Antalya bölgesinde çok sayıda Hidroelektrik Santrali (HES) faaliyet gösterirken, 25’i de inşaat halinde.  Bölgede yapılan HES’lere karşı mücadele eden Antalya, Isparta, Burdur, Denizli ve Kaş Platformu (A Platformu) Sözcüsü Hediye Gündüz, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ve iklim kuşağı nedeniyle suyu kısıtlı olan bir ülke durumunda olduğunu ve tarım ülkesi olmasından kaynaklı yapılan HES’lerin ciddi zararlar verdiğini söyledi. 

 

Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı Değirmen köyünde yapılmak istenen HES’in bir kısmının Köprüçay Kanyon Milli Parkı'nda ve köyün ortasından geçtiğini belirten Gündüz, köylülerin ilk dönemlerde zararlarını bilmedikleri HES’e karşı çıkmadıklarını ancak köyün geçim kaynağı olan balıkların ölmesiyle birlikte mücadeleye başladıklarını söyledi. 

 

DEVLET BALIK ÖLÜMLERİNE SESSİZ

 

Yaşanan balık ölümlerine ilişkin Antalya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne başvuru yapıldığını ancak müdürlüğün ilgilenmediğini dile getiren Gündüz, “Yapılan HES yüzlerce balığın katili olmuştur” dedi. 

Köyde başka bir su kaynağına yapılmak istenen HES’in de köylülerin mücadelesi üzerine durdurulduğunu anlatan Gündüz, halkın bilinçlenmesiyle birlikte Antalya’daki yeni yapılan HES oranında bir düşüş olduğunu dile getirdi. 

Gündüz, "HES’lere karşı en etkili yol insanlara HES’lerin zararını anlatmaktır. Ve de köylü ile birlikte mücadele etmektir" diye konuştu.

 

Tarımla uğraşan köylülerin suyun değerini iyi bildiğini ve tarım ile uğraşan tüm ülkelerde su için büyük mücadeleler verildiğini dile getiren Gündüz, bugün de köylülerin su için HES’lere karşı mücadele içinde olduğunu ifade etti.  

 

HES’LERİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDU

 

Devletin ilk dönemlerde HES’lerin etkilerinin köylüler tarafından bilinmemesinden yararlanarak inşa ettiğini belirten Gündüz, ancak köylülerin HES’lerin doğa ve suya olan zararlarını öğrendikten sonra buna karşı mücadele geliştirmeye başladığını aktardı.  

 

Antalya'nın su kaynaklarının fazlalığı ve doğası nedeniyle HES’lerin hedefi haline geldiğini anlatan Gündüz, kent halkının HES'i istemediğini belirterek, "Antalya, Akdeniz'de yaşayan bütün endemik bitkileri bünyesinde barındırıyor. Kent aynı zamanda tarım faaliyetlerinin de son derece yoğun olduğu bir bölgedir. Derelerin kenarında tarım faaliyetleri ile uğraşan çiftçilerin suyunun önünün kesilmesi durumunda verimsizleşme ve tarım ürünlerinde de hastalıklar meydana gelişmesi nedeniyle mücadele etmeye başladı” diye ifade etti. 

 

Kimsenin suyun akışını engelleme hakkı olmadığını söyleyen Gündüz, halkın derelerin özgür akması için mücadele verdiğini söyledi.