak ve soğutulacak bu şekilde tesisi besleyerek temiz ve yenilebilir enerji eldesi sağlanacaktır. Her türlü filtrasyon (fiziksel arıtma) atığı da kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yasal tesislerde gerekli şekilde bertaraf edilecektir. Tesis içerisinde ayıklama yapılması, gerek ayıklama yapan kişi ya da kişilerin can güvenliği, gerekse şantiye niteliğinde yoğun iş makinaların çalıştırıldığı tesiste, tesis çalışanlarının can ve mal güvenliği açısından sakınca yarattığı gibi, iş ve iş sağlığı açısından da yoğun risk arz etmektedir” diye konuştu.