Urfa'nın Siverek ilçesi Çeltik mahallesinde yaşanan arazi anlaşmazlığı sonucu Hakkı, Zozan, Meral ve Musa Serhat İzol ile Rıdvan Buluş ve Serdar Delen’in öldürüldüğü olaya dair incelemelerde bulunmak için bölgeye giden Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti içinde yer alan Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu. 

 

Öcalan’a göre; bölgede aşiret, aile ve kabilecilik devlet tarafından desteklenip yeniden yaratılmak isteniyor.  

 

'AŞİRETÇİLİK POHPOHLANIYOR'

 

Urfa’nın devlet tarafından "pilot bölge" olarak seçildiğini söyleyen HDP’li Öcalan, kente birçok noktada yönelim olduğunu, Siverek’te 4 kişinin yarı otomatik silahlarla öldürülmesi ve olayın faillerinin kaçarken 2 kişiyi de trafik kazasında öldürmesinin kabul edilemeyeceğini ifade etti. 

 

Urfa özelinde ülkede bir silahlanma furyasının başlatıldığını dile getiren Öcalan, şöyle konuştu: “Urfa’da ekmek peynir gibi yarı otomatik silahlar dağıtılmaktadır. Bilindiği gibi 2008’in 14 Haziran’ında Suruç’ta da bir olay yaşandı. O olayın faillerine dönük herhangi bir tutuklama ve soruşturma olmamıştır. Biz bunu devletin politikasına bağlıyoruz. Sayın Öcalan son avukat görüşmelerinde aşiretçilik, ailecilik ve kabileciliğin sistem tarafından yeniden güçlendirildiğini söylemişti. Şırnak ve Kürdistan’ın birçok şehrinde devlet tarafından geliştirilen aşiretçilik, bölgecilik, koruculuk sisteminin üst düzeye çıkarıldığını ifade etmişti. Devlet mekanizması bunu pohpohlamaktadır. Aşiretçiliği tekrardan hortlatmak noktasında rol oynamaktadır." 

 

KÜRDÜ KÜRDE KIRDIRMAK 

 

Siverek'teki katliamda adı geçen İzol Aşireti'nin kozmopolit bir yapıda olduğunu söyleyen Öcalan, "Bir çok siyasi partide görev alan insanlar var. Devlet İzol Aşireti'ni seçerek, aşiretçiliği tekrar hortlatma ve devletin hizmetine sokma, Kürdü Kürde kırdırarak Kürtleri meşgul etme noktasında rol oynamaktadır” dedi. 

 

KÜRTLERE UYARI 

 

Öcalan, "Kesinlikle böyle provokasyonlara gelmeyin” diye çağrı yaptığı Kürtlere, şu uyarılarda bulundu: “Devlet yıllardır uyguladığı politikalarını tekrarlamaktadır. Bu noktada devletin halkın birbirini katletmesi noktasında teşvik edici pozisyonda olduğunu biliyoruz. Burada binlerce dönüm araziye sahip olan insanlar vardır. Şehrimizi herkes bilir. Mevsimlik işçi olarak yüz binlerce insan yaşamını devam ettirebilmek için dışarıya çalışmaya gider. Ama burada bir şahsın, bir ailenin binlerce dönüm arazisi var. Bu arazilerine daha çok arazi katmak için aynı kandan olan kardeşlerini, amca çocuklarını katletmekten geri durmamaktadırlar. Devlet burada bir güç merkezi oluşturmak istemektedir. Bunu, kimi aileler üzerinden yapmak istemektedir. Bu, Kürdistan’a zarar vermektedir. Halkımızın bu noktada hassas olması gerekmektedir. Devletin bu kirli politikalarına gelmemesi gerekiyor" dedi.

 

'SİYASET EKSİK KALIYOR'

 

Siyaset kurumunun da görevini tam olarak yerine getirmediğini ve bu noktada kendisinin de özeleştiri verdiğini kaydeden Öcalan, şöyle devam etti: “Tabana yayılmada, bilgilendirmede siyaset üstüne düşeni yapabilse bu olaylar tekrarlanmazdı. Ne yazık ki bu olaylar yaşanmaya devam etmektedir. Bu noktada siyasetin yetmezliği söz konusudur. Siyasal, toplumsal alanda bir boşluk olunca devlet bunu kendi yol ve yöntemleriyle doldurmaktadır. Sayın Öcalan birçok defa; Aşiretçilik, kabilecilik, aileciliğin devletin malzemesi haline geldiğini, bu malzemenin de Kürtler üzerinde kullanıldığını söylemiştir. Ailenin bir tarafını kendine çekme, sınırsız yetkiler verme, hatta buradaki devlet mekanizmalarının üzerinde güç duruma geldiklerini bilmekteyiz. Bu durumu, toplumda daha fazla tartışma konusu yapmak lazım. Siyasal atmosferden ve çatışmalı durumdan kaynaklı, siyaset yapan kurumların halktan koptuğunu belirtebiliriz. Ama artık bu noktada herkesin rol ve misyonunu oynaması gerekiyor. Halkın içinde bu konulara daha fazla dikkat çekilmesi gerekiyor.”