Bafa Gölü tehlikede

img
AYDIN - Kuruma tehlikesi olan Bafa Gölü’nün eski haline gelebilmesi için doğru politikaların hayata geliştirilmesini isteyen SÖKE-ÇEP Eşsözcüsü Ali Makal, göle can veren yeraltı sularını tüketen fabrikaların kapatılması gerektiğini belirtti.  
 
İklim krizinin yarattığı etki, küresel ısınma ve yanlış su politikaları nedeniyle su kaynakları kuruyor. 2020 yılında bir rapor hazırlayan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, ülkede son 60 yılda Marmara Denizi'nin yüz ölçümünden daha büyük, neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70'e yakın doğal gölün kuruduğunu açıkladı. Kuruma tehlikesiyle yüz yüze olan göllerden birisi de Aydın'ın Söke ilçesinde bulunan ve tarihi milattan sonra 3'üncü yüzyıla dayanan Bafa Gölü. 
 
Muğla ile Aydın sınırlarında yer alan ve "Latmos" olarak bilinen 8 bin yıllık kaya resimlerinin bulunduğu Beş Parmak Dağları’nın gölgesinde bulunan göl, turizmin yanı sıra balıkçılık için de önemli bir yer. Göl, aralarında nesli tükenmekte olan kuşların da bulunduğu 261 kuş türüne üreme ve konaklama ortamı sağlıyor. Doğal güzellikleri ve farklı canlı türleriyle dikkati çeken göl son yıllarda kuruma tehlikesi altında. Yanlış su politikaları ve kuraklığın söz konusu tehlikenin nedenleri olduğu belirtiliyor. Devlet Su İşleri (DSİ) 21'inci Bölge Müdürlüğü verilerine göre, Bafa'da sular 1,5 metre çekilirken, Söke ilçesindeki Serçin mahallesinin bir kısmında ise göl tamamen kurudu.
 
Söke Çevre Platformu (SÖKE-ÇEP) Eşsözcüsü Ali Makal, göldeki tehlikenin nedenleri ve buna karşı alınması gereken önlemlere dair değerlendirmelerde bulundu.
 
FABRİKALAR SUYU TÜKETİYOR
 
Makal, yanlış su kullanımının göl suyunun çekilmesinin temel nedenlerinden olduğunu söyledi. Makal, yanlış tarım sulamaları ve fabrikaların yer altı su kaynaklarını kullanmasına işaret ederek, "Bafa Gölü, Söke ovasının devamıdır. Bu nedenle Söke'deki seramik, kağıt, çimento ve iplik fabrikaları, biyokütle enerji santrali aşırı su tüketen işletmeler ve yer altı sularının kullanımı ile işletiliyor. Bu fabrikaların tükettiği suların arıtılmadan yeniden yer altına bırakılması ise doğa üzerinde daha çok etki yaratıyor. Göl çekiliyor, böylece bölge kuraklaşıyor" diye belirtti.
 
EKOLOJİK YAŞAMDA DARALMA
 
Gölün kurumasının çevresindeki ekosistemin de yok olmasına neden olduğunu belirten Makal, kurumanın devam etmesi durumunda göçmen kuşların bölgede konaklama yapmasına engel olacağını ifade etti. Ekosistemin bozulması halinde yaşam alanlarının da daralacağı uyarısında bulunan Makal, "Göl, özellikle çevrede yaşayan insanlar için geçim kaynağı. Göl, Latmos'un kıyısında olması nedeniyle içerisinde antik kalıntıları var. Göl aynı zamanda turizm çekim merkezi. Gölün önemini yitirmesi ve kuruması ekonomik soruna da neden olacaktır" dedi.
 
‘TOPRAĞIN KİMYASI BOZULUYOR’
 
Göl suyunun çekilmesi ile beraber tarımsal verimde de düşüşler yaşandığını dile getiren Makal, DSİ'nin buna karşı çözümünün Menderes Nehri'nden Bafa'ya su aktarmak olduğunu aktardı. Büyük Menderes Nehri'ndeki suyun kirli olmasından kaynaklı gölde de kirliliğinin arttığını belirten Makal, "Menderes'in kirli suyunun arındırılmadan Bafa Gölü'ne aktarılması tarım alanlarını da kirletti. Toprak kirliliği artınca çıkan ürünlerde ağır metallerin ortaya çıkması söz konusu. Menderes Nehri 4'üncü derece kirli suya sahip. Bu devletin kendi tespiti. Kirli su buraya geldiğinde gölün temiz suyu da kirlenmeye ve gölde bulunan canlılara zarar vermeye başladı. Canlı türlerinin azalmasının bir nedeni de Menderes ile buranın beslenme çalışması olarakta söylenebilir" diye konuştu. 
 
'GÖL’E SAHİP ÇIKMALI’
 
Gölün korunması için kitle örgütleriyle birlikte farkındalık çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Makal, gölün tekrar eski haline dönebilmesi için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: "Göle sahip çıkıp, özelliğini korumayı sağlamak gerekiyor. Bunun yanında gölü geliştirmek lazım. Devletinde içinde olacağı doğru su politikaları ile gölü temiz sularla beslemek gerekiyor. Vatandaşın yer altı sularının daha az kullanmasını sağlamak, ayrıca fabrikaların kullandığı ve arıtmadan tekrar doğaya bıraktığı suların arındırılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde göl kendisini besleyebilir ve genişleyebilir. Bunlar yapıldığında insanlar gölden daha çok verim alabilir." 
 
MA / Delal Akyüz