ADANA – Yurt faciası davasının kararını değerlendiren Aladağlı aileler, “Bugün az da olsa yüreğimize su serpildi. Biz köylerden yayan olarak duruşmayı takip ettik. Bu davayı kazandık ama kamuda çalışanlara az ceza verdiler” dedi.
Adana'nın Aladağ ilçesinde 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği yurt yangını davasında 18 sanıktan 8'ine 8 yıl 10 ay 20 gün ile 12 yıl 2 ay 20 gün arasında değişen hapis cezaları verildi. Duruşma sonrası aileler ve avukatlar kararı değerlendi.
Avukat Can Atalay, “Belki de en önemli dava dün Fethullahçılara sağlanan olanaklar bugün başka cemaatlere sağlanıyor. Bu olanaklarla eğitim özelleştiriliyor ve cemaatlere teslim ediliyor. Bu dosyada hiçbir kuşku kalmamıştır, hepsi çok açık. Hiçbir güvenlik önlemi almadıkları, yangının göz göre göre geldiği, çocukların elektrikten çarpılmasına rağmen önlem almadıkları, saydıkça her şey çok açık. Kovuşturma aşamasında bilirkişi araştırma yapması gerekirken, yurt yıkıldı ve deliler karartıldı. 3 hafta da bu sanıkların hepsi tahliye edildi. Bu kararda bizim eleştireceğimiz şeyler var. İstinaf dilekçemizi hazırlamaya kafamızda başladık. Ama şunu söyleyelim; Türkiye’nin hukuk tarihinde önemli bir aşama oldu bu karar özellikle dernek yöneticileri ve dernek başkanı çok ciddi cezalar aldı” ifadelerini kullandı.
'CEZA TATMİN EDİCİ DEĞİL'
Avukat Evren İşler ise, verilen karar değinerek, şöyle konuştu: “Dosyada yangın tüpleriyle ilgili bir meselemiz vardı. Bu konuda sanık olan Mehmet İpek ve Zeki Yılmaz’ın beraatına karar verildi. İtfaiye erleri Durmuş Gökçe, Hasan Turan Çakmak, Nihat Sarraf ve Yücel Turaç’ın delil yetersizliğinden beraatına karar verildi. Kamu görevlileri İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş ve diğer kamu görevlileri Bayram Aydın, Cihan Ünal, Davut Gökçeli ve Ramazan Arı hakkında 85/2’den yani taksirle insan öldürme suçundan beraat kararı verildi. Görevi kötüye kullanma suçundan 9 ay cezalandırılmalarına karar verildi. Bundan da bir indirim yapıldı. 7 ay 15 gün ceza verildi. Direkt açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Süleymancılara ait dernek müdürü hakkında bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi. Yurt müdürü Cumali Genç hakkında bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanması suçundan 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildi. Yurtta çalıştığını inkar eden ama fiilen yurt müdürü yardımcılığı görevini yapan sanık Mahmut Deniz hakkında 10 yıl hapis cezası verildi. Diğer dernek yöneticileri Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olduğu için ceza verildi. Verilen ceza birinci taksir seviyesinde olduğu için artırıldı. 8 yıl 10 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildi. Bu gün buradan bir ceza çıktıysa bizim için bir tatmin edici ceza olmadı.”
'BU YARA DEVAM EDECEK'
Ankara Baro Başkanı Avukat Erinç Sağkan, dosyadaki 8 farklı rapora değinerek, yangının net nerede kaynaklandığının tespit edilmediğini söyledi. Sağkan, “Az önce meslektaşım ifade etti. Yangının çıktığı yurt binası maalesef davalar başlamadan belediye kararı bile olmaksızın yıkılarak deliller alenen herkesin gözü önünde yok edildi bu dava dosyasında. Ancak meslektaşlarımız davalarını devam ettirdi. Bir kısım sanıklar ciddi cezalar aldılar ancak asıl cezayı alması gereken kamu görevlileri ve diğerleri gerekli cezayı almadılar. Yeterli denetimi yapmayan kamu görevlileri cezalandırılmayana kadar, olası kasttan adam öldürmeyle cezalandırılmayana kadar vicdanlarda bu yara devam edecektir. O nedenle davanın bundan sonraki aşamalarının da çok büyük bir titizlikle takip edilmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
'KARANLIĞA TESLİM OLUNMADI'
Adana Baro Başkanı Veli Küçük ise, kayda değer bir ceza verildiğini belirterek, “Bazı sanıklara bu faciada verilecek ceza olası kast çerçevesinde yapılacak değerlendirmeyle çok daha ciddi, çok daha vahametine uygun olmalıydı” dedi.
Eğitim Sen Genel Başkanı Feraye Aydoğan Aytekin da, “2.5 yılı aşkındır Aladağ’ın ailelerinin direncinin başarısıdır. Biz Aladağlı ailelere borçluyuz. Eğitim hakkı elinden alınan tüm çocuklarımızın sesine ses oldukları için borçluyuz. Bugün aslında Kozan’dan bütün ülkenin her yerine bir umut yayılmaya başlamıştır. Çocuklarımızın yaşadığı karanlığa karşı bir umut ışığı olmuştur. Bu karanlığa hiçbir zaman teslim olmadık ve bu karanlığa teslim olmamanın ışığı yaratıldı” diye konuştu.
DURUŞMAYA YAYAN GİTTİLER
Aladağlı ailelerden Ahmet Yetim ise, şunları söyledi: “2 çocuğum kaybolsa da sorun değil ama geride kalanlar var. Geride kalan yavrularında başına bunlar gelmesin. 10 yaşındaki yavrularımızı biz kimlere emanet edeceğiz. 3 seneden beri yayan olarak yollardan gelerek ben bu adaletin arkasından koşuyorum. 12 tane hayatını kaybetmiş yavrumuzun hesabı sorulmadı 3 yılda. 16 tane ayakları kırılmış kolları kırılmış yavrularımız için adaletin kafası çalışmadı. Bu arkadaşlarımızın kafası çalıştı. Ben başka çocukların başına böyle bir şey gelmesin diye bu mücadeleyi verdim.”
CEZALAR AZ
Başka bir mağdur ailesi de şunları söyledi: “Çocuklarımızın mücadelesinde tüm Türkiye bizlerin yanında oldu. Bugün az da olsa yüreğimize su serpildi. Cezası az ama cezalar yerini buldu. Biz köylerden yayan olarak duruşmayı takip ettik. Bu davayı kazandık ama kamuda çalışanlara cezayı az verdiler bu bizi tatmin etmedi. Milli Eğitime verilen ceza olmadı.”