İzmir'de rant projeleri tek tek tespit edildi

img

İZMİR – “İzmir ve Ege Bölgesi'nde Planlanan Rant Projeleri Raporu”nda  İzmir ve çevresinde uygulanacak rant projelerine yönelik yasa ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle ayrıcalıklı imar hakkı tanınmaya çalışıldığı vurgulandı.

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Doğa Derneği ve Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), “İzmir ve Ege Bölgesi'nde Planlanan Rant Projeleri Raporu”nu tamamladı. Kamuoyu ile paylaşılan raporda, İzmir ve çevresinde uygulanacak rant politikalarına yönelik yasa ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklere dikkat çekilerek, bu değişiklikler tek tek ortaya konuldu. Gelecekte nasıl bir tablonun beklediğine işaret edilen raporda, yapılan değişikliklerin skandal boyutları da gözler önüne serildi. 
 
PLAN 3 KEZ DEĞİŞTİRİLEREK ONAYLANDI
 
Raporun, “Planla Getirilen Hukuksuzluk ve Rant - 1/100000 Manisa-İzmir Çevre Düzeni Planı” başlığında,  “İzmir ve Manisa illerinin il sınırlarını kapsayan 1/100.000 Ölçekli İzmir – Manisa Çevre Düzeni Planı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından son 1,5 yıl içerisinde 3 defa değiştirilerek onaylanmıştır” denildi. Devamında ilgili plana yapılan müdahalelerle belirli kişi ve kurumlara rant sağlandığına yer verilen raporda, “Noktasal müdahalelerle, bazı kişi ve kurumlara rant aktarmaya yönelik spekülatif, noktasal müdahalelerin, değişikliklerin yapıldığı, bu değişikliklerin içinde dava ile iptal edilen bazı plan kararlarının olduğu tespit edilmiş, dolayısıyla açıkça ayrıcalıklı imar hakkı tanınmaya çalışıldığı görülmektedir” ifadelerine yer verildi. 
 
'TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN SONUÇLAR DOĞURACAK'
 
Raporun, “Bölgemizdeki doğal SİT alanları statüleri değiştirilerek doğal SİT alanlarının yapılaşmaya açılması hedeflenmektedir” başlığında ise, şöyle denildi: “Korunan alanların tespit-tescil ve yeniden irdelenmesi konusunda hazırlanan mevzuat hükümlerinde, kesin korunacak hassas alanlar için belirlenmiş kriterlerin büyük bir bölümünü taşıdığı bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş habitatından, sahip olduğu doğal çevresinden farklılaştırılan ve derecesi değiştirilen parçaların telafisi mümkün olmayacak şekilde tahribata açık ve savunmasız hale getirilmesi anlamı taşımaktadır ki; bu durum hukuka, mevzuata, bilime, kamu yararına, koruma esaslarına açık bir şekilde aykırıdır.” 
 
ON BİNLERCE FLAMİNGO TEHDİT ALTINDA
 
Raporun "Gediz Deltası Sulak Alanlarda Yapılan Değişiklikler” başlığında ise, Gediz Deltası’nın 40 bin hektarlık bir alanı kapladığına yer verildi. Delta’da her yıl on binlerce flamingonun bulunduğu kaydedilen raporda, deltanın Doğal ve arkeolojik SİT olarak koruma altında olduğu vurgulandı. Deltanın, sulak alanlarla ilgili mevzuat değişiklikleri ve “Körfez Geçiş Projesi” tehdidi altında olduğu vurgulandı. 
 
Devamında Gediz Deltası’nın Avrupa’nın en önemli flamingo üreme bölgesi ve Anadolu’nun en önemli delta ekosistemlerinden biri olduğu hatırlatılan raporda, hükümetin sulak alanlar ve nehirler başta olmak üzere tüm doğayı tehdit ettiği ve deltanın korunması gerektiğinin altı çizildi. 
 
'KÖRFEZ GEÇİŞ PROJESİ' BİLİMSELLİKTEN UZAK
 
Raporun bir diğer bölümünde ise, Başbakan Binali Yıldırım’ın İzmir’in “Çılgın Projesi” olarak tanıttığı “Körfez Geçiş Projesi” ele alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın proje ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu için “Olumlu” karar verdiği hatırlatılarak, “Körfez Tüp Geçişi Projesi ÇED Raporu; kent Planları, 2009 Ulaşım Master Planı,  plan kararları ve mevcut durum ile ulaşım talepleri yönünden gerekliliği, yer seçim kararı, körfezin depremselliği, meydana gelebilecek riskler açısından gerekli fay araştırmasının yapılıp yapılmadığı, doğa koruma alanlarına etkisi ve rant baskısı ve tüm bu faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde, çıkan sonuç mevzuata açıkça aykırılıklar içeren, bilimsellikten uzak, gerçekçi olmayan, hem proje bedeli, hem de çevresel etkileri bakımından kamu yararının aksine kamu zararı oluşturacak, gelecekte telafisi mümkün olmayan bir mega proje olduğu ortaya çıkmaktadır” denildi. Raporda, ayrıca projenin özellikleri bakımından Çevre Kanunu Ramsar Sözleşmesi ve Bern Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine aykırı olduğuna yer verildi. 
 
RANT PROJELERİNE KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI
 
Raporun sonuç bölümünde ise, ilk üç başlıkta ifade edilen Çevre Düzen Planındaki değişikliklerin konut ihtiyacının ötesinde yapılaşmaya açıldığı belirtildi. Değişikliklerle aşırı bir nüfus artışının hedeflendiği ve değişiklik kararlarının, İzmir Körfez Geçişi Projesi ile önemli bir bağlantısı olduğu kaydedildi. Raporda tarihi, kültürel, doğal bütün değerlerin tehdit altında olduğu belirtilirken, ilgili projelerin rant projeleri olduğu ve projelere karşı mücadele çağrısı vurgulandı.