İSTANBUL - Gazeteci Haydar Ergül, HDP ve DBP’li siyasetçilerle birlikte yargılandığı dava duruşmasında, iki isimle birlikte tahliye edildi. Duruşma savcısı, avukatların savunmalarında İmralı tecridine değindiği sırada duruşma salonunu terk etti.
Gazeteci Haydar Ergül'ün aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de bulunduğu 19 isimle birlikte yargılandığı davanın duruşması İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sekizincisi görülen duruşmada tutuklu sanıklardan Abdullah Geldi salonda hazır bulundurulurken, gazeteci Haydar Ergül ile Ercan Doğru SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Dava kapsamında tutuklu bulunan Eşref Yaşar, Aygül Turhan, Mustafa Elma, Münevver İlingi ve Aysel Dilber ile başka davadan tutuklu bulunan Şeyma Kantarcı ise, mahkeme heyetine gönderdikleri dilekçe ile İmralı tecridi son buluncaya kadar mahkemeleri boykot ettiklerini ve duruşmalara katılmayacaklarını iletti.
Duruşmada ilk olarak tutuklu sanıklardan Ercan Doğru lehine Cemil Kahraman tanıklık yaptı. Karaman, "Ercan Doğru, Lale'lide ayakkabıcılık yapıyordu. Biz de nakliyecilik yapıyorduk. Mal getirip götürürüm" dedi. Kahraman, iddia edildiği gibi Doğru'nun örgüt adına para topladığına rastlamadığını söyledi.
Ardından söz alan tutuklu Abdullah Geldi, "İnsana ve adalete olan inancımı yitirmiş değilim. Adaletin içerdiği anlama büyük değer veririm. Hukuk yazımsal bir değerdir, ama adalet öyle değildir. 15 aydır cezaevinde yatıyorum. Tutukluluğuma gerekçe olarak bir saatlik HDP Bağcılar'da katıldığım eğitim gösteriliyor. Göbeklitepe'yi bugün herkes konuşuyor, Verimli Hilal'i, doğuşun coğrafyası Mezopotamya'yı anlatmışım. Adalet istiyorum. Anlattıklarımı herhangi bir yerde, TV'de, partide konuşsam suç olmayacak, HDP'de konuştuğum için suç. Oysa ki ben HDP'nin resmi üyesiyim" dedi.
Cezaevlerinin işkencehaneye dönüştüğünü belirten Geldi, "Pasla yıkanıyoruz, suyumuz o kadar kirli. Haber alamıyoruz. Gazete verilmiyor, radyolar toplatıldı" diye konuştu.
'15 AYDIR TUTUKLUYUM'
Ardından tutuklu gazeteci Haydar Ergül’e savunması için söz verildi. Ergül, yaptığı savunmasında "15 aydır tutukluyum. Sağlık sorunlarım da var. Mahkemeye bile gelemiyorum. Mağduriyetimiz arttırılmasın. Ben Avrupa'da 20 yıl yaşamış biriyim. İsteseydim gider orada yaşardım ama burada yaşamak istiyorum. Ortada herhangi bir somut veri yok iken tutuklandık" diyerek, mahkeme heyetinden tahliyesini istedi Sanık Ercan Doğru da, yaptığı savunmasında tahliye talebinde bulundu.
'İMRALI UYGULAMA MERKEZİ'
Avukat Raziye Turgut ise, tutukluların duruşmayı boykot etmesinin gerekçesini anlattı.
Tutukluların İmralı tecridini protesto ettiğini ve bir an önce tecridin sonlandırılmasını talep ettiklerini dile getiren Av. Turgut, tutukluların bu taleplerinin kendilerinin de talepleri olduğunu ifade etti. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, 2015 yılından bu yana ailesi ile sadece üç defa görüşebildiğini söyleyen Turgut, "20 yıldır telefon hakkını kullanamıyor. Tüm talepler hukuki talepler ve bu hukuki taleplerin karşılanması isteniyor. İmralı'daki tüm politikalar Türkiye'ye sirayet etmiş durumda. İmralı bir uygulama merkezi" dedi.
SAVCI DURUŞMAYI TERK ETTİ
Av. Turgut, İmralı tecridine değindiği sırada duruşma savcısı Ersin Esenal, "Bunları anlatmaya gerek yok. Bunların yargılama ile alakası yok" diyerek tepki gösterdi. Ancak Av. Turgut beyanlarına devam edince savcı Esenal, duruşmayı terk etti. Bunun üzerine Av. Turgut, "Sayın Başkan, sanırım savcı bey beni dinlemeyecek" diye belirtti. Savcının bir süre gelmemesi üzerine mahkeme başkanı, duruşma savcısını yeniden duruşmaya çağırdı.
Savcının yeniden duruşmadaki yerini almasıyla birlikte beyanlarına devam eden Av. Turgut, şunları söyledi: "Şu anda Sayın Öcalan'a disiplin cezaları verilerek, görüşleri engelleniyor. Bu antidemokratik durumlar kurumsallaşmış durumda. 1 Mart tarihiyle tüm cezaevlerinde açlık grevine başlandı. Müvekkillerimizin buraya gelmemesi yargıya olan tepkidir, bu tepki doğru okunmalıdır."
'MÜVEKKİLLERİMİZİN HAYATINDAN ENDİŞE EDİYORUZ'
Onun ardından söz alan Avukat Hüseyin Boğatekin de, "TMK ile yargılama yapan hiçbir mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığını düşünüyoruz. Bu yargılamalar mahkemelerüstü bir durumdur. İnsanlar cezaevlerinde yaşamını yitiyor. Müvekkillerimizin hayatından endişe ediyoruz" dedi.
3 İSME TAHLİYE
Avukatların savunmalarının ardından kararını açıklamak üzere duruşmaya bir süre ara veren Mahkeme heyeti, sonrasında sanıklardan Ercan Doğru, Haydar Ergül ve Abdullah Geldi’nin ‘adli kontrol şartı’ ile tahliyelerine kararı verdi.
Mahkeme heyeti, dosya kapsamında tutuklu bulunan diğer 5 ismin ise tutukluluklarının devamına kararı kıldı. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’a ertelendi.