İSTANBUL – Kürtlerin kazanımlarına yönelik artan saldırılara dikkati çeken gazeteci Fehim Işık, “Bu saldırıların önüne geçmek için ulusal birlik şart. Dolayısıyla burada A’dan Z’ye her Kürde, her dosta, her insanım diyene bir sorumluluk düşüyor” dedi.
Türkiye’nin 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyona karşı dünyanın dört bir tarafından tepkiler gelişti. Dünyada Kürtlere karşı oluşmuş vicdani olguyu siyasal kazanımlar elde etmeye dönüştürmek gerektiğini ifade eden gazeteci Fehim Işık, bu anlamda herkese sorumluluk düştüğünü ifade etti.
‘PLANI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik düzenlediği operasyonla bölgedeki uluslararası dengelerin değişmediğini ifade eden Işık, oluşturulmak istenen planın dengeler değişiyormuş gibi gösterilip adım adım yaşama geçirilmeye çalışıldığını vurguladı. Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyona 8 Ekim’de yapılan Trump-Erdoğan görüşmesi sonrası başladığını hatırlatan Işık, “Trump bu görüşmeden sonra Suriye’den güçlerini çekme kararı aldı. Bunun sonucunda Türkiye’nin gireceği bütün alanlar boşaltıldı. Rusya bu durumu sessizce izledi. Türkiye sonuç itibariyle Serêkaniyê ve Gre Spi’ye çok büyük hava saldırıları ve DAİŞ artığı radikal örgütler eşliğinde girdi. Ardından ABD ve Rusya Türkiye ile biri 120 saatlik biri 150 saatlik bir ateşkes imzaladılar. Trump’un başından beri DSG’ye dayatmak istediği plan bu şekilde yaşama geçti. Yani burada bir denge değişikliği söz konusu değil. Halen de bu planı istedikleri gibi sürdürmeye çalışıyorlar” diye belirtti.
‘HESAPLAR TUTMADI’
Operasyona izin veren güçlerin hesap edemediği bir durumun gerçekleştiğini ifade eden Işık, operasyonun başlamasıyla birlikte hem Trump’a hem de diğer Avrupa ülkelerine karşı dünyanın her tarafından tepkilerin geldiğinin altını çizdi. Bölgedeki güçlerin de her şeye rağmen direnişlerini sürdürdüklerini belirten Işık, “Dolayısıyla bu güçler planlarından geri adım atmaya başladılar. 6 Kasım’da DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin bir açıklaması vardı. ABD ile DAİŞ karşıtlığının süreceğini söylüyordu. Yine diğer taraftan yapılan anlaşmalar sonucunda bölgeden güçlerinin çekildiğini ama alanı tamamen boşaltmadıklarını söylüyordu. Yani Türkçesiyle ‘Biz halkımıza yönelik bir saldırı olursa onları savunmasız bırakmayacağız. Onlara dönük saldırılara cevap vereceğiz ve meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanacağız’ diyor” ifadelerini kullandı.
‘SÜRECİ BELİRLEYECEK OLAN DİRENİŞTİR’
Kürtlerin de ilk defa 4 parçada ulusal duyguyla yan yana gelerek çok ciddi bir tepki geliştirdiklerini belirten Işık, “Bu da dikkate alınması gereken bir şey. Baktığımızda sahada Türkiye ABD ve Rusya ile devriyelere başladı. Ama işte o devriyelere dönük halkın tepkilerini tüm dünya izliyor. Bunlar sıradan şeyler değil. Evet bir plan var ama o planın karşısında hem güçlü bir direniş hem de güçlü bir sahiplenme var. Bundan sonraki süreci de belirleyecek odur” dedi.
‘KÜRTLER 4 PARÇADA BİR ARAYA GELMELİ’
Bu dönemde iki şeyin çok önemli olduğunu vurgulayan Işık, şöyle devam etti: “Birincisi 1920’den sonra Ortadoğu cetvelle paylaşılıp bölüşülürken Kürtler güçsüzdü ve temsiliyetleri yoktu. 100 yıl sonra o bölge tekrar dizayn edilirken Kürtler artık farklı. Kürtlerin artık Irak Kürdistanı’nda federasyonla yönetilen, bir meclisi olan ve kendi coğrafyasını yöneten bir yapılanması var. Yine Rojava’da bir sistem oluşturulmuş. Kürdistan’ın 4 parçasını katacak olursak 100 binleri bulan silahlı güçleri var. Yani Kürtler 1920’lerdeki koşullara sahip değiller. İkincisi vicdanları titretmiş büyük bir sevgi yumağı oluşturmuş bir olgu da var karşımızda. Yani dünyanın vicdanında Kürtler temiz, DAİŞ’e karşı savaşmış, gerektiğinde dünyayı da koruyabilecek fedakar bir güç olarak görülüyor. İşte Kürtlere bunu taçlandıracak olgular lazım. Yani artık Kürtlerin ulusal çıkarlar temelinde bir araya gelmelerini sağlayacak adımların atılması lazım. Bu konuya ilişkin çok ciddi çağrılar da var. Diğer taraftan Rojava özerk yönetiminden ve dünyanın her tarafından gelen çok ciddi talepler ve istekler var. Dolayısıyla Kürtler Kuzeyiyle, Güneyiyle, Doğusuyla ve Batısıyla bu sorunu çözmek zorundadır.”
‘HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’
Kürtler ortak adım atmadıkları durumda saldırıların daha da artacağını belirten Işık, Kürtlerin kazanımlarına bir yönelim olduğunu belirterek, “Kerkük, Efrin, Serêkaniyê, Gre Spi ve daha birçok bölge işgal altında. Bu işgale karşı ulusal birlikle cevap verilemezse bu işgal alanları gidecek. Böylece yeni işgal alanlarına da fırsat vermiş olacağız. Türk devleti ve ordusu ciddi bir şekilde Rojava ile Irak Kürdistanı’nı birbirinden ayırmaya dönük bir işgal hareketine girmiş durumda. Şengal’in bombalamasının temel nedeni budur. Çünkü o alanda Musul üzerinden Bağdat’a kadar ulaşabilecek yeni bir ticaret alanı açmayı düşünüyorlar. Bu ticaret alanını da açmak için yüz binlerce insanı öldürebilmeyi göze alabiliyorlar. Bunun önüne geçmek için ulusal birlik şart. Dünyada Kürtlere karşı vicdani bir hareket oluşmuş durumda. O vicdani olguyu ciddi ve etkili çalışmalarla siyasal kazanımlar elde etmeye dönük bir desteğe dönüştürmemiz lazım. Dolayısıyla bunları harekete geçirebilecek bir direniş içerisinde olmak lazım. Yani A’dan Z’ye her Kürde, her dosta, her insanım diyene bir sorumluluk düşüyor” şeklinde konuştu.
MA / Ferhat Çelik