DİYARBAKIR - Sur'daki çatışmalarda yaşamını yitiren ve Hasırlı Camisi'nin yanına defnedilen Hakan Arslan’dan 23 aydır haber yok. Oğlunun cenazesi için 16 kez Diyarbakır'a gelen Ali Rıza Arslan, “Sur’a gidip oğlumun cenazesini çıkartayım. Bir avuç toprağı olsun. İçim rahat etsin” dedi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015'te ilan edilen ve halen devam eden “sokağa çıkma yasağı” ardından çıkan çatışmalarda 22 Ocak 2016’da yaşamını yitiren ve yasak nedeniyle Sur’da defnedilen Hakan Arslan’ın cenazesinden 691 gündür haber yok. Erzurum’un Karayazı ilçesine bağlı Çavuşköy’de oturan Arslan’ın ailesi çocuklarının cenazesine almak için 16 defa geldikleri Diyarbakır'da her seferinde elleri boş döndü. Çocuklarının cenazesinin çıkarılması için Diyarbakır Valiliği ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları başvurudan sonuç alamayan Arslan ailesi, avukatları aracılığıyla Sur’dan çıkan ve tutuklanan kişilerle cezaevinde yaptıkları görüşme sonucunda cenazenin yasaklı alandaki Hasırlı mahallesindeki Hasırlı Camisi yanına defnedildiğini öğrenmişti. Bunun üzerine cenazenin defnedildiği yerin tespit edilip, çıkarılması için tekrar başvuruda bulunan ailenin talebini savcılık, cenazenin defnedildiği belirtilen yerde daha önce yapılan arama ve kazı çalışmalarında herhangi bir cenazeye rastlanmadığı gerekçesiyle reddetti.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BAŞVURUYU REDDETTİ
Bunun üzerine Baba Ali Rıza Arslan’ın, cenazenin çıkarılması için İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuru da aynı gerekçe ile reddedildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, çatışmalar cenazeleri Sur’da defnedilen Rozerin Çukur ve Ramazan Öğüt için de aynı cevabı vermişti. Ailelerinin ısrarlı talepleri sonucunda daha önce kazı yapılan alanda yeniden kazı yapılmış ve cenazelere ulaşılmıştı. Ancak Arslan ailesinin talebi aradan geçen 2 yıla rağmen kabul edilmiş değil.
SON 2 YILDA EN AZ 26 CENAZE ÇIKARILDI
HDP milletvekillerinin cenazenin bulunmamasına ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle Meclis'e verdiği soru önergesi üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen cevap verilmiş değil. Çatışmaların ardından iş makineleri ile tamamı yıkılan ilçede Arslan’ın cenazesinin de bulunduğu alanda “Sur sevgi ile yükseliyor” sloganıyla başlatılan inşaat çalışmaları ise aralıksız şekilde devam ediyor. Arslan’ın defnedildiği yer belli olmasına rağmen her seferinde yaptıkları başvurulara olumsuz yanıt alan aile, belirtilen alanda çocuklarının cenazesini çıkarmaları için kendilerine izin verilmesini istiyor. Öte yandan 2015 ile 2016 yılları arasında ilan edilen “sokağa çıkma yasakları” sonrası binlerce evin yıkıldığı Şırnak merkez ve Cizre ilçesi, Mardin’in Nusaybin ve Hakkari’nin Yüksekova ilçelerinde, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yapılan konutların inşası sürüyor. Konutların yapıldığı alanlarda şimdiye kadar en az 26 cenaze çıkarıldı. Ortaya çıkan bu tablo, resmi kurumların "cenaze yok" açıklamasını güvenilmez kılıyor.
‘İZİN VERSİNLER BEN GİDİP ÇIKARAYIM’
Tüm çabalarına rağmen sonuç alamayan baba Arslan, “Oğlumun cenazesine bekliyorum. Devlet oğlumun cenazesinin Sur’da olduğunu biliyor. Bugüne kadar 16 sefer Diyarbakır’a geldim. Çaldığım her kapıdan eli boş döndüm. Ben ne yapmışım? Sadece yüreği yanan bir babayım. Her gün acı içindeyim. Orada doğru düzgün bir çalışma yapmadan ‘cenaze yok’ diyorlar. Benim oğlumun cenazesinin Sur’da olduğunu kesin biliyorum. Oğlumun cenazesini çıkartmıyorlarsa bari bana izin versinler kendi imkân ve çabalarımla Sur’a gidip oğlumun cenazesini bulup çıkartayım” dedi.
‘CENAZEYİ BULAMADIĞIMIZ HER GÜN ACIMIZ KATLANIYOR’
Oğlunun cenazesinin bulunması için devlet ve hükümet yetkililerine çağrıda bulunan Arslan, “Ben bir babayım, Diyarbakır Valisi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı, İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanın da çocukları var. Benim yaşadığım acıyı anlamalarını bekliyorum. Yaşadığım acıyı dindirsinler. Sur’da benim oğlum yerinde onların çocukları olsaydı bu kadar beklerler miydi? Bir baba olarak 23 aydır acı içerisindeyim. Cenazeyi bulamadığımız her gün acımız katlanıyor. Annesi de öyle. Televizyonda cenazeyle ilgili bir haber gördüğümüzde kendimizi tutamıyoruz. Oğlumun bir parçası bile kalmışsa versinler bileyim ki bir mezarı var. Bir avuç toprağının üstünü gideyim benim gönlüm rahat olsun. Acım biraz da olsa diner” ifadelerini kullandı.
‘ÇOCUKLARININ MEZARSIZ OLMALARINI KABUL EDİYORLARSA…’
Oğlunun cenazenin bulunduğu Sur’da yapılan inşaat çalışmalarına tepki gösteren Arslan, “Diyarbakır Valisi kendi çocuklarının mezarının olmamasını kabul ediyorsa ben de oğlumun mezarsız olmasını kabul ediyorum. Onlar çocuklarının cenazesinin inşaat altında kalmasına izin verirler miydi? Mezarı olmayan oğlumun cenazesi inşaatların altında mı kalsın? Aklım hep Sur’da. Oğlumun cenazesinin inşaatın altında kalmasını istemiyorum. Kendileri çıkartmıyorlar izin versinler ben oğlumun cenazesini çıkartayım. Ben bunu istiyorum” diye seslendi.
MA / Deniz Tekin