HABER MERKEZİ - İslam İşbirliği Teşkilatı (İTT) zirvesi sonrası açıklanan İstanbul Deklarasyonu'nun Türkçe metninin aksine, İngilizce metninde “Doğu Kudüs’ün, Filistin devletinin başkenti olarak tanındığı"na dair herhangi bir ifade yer almadı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı sonrası sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İTT) zirvesinin İstanbul Deklarasyonu'nun resmi dil olan İngilizce ve Türkçe metinleri arasında farklar olduğu ortaya çıktı.
T24 yazarı Yalçın Doğan’ın “Çarpıtılan bildiri: Kudüs skandalı” başlıklı bugünkü (16 Aralık) köşe yazısında verilen bilgilere göre, bildirinin İngilizce metninde “Doğu Kudüs’ün, Filistin devletinin başkenti olarak tanındığı"na dair herhangi bir ifade yer almadı.
Kaleme aldığı yazısında “Diplomatik metinlerde şeytan kelime oyunlarında gizlidir. Gerçek de, o kelimelerde, kelime cambazlıklarında saklıdır. İşte bu cambazlığın, gerçeği saklamanın, gerçeği farklı göstermenin çok çarpıcı bir örneği var karşımızda” diyen Yalçın, İİT Olağanüstü Zirvesi sonrası İngilizce ve Türkçe açıklanan sonuç bildirgesi arasındaki çok önemli farkın üzerinde durdu.
Açıklanan İstanbul Deklarasyonu'nun İngilizce metnine bakıldığında, İİT Olağanüstü Zirvesi’nin sonuç bildirgesinin 6. maddesinde, “Filistin Devletini tanıdığımızı teyit ederken, bütün dünyayı Doğu Kudüs’ü Filistin Devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyoruz” ifadesinin yer aldığına dikkat çeken Yalçın, burada sadece Filistin devletinin tanındığını, başkent olarak tanınması için ise dünyayı çağrıda bulunulduğunu ifade etti.
Buna karşılık Dışişleri Bakanlığı sitesine konulan Türkçe metinde yer alan ifade ise; “Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devletini tanıdığımızı teyit ederken, tüm dünyayı Doğu Kudüs’ü Filistin Devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyoruz” şeklinde.
Yalçın, yazısında bu duruma dair şu yorumlarda bulundu:
“Dışişleri İİT’nin İngilizce metnini Türkçeye çevirirken bir kurnazlık, bir kelime cambazlığı yapıyor. En başa ‘Başkenti Doğu Kudüs olan’ diye, asıl resmi metinde yer almayan bir eklemede bulunuyor. Yani asıl bildiriyi çarpıtıyor. Gerçeği bize, aziz Türk halkına farklı gösteriyor. Her zamanki gibi, bir başarı hikâyesi olarak. İç propaganda malzemesi olarak. Resmi metinde, ‘Başkenti Doğu Kudüs olan’ diye bir ibare yok, onu bizim Dışişleri ekliyor. Bu tam bir diplomatik skandal. Bize bir kandırmaca.”
NEDEN?
İki metin arasındaki farkın nedeni üzerinde de duran Yalçın, metinler arasındaki farkın gerekçelerini şöyle sıraladı:
“Çünkü, muhtemelen Doğu Kudüs’ü başkent olarak tanımaya yanaşmayan İslam Ülkeleri var. İİT içinde bu konuda bir anlaşma yok.
Kim bilir, Amerika ile papaz olmak istemeyen, Amerika ile farklı ilişkiler içinde olup, Amerika’ya ters düşmek istemeyen İslam Ülkeleri var.
Ve onlar İİT’nin resmi açıklamasına, Doğu Kudüs’ün İİT tarafından Filistin’in başkenti olarak tanınmasına karşı çıkıyor ve bunun resmi bildiride yer almasını engelliyor.
Filistin’in devlet olarak tanınmasında ise sorun yok, İslam Dünyası bunu zaten 1988’den beri tanıyor, yani bildirinin o bölümü yeni değil, malumun ilanı.
Dışişleri karışık
Peki, bizim Dışişleri olayı neden farklı gösteriyor?
Çünkü, muhtemelen Dışişleri İİT için sitesine koyduğu metni hazırlıyor ama, bunu diğer ülkelere toplantıda kabul ettiremiyor.
Hazırladığı metin elinde patlıyor.
Yine de, hiçbir şey olmamış gibi, o metne sitesinde yer veriyor. Başarısızlığını gizlemek adına.
Zaten skandal olan da bu.